My Little Alpha

Üçüncü Bölüm

Yorum istiyorum.

Bunlar geçiş bölümleri olduğu için çok olay yok arkadaşlar, ikisinin şimdiki ilişkisine değinmek istiyorum sadece ve Valery'nin bekleyişini gösterme istiyorum.

(Medya, Dua Lipa - Homesick)

Beyaz duvarları olan misafir odasında uyanalı baya olmasına rağmen yatakta öylece yatıyordum. Saat erkendi, sabah yedi civarlarındaydı ve ben hissettiğim rahatsızlıktan dolayı güzel bir uyku uyuyamamıştım. Bu evdeki odaların birinde hala uyuduğunu düşündüğüm kumral saçlı çocuk, feromonlarını kontrol edememesinden doğan sorunla bütün gece uykularımı kaçırmış ve onun düzensiz feromonları benim düzensiz uykuma sebep olmuştu. Kötü bir geceydi ve emindimki geçirdiğim gecenin izleri yüzümün her tarafından belli oluyordu. Endişeliydim, şişmiş yüzüm ve olabileceğini düşündüğüm göz altı torbalarım beni endişelendiriyordu. Hastayken, terlemişken güzel görünen çocuğun yanında kötü gözükmek, dağılmış olmak endişelendiriyordu.

Daha fazla yatmamın gerekmediğini düşündüğümde yattığım yataktan kalktım ve valizimin içindeki diş fırçamı da alarak dün gece Megan'ın gösterdiği banyoya gitmek adına kaldığım odadan çıktım. Saatin erken olmasından kaynaklı evde benim adım seslerim ve koridoradaki duvar saatinin çıkardığı sesler harici bir şey duyulmuyordu. Kaldığım odanın bir kapı çaprazda kalan banyo kapısının önünde durduğumda ne olur ne olmaz diyerek kapıya tıklamış ve gelemeyen ses karşısında bedenimi içeriye atmıştım.

Gözlerim kararsızlıkla aynadaki aksimle buluştuğunda tahminlerimde haklıydım. Birikmiş dava dosyaları yüzünden günde iki ya da üç saat uykuyla günlerce durduğumda ve adliyedeki lavabolardan birinde kendime baktığımda gördüğüm görüntü buydu. Belki de değildi ve abartıyordum. Şişkin yüzümdeki mor göz altlarımın beni bu kadar rahatsız etmesinin nedeni dün gece gördüğüm çocuktu belkide. Kendimi günlerce uykusuz kaldığım halimle kıyaslama sebebim oydu.

Umursamamaya çalışarak açtığım musluktan bir avuç dolusu suyu yüzümle buluşturdum, sanki su yüzümdeki bitkinliği silebilirmiş gibi tekrarlamıştım bu yaptığımı. Değişen tek şey ise gözlerimin daha canlı bakmadıydı. Dişlerimi fırçaladım ve gözlerimi bir kez daha aksimle buluşturmadım. Kullandığım banyodan geldiğim gibi geri çıktığımda hala tek ses adım seslerim, saatin akrep ve yelkovanının bitmeyen dönüşlerinin sesleriydi.

Kaldığım odaya geri döndüğümde ilk önce yatağın bozulmuş nevresimlerini düzeltmiş ve birbirine çok karışmayan saçlarımı hızlıca fırçalamıştım. Kenara yasladığım valizimin içinden günlük, dizleri yırtık siyah bir jean ve mavi geniş yakalı beyaz, kısa tişört çıkarmıştım. Onları üzerime geçirip kaçtığım aynanın önüne geldiğimde amacım güzel bir makyaj yapmaktı. Acele de etmem gerekiyordu çünkü giyinirken duyduğum kadarıyla evde birileri uyanmıştı.

Taradığım saçlarımı öylesine toplayıp makyaj çantama uzandım. İçinden çıkardığım fondötenimi önüne durduğum makyaj masasının önüne bırakmıştım ki kenarına bıraktığım fondöten şişesi bir anlık gafletimle kaymış ve yere düşmüştü. Cam olduğu için çıkardığı ses de yüksek olmuştu. Bir anda oluşan kısa çaplı yüksek ses uyanan kişinin merakını tetiklemiş olsa gerek ki adım sesleri bulunduğum odaya doğru yönelmiş ve her adımda ses artmıştı. Adım sesleri kapının önünde son bulduğunda kapı tıklatıldı.

"Valery?"

Megan'ın sesini duyduğumda yerdeki fondötenimi alıp masanın üzerine bırakmıştım.

"Burdayım, gelebilirsin."

Megan'ın meraklı suratı açılan kapının hemen arkasından belirtmişti.