Bildiği her şeyi bir bir anlatmaya başladı Evan. O zamanlar sadece bir gezgin olan Kuzey Kralı'yla başladı, onunla ve onun Cadı Avcıları'yla yaptığı planla, her şeyin dönüm noktasıyla. Savaşın kazanılmasıyla, krallıkların kurulmasıyla ve insanlığın tüm gelişmeleriyle. Ardından Lonya'ya, Yuva'ya saldıran bir cadıyla rengi değişti konuşmanın. İris'in adının geçmesiyle Büyünün Annesi'nin yüzü de düşmüştü. Tüm dikkatini vermiş bir şekilde dinliyordu her şeyi, bir yandan yürümeye devam ederken. Cadı Avcıları'nı bulma görevine çıktıkları kısımda iç çekti. Bu hikaye onu bunaltmaya başlamıştı. Sabırla direndi ve dinlemeye devam etti. İris'in Hibra'yı öldürüşünden ve Kor Taşı'nı alışından sonra Daniel'in çektiği derince nefes durdurdu Evan'ı. Dostunun kalbindeki dinmek bilmeyen öfke ve hüzün birbiri içine girip çıkıyor, ciğerlerinin sıkışışı Evan'ı huzursuz ediyordu. Bir anda yürümeyi kesti Daniel. Herkes duraksamış ve ona bakmıştı. Evan'a gözünün birini kısarak ve başını yana yatırarak bir işaret yaptı ve "Siz devam edin demirci. Ben biraz takılacağım!" dedi. Ellerini cebine soktu ve tam ters istikamete doğru gitti. Evan, Almas'a doğru kaydırdı gözlerini. Onun göğsü önünde birleştirdiği ellerine bakmak, Daniel'e dalıp gitmiş elem dolu gözlerini görmek iç dünyasını anlamaya yetiyordu. "Ejder Avcısı!" diye seslendi Yume. Almas dalıp gittiği için yerinde sıçrarcasına ona doğru döndü. "Civciv'imiz sana emanet!" dedi Yume. Almas uzaklaşmış Daniel'e, sonra tekrar Yume'ye baktı, başını sallayıp ona doğru koştu.
Evan tekrar yürümeye başlamadan önce yüzünde bir tebessümle Almas'ın koşuşunu izleyen Büyünün Annesi'ni kolundan tuttu ve "Hiç insan öldürdün mü anne?" diye sordu. Anne kolunu sıkan Evan'ın gözlerine baktı bir süre. Çok tanıdık geliyordu bu öfke ona. Başını salladı ve "Hayır." dedi. "Hayır, hiç insan öldürmedim."
İnanmamıştı Evan. Sesinin tonundaki titreşim yalan söylediğini açıkça belli ediyordu, onun içini okumasına gerek yoktu. Jakaranda da kendisi ile aynı fikirdeydi en azından bunu bilebiliyordu. Kolunu bıraktı ve yürümeye devam etti. Herkes tekrar hareketlenmişti.
Hikaye İris'in Kor Taşı'nı Amasia'nın içine koymasıyla devam etti. Ve Amasia'nın talihsiz acı içindeki hayatının başlamasıyla, Sahipsiz Meyve Bahçeleri'nde Evan'la buluşana kadar sürüp giden korkunç yıllarıyla. İris'in tekrar görünmesine kadar devam etti Evan. Ustasının, Ugo'nun ölümü ve cadının peşine düşüşü. Amasia'nın Kor Taşı'yla cadıyı öldürmesi ve iki yıl boyunca kendilerini eğitmeye başlamaları. Ve son olarak da dört krallığın ortak kararı ile Cadı Avcısı güçlerini tekrar ele geçirmek istemeleri.
"İşte her şey bu kadar! Şimdi buradayız ve Cadı Avcısı güçlerini elde edip cadıları ortadan kaldırmayı planlıyoruz!"
Elini kaldırıp "Konuşmamız gereken çok şey var genç savaşçı, ama basitçe şunu söyleyerek başlayayım; Cadı Avcısı güçlerine çok fazla bel bağlıyorsunuz. Onları ele geçirince pek bir şey olmayacak! O taşları almak sizi Cadı Avcısı yapmaz, insan olarak kullanılması mümkün olmayan güçler onlar!" dedi. Evan başını öne eğdi ve gözlerini yumdu. Bu duyduğu şeyi öylece kabul edemezdi. "Ne demek istiyorsun? Açıkça konuş!" Kadın boğazlarını temizledi, sakin kalmaya çalışarak "Cadılar hakkında da Cadı Avcıları hakkında da hiçbir şey bilmiyorsunuz. Anlatacağım çok fazla şey var, bittiğinde neden böyle söylediğimi kavrayacaksın." dedi. Eliyle Evan'ın omzuna dokundu ve "Merak etmeyin, anlatacağım! Her şeyi anlatacağım! Ama önce bir sorum olacak sen konuşurken kafama takıldı, ustanın bir Büyük Savaş yetimi olduğunu söyledin? Bir yanlışlık olmalı, kaç sene önce yapıldı bu savaş?" Evan arkadaşlarına baktı. Garipsemişti bu soruyu. Ondan önce davranıp "Doksan yıl diyebiliriz." dedi Jakaranda. Büyünün Annesi taş kesildi bir anda. Yürümeyi kesti. Gözleri büyümüş, bakışları bir yere sabitlenmişti. Başını arkaya attı ve gülmeye başladı. Birden ciddileşti ve "Şaka olmalı!" dedi. "Bu mümkün değil!" Yüzünün rengi atmıştı ve ellerini bir başına bir yüzüne atıyor onları nereye koyacağını bilemiyordu. İçindeki panik, hal ve hareketlerine tesir etmişti. "Garip! Çok garip!" diye sayıklamaya başladı. Evan da herkes gibi merak içerisindeydi. "Ne oldu?" diye sordu. "Kuzey Kralı dediğiniz adamın o savaşı planladığı zamanları anımsıyorum! Ama bir sıkıntı var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Bağlar - KUM
Fantasy"Şu upuzun ömrümde ne zaman daha garip bir şey göremem desem yanılıyorum. İnsanlar! Şu kıtada sizden daha korkunç bir varlık yok, içinizdeki potansiyel beni benden alıyor hep!" DEMİR BAĞLAR macerası serinin üçüncü kitabı -KUM- ile devam ediyor. Cadı...