Bölüm 4; hiç cadı avladın mı peki?

275 64 179
                                    


"Daniel! Hey Daniel!"

Daniel, yanına çömelmiş ona seslenen Almas'ın sesiyle uyanmıştı ama gözlerini açamıyordu. İki kez ölümle burun buruna gelip kıl payı kurtulmak onu ciddi manada yormuştu. Hal diliyle kalkmak istemediğini açık bir şekilde ifade etse de Almas pes etmeyi düşünmüyordu. "Civciv!" diyerek sarstı onu. Daniel mutsuz bir şekilde doğruldu. Eliyle saçlarını düzeltti ve "Ne oldu?" dedi. Almas ona yaklaşıp parmağı ile Evan'ı gösterdi. Saatler önce Büyünün Annesi önüne bağdaş kurmuştu ve hala aynı noktada, aynı pozisyondaydı. "Evan." diye fısıldadı Almas. "Hiç uyumadı Daniel. Endişeleniyorum, gidip onunla konuşsan mı ne dersin?"

Daniel dostuna bir süre bakıp gülümsedi. Elini Almas'ın omzuna koyup ayağa kalktı ve üzerini silkti. "Fısıldaman onun bu konuşmayı duymasına mani değil biliyorsun değil mi?" dedi ve yürümeye başladı. Omuz silkti Almas, "Biliyorum ama ne yapayım." diye karşılık verdi.

Evan'ın yanına gelip dikilen Daniel hala uyku sersemiydi. Bir süre gerindi, kol ve bacaklarını açarak kendine gelmeye çalıştı. "Zırhsız olmak çok kötü hissettiriyor." dedi ve arkadaşının yanına oturdu. "Problem ne demirci? Kadına güvenmiyor musun yoksa?"

Evan gözlerini bir saniye bile kırpmadan Büyünün Annesi'ne bakıyordu.

"Her şeyi görmeye ve bilmeye o kadar alışmışım ki, bu kadının varlığından şüphe ediyorum. Hiçbir şey hissedememek canımı çok sıkıyor. Bu gücü kazanmadan önce nasıl yaşadığımı merak ediyorum Daniel. Sanki gözlerimi bir an kapatsam yok olup gidecekmiş gibi."

Daniel birkaç saniye durup düşündükten sonra Evan'ın üzerine atladı. Onun kafasını kilide aldı ve kolunun içini suratına kapattı. Evan bir yandan tepiniyor bir yandan da gözleri önündeki perdeyi kaldırmaya çalışıyordu. "Ne yapıyorsun?!" Daniel hafif hafif boğazını da sıkarak ve pis pis gülümseyerek "Sen bakmayınca ortadan kayboluyor mu diye test ediyorum, demirci! Şimdilik bir sıkıntı yok gibi!" dedi. Evan "Herhalde öyle bir şey olmayacak Civciv!" diye bağırdı. Daniel ayaklarını Evan'ın beline doladı ve onu kıskaca aldı. Kafasını daha da sıkıyor ve yumruğunu sertçe kafasının tepesine, saçlarına sürtüyordu. "O zaman neden boş boş konuşuyorsun ha! Birkaç şeyi hissediyorsun diye kendini bir şey mi zannetmeye başladın yoksa! Bakmayınca kadın yok olacakmış, bak sen!" Evan, Daniel'in kolunu biraz gevşetebilmiş ama Civciv diğer kolunu da bastırıp "Bugüne kadar kıskacımdan hiç kurtulamadın Evan! Çabalama boş yere!" dedi ve güldü. Evan boğuk sesiyle "Bir şeyi unutuyorsun dostum!" diye karşılık verdi ve dirseğini Daniel'in karnına geçirdi. "Bugün zırh giymiyorsun!" Kolları gevşeyen Civciv'i tepesinden attı ve ters dönüp üzerine çıktı. Kahkahalarla gülen arkadaşının gırtlağına yapışınca dili dışarı fırladı Daniel'in. Tam o esnada Yume'nin sesi duyuldu. "Altta kalanın canı çıksın!" diye bağırıp Evan'ın tepesine atladı. Bu hengameyle serbest kalan Daniel ikisinin de kafasını koltuğu altına almış ve gülmeye başlamıştı. Evan karnına bir yumruk atmış, Yume de ensesine elini attığı Daniel'in saçını çekmişti. Civciv düşünce Yume tekrar Evan'ın üzerine atlamaya çalıştı ama bunu hisseden Evan sırt üstü yere yatıp karnına ayağını koyduğu Yume'yi üzerinden fırlattı. Sırt üstü yere kapaklanan Ejder Kol, çimenler arasında dövünürken saçları kısacık kalmış kafasına bir şaplak vurdu Evan. "Avucunu yala keltoş!" Bir anda Evan'ın kollarına giren Daniel, ayaklarına vurup onu dizleri üzerine çöktürmüştü. "Evan'ın saçlarını kes Yume! Acele at!" diye bağırdı. Yume ise gözlerini ateş bürümüş şekilde kalktı ayağa. Evan korkuyla kıpraşıyor ve Daniel'e kendini bırakmasını yalvarıyordu. Onlara doğru koşan Yume hiç çekinmeden ayağının tabanını vurdu Evan'ın yüzüne. Birden geriye giden Evan'ın kafası Daniel'in burnuna çarpmıştı. İkisi de acıyla devrildiler. "Saçımla ilgili şaka yapanı yakarım!"

Demir Bağlar - KUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin