Geç bölüm atsam da siz vote ve yorum yapın tamam mı? Xkzmzösö
Seni mutlu eden yerde olmak güzeldi. Hiçbir sorunu, işi ya da görevi düşünmeden mutlu olmak ve mutlu eden kişi ile olmak cidden güzeldi. Hayat sanki etrafında dönüyor, iyi hissettiren ne varsa önüne seriyor gibiydi. Kısa bir görü gibiydi.
Mutluluk kısa bir görü, bir düştü, uyandığın anda aslında sadece çok ama çok kısa sürdüğünü fark ettiğin bir anıydı. Bu anı ise bazen yeterli bazen ise değildi. Benim içinse maalesef yeterli değildi.
Uzun gibi duran bir hafta, yedi gün neredeyse geçmiş gitmişti. Yarın ailemin yanına dönecek ve bu düşten uyanır gibi olacaktım, iki hafta sonra ise adliyede koşuştururken tamamiyle uyanacaktım.
Önümdeki davanın dosyasıyla ne kadardır bakıştığımı saymayı bırakmıştım ve dava, duruşması uzak tarihte bile olsa zordu. Sanığın durumu davayı daha da zorlaştırıyordu. Avukatının sanığa yardımcı olduğu söylenemezdi. Hal böyle olunca ise son söz bana kalıyor, beni bu zor durumun, uykusuz gecelerin içine atıyordu. Makyaj masasına oturmuş dosya incelerken arada aynaya kayan gözüm yatağımda uzanan çocuğu buluyor kısa bir tebessüme bürünüyordum.
Yanımda olmak istiyordu, gideceğimi bildiği için her an yanımda olmak istiyordu.
Geçen bir haftada bana alıştığı aşikardı. Hepsi alışmıştı. Charlie dahi dün benim için çikolatalı büyük bir pasta almış, gitmeden önce beraber vakit geçirmek istemişti. Bana güvenmişlerdi, oğullarını emanet edebileceklerini düşünmüş ve en sonunda benimsemişlerdi. Liam ise biraz durgun ve ağır kanlıydı. Gelişimin üçüncü gününe kadar anne babasının yanında soğuktu, soğuk denilebilir miydi bilmiyorum ama yalnız olduğumuz andaki o çocuk değildi. Sonra ise benim saçını okşamalarıma alışmış, yanaklarında konaklayan ellerime kendiliğinden yanağını yaslamıştı.
Beklediğim gibi değildi, ne yaşımı yüzüme vurmuş ne de beni kabul etmemek adına bir laf söylemişti. İşin aslı en beklemediğimi yapmış ılımlı bakmıştı. Ilımlı bakmak az kalabilirdi çünkü o son günlerde odamdan çıkmaz olmuştu. Dizlerime yatıyor, elimi saçlarında bırakıyor ve gözlerini kapatıyordu. Böyle kendini daha iyi hissettiği belliydi. O da yorulmuştu. Hem ilk kızgınlık hem de feromon kontrolü onu yormuştu, hala daha yoruyordu. Yorgunluğunu atmak için bana sığınıyor, ilgimi istiyordu, ben de seve seve ilgi gösteriyordum. Yıllardır tek istediğim oyken ilgi göstermemem işten bile değildi, bayılarak yapıyordum her dediğini.
Yemeklerde içtiği suyu uzatmak, kaybettiği tişörtünü bulmak ve hatta kötü olduğu tarih dersinde ona yardım etmek. Bunların hepsini hevesle yapmıştım. Belki de bu sayede hepsi bana alışmıştı. Liam'ın üzerine titrediğimi fark etmişlerdi, ayağı takılsa kafayı yiyordum.
Aynadaki aksini incelerken hareket eden bedeni ile bütün dikkatimi ona vermiştim. İlk önce beni beklerken oyun oynadığı telefonunu cebine atmış sonra derince bir nefes alarak gözlerini aynadan gözlerime dikmişti. Gözlerinde kırık ifadeler ve sözsüz itirazlar vardı. Gözlerinden geçen sessiz itirazları kulağıma doluyor, her itirazı beni daha fazla üzüyordu.
"Yarın gidiyorsun." Hüzünlü sesine içim burukken kafamı salladım.
"Bugün de saçlarımı okşar mısın?"
Her yanıma gelişinde ya da yan yana olduğumuzda yaptığım şeye bu kadar alışması beni daha da üzerken olduğum makyaj masasından kalkmış ve yatağıma adımlamıştım.
"Elbette okşarım, gel."
Yanına adımlayıp sırtımı yatak başlığına yaslayana kadar ilgiyle beni izleyen bedeni ben yerleştiğim an yanıma kaymış ve başını uzattığım bacaklarıma koymuştu. Dünden beri sessiz ve üzgün olan bu çocuk beni tereddüte düşürüyor ve onu ardımda bırakarak gitmemi zorlaştırıyordu. Lakin başka seçeneğim de yoktu. Ailemi görmeli ve işime dönmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little Alpha
FantastikOmegaverse +18 "Avuç içlerin bile bal kokuyor." 📍Valery Bean 24/27 📍Ethan Liam Walker 15 /18 (Yaş farkı) 01.20