Bölüm 5; güven!

292 63 252
                                    

"İris!" dedi Anne. "Kraliçenin kardeşlerinden en şeytani olanı! Bir 7-6'lık! Tüm cadı tarihindeki en güçlü ikinci cadı! Onu öldürebilmiş olsanız çok mutlu olurdum!"

"Onu öldürdük!" dedi Daniel. Gözleri dolmuştu. Sinirden tir tir titriyordu. "ONU ÖLDÜRDÜM!!" diye bağırdı. Anne başını iki yana sallamış, Daniel yıkılmıştı. Kalbine öyle bir ağrı girmişti ki tüm bedeni kasılıyordu. Belini büküp başını eğdi, elini yüzüne ve boğazına doğru atıyor kendini gırtlaklayası geliyordu. Almas kıvranan Civciv'in sırtına dokunmak için yaklaştı ama bu hareketi teşebbüste kalmıştı. Onun avuç içindeki yara izine bakan ve titreyen hali müsaade etmiyordu bunu yapmasına. Babasının intikamını aldığı düşüncesinin bir yanılgı olduğunu öğrenmesi ezmişti Daniel'i.

"Bir cadının kafası kesilince öldüğünü düşünüyorsunuz sanırım." diye devam etti anne. "Anlayacağınız şekilde söyleyeyim, bu bir cadıyı sadece bayıltır."

"Nasıl yani yaa yuh?! Kafasını kesiyoruz işte nasıl ölmüyorlar?!" diye çıkıştı Yume. Kimsenin aklı kabul etmiyordu bu durumu. "Maalesef öyle." diye karşılık verdi Büyünün Annesi. "Bir cadı yarası ne kadar derin olursa olsun kendini iyileştirebilir. Ama kafası kesildiğinde bu onun büyü yapmasını engeller, bu yüzden uykuya dalarlar. Ama bu şekilde ölü zannedilen bir cadı bir başkası tarafından kolayca diriltilebilir. Buna şahit oldunuz zaten değil mi?"

Eliyle savaştan kalma üst üste yığılmış cadı cesetlerini gösterdi.

"Bu cadıların hepsi hala hayattalar. Tekrar ayaklanmaları ise büyünün pembe rengi ile gayet mümkün."

"Peki ne yapacağız o zaman?!" dedi Yume. "Bu ne arkadaş ya delireceğim!"

"Bir yol biliyorum, onları yakacağız. Böylece iyileştirilmeleri günler, hatta aylar sürecek. Bu seviyedeki cadılar için de kimse bu kadar uğraşmaz zaten."

Yume'nin gözleri parıldadı. "Ee çok iyiymiş bu! Tamam Anne, yakma işi bende!"

Anne ayağa kalkıp üstünü silkti ve "Hadi bakalım! Birkaçınız çukur kazmaya başlasın, şu cadıları halledip gidelim buradan!" dedi. Zıplar gibi ayağa fırlayan Evan, "Bir dakika bir dakika. Nereye gidiyoruz? Ne zamandır bize emir veriyorsun? Cadı olduğunu öğrendikten sonra sana öylece güvenecek değiliz!" dedi. Neşeli neşeli cadılara doğru giden Yume duraksadı. Dönüp Evan'a baktığında işin hiç de şakaya alınmayacak bir şey olduğunu hissetti. Jakaranda da ayağa kalkmıştı. Elini Evan'ın omzuna koyup "Katılıyorum!" dedi. "Bize cadı olduğunu baştan söylemedin, Evan fark etmiş olmasaydı söylemeyi de düşünmüyordun! Adını da saklıyorsun! Cadıların bile çözemediği garip derecede güçlü büyüler kullanmandan bahsetmiyorum bile! Ben de sana güvenebileceğimizi düşünmüyorum!" diye atıldı. Yume koşarak yanlarına geldi ve sırtlarına vurdu. "Hadi ama çocuklar, bizi kurtardı hem de iki kez! Abartıyorsunuz!" dedi. Evan hiç etkilenmemişti bundan. "İris de ustamı defalarca kurtarmıştır belki, ama bu sonucu değiştirmiyor! Oyuna gelmeyeceğim!"

Anne o ana kadar her şeyi günlük gülistanlık zannetmişti. Cadı olduğunun ortaya çıkmasını kolayca geçiştiremeyecekmiş gibi gözüküyordu. Bu insanların cadılarla alakalı yaraları, travmaları vardı belli ki. İç çekti ve konuşmaya başladı. "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Haklı sebepleriniz olabilir ama bana bir şans verirseniz..."

"Kapa çeneni!" dedi Evan. "Bizi sözlerinle oyuna getiremeyeceksin!"

Büyünün Annesi donakalmıştı. Çaresizce ona bakan insanların gözlerinde dolanıyordu. "Bakın. Acınızı anlayabiliyorum! Cadıların nasıl varlıklar olduğunu biliyorum. Lütfen..." Evan "Sana sus dedim!" diye bağırdı ve Amasia'ya seslendi. Amasia boş boş Evan'a bakıyordu. Bu cadılar ile savaşmaya başlamadan önce aralarında kararlaştırdıkları bir koddu. Manasını gruptaki herkes çok iyi biliyordu. Yume, Evan'ın omzuna elini koydu ve "Hey, hey! Evan! Ne yapıyorsun oğlum?" dedi. Evan omzunu sert bir şekilde çekerek Amasia'ya yürüdü ve elini çantasına attı. Bu sırada "Bakın size yardım etmek istiyorum. Eğer istersem buradan şu an çekip gidebilirim, beni de durduramazsaınız ama..." diyen Anne'nin sözü üçüncü kez Evan tarafından kesilip atılmıştı. "Hiç zannetmiyorum!"

Demir Bağlar - KUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin