İNTİKAM

226 18 6
                                    

Saate baktığımda gece üçü gösteriyordu, topuklu
ayakkabılarımın sesi boş depoda yankı yapıyor yetmezmiş gibi kan kokusu midemi bulandırmaya başlamıştı , baş ağrım ise cabasıydı. Büyük kapıdan geçtikten sonra kızlar karşıladı.

Esra "Dicle hoşgeldin elemanı yalaladık ama ağzından kerpetenle laf alıcaz bu gidişle "

dediğinde içimden çok şahane bir kahkaha patlattım, ne demek konuşmuyordu, dört seneden beri peşindeydim şerefsizin sonunda elime geçirmiştim aklı varsa konuşurdu yoksa bu son saati veya son dakikaları olabilirdi.

Esra'ya "gidelim bakalım bay sır küpümüzün yanına" deyip yürümeye başladım.

Boş odaya girince kızlara dönüp teşekkürler tarzında bir bakış attım. Sevgili Mirza beye baktım başına siyah bir çuval geçirilmişti kesin ve tehditkar bir şekilde "yolun sonuna geldik ha şerefsiz ne dersin " dediğimde " sen kimsin lan kaltak ne istiyorsun benden " dediğinde tüm hücrelerim sinir kat sayılarını geçmiş intikam için yanıp tutuşuyordu. " küçük Dicleye merhaba demek yok mu? Yoksa elinde küçük ayıcığıyla ailesini gözünün önünde acımasızca katlettiğin küçük kızı hatırlamıyor musun ha ne dersin biraz oyuna gel seninle biraz oyun oynayalım Mirzacık oyun oynamayı sever misin?"

Buz gibi çıkan sesimle kızlara baktığımda bana bakıyorlardı. Hepsine sevimli bir gülücük attıktan sonra Gül'e baktım " Gülcüğüm bıçağını ödünç alabilir miyim oyunumda bana lazım olacak umarım Mirza bey de sever bu oyunumuzu" kulaklarımdaki çınlayan ses Mirza' nın sesi oldu " Dicle ilk önce şu başımdaki zavazingoyu çıkar konuşalım umarım anlaşabiliriz sana her şeyi anlatacağım söz veriyorum anlıyorum acın çok büyük ama geçmişi geri getiremem çok özür dilerim" dediğinde Güle baktım

bıçağı yanımdaki sehpaya çoktan bırakmıştı. Yaklaşıp başındaki çuvalı çekip çıkardım, korku dolu iki mavi göz karşıladı beni en korkutucu buz mavisi gözlerimle en kötü en acımasız bakışlarımla baktım ona " sevgili Mirza Altınkaya özürün şu an beni ilgilendirmiyor tek amacım sana acı çektirerek öldürmek annemin babamın kardeşimin intikamını almak olacak onları nasıl gözünü kırpmadan öldürdün lan orospu çocuğu deyip" bıçakla sol yanağına derin bir çizik attım acı çeken bir bağırış ardından sol yanağına derin bir çizik gene bir acıyla inleme buda yetmezdi "hangi elinle tuttun lan o silahı sağ mı sol mu " yüzü kan olmuş gözleri dolmuştu hala daha bir şey söylemiyordu pekala kendi bilirdi ellerine uzandığımda bana direnmeye çalıştı ama nafile ilk önce sol omzuna bir bıçak sapladım acıyla haykıran bir ses " nolur yapma ben ettim sen etme ailenle tek derdim anneni çok sevmemdi baban onu benim elimden aldı nolursun çok pişmanım o sinirle onları öyle görünce dayanamadım annenle ben ünüversite de tanıştık ona aşık oldum o güzel masum bakan mavi gözlerine o uzun sarı saçlarına unutamadım onu sizi öyle görünce dayanamadım nolur bağışla beni giderim Türkiye' den bir daha yüzümü görmezsin" duyduklarım kulaklarımda çınlıyordu

Sesli bir şekilde " yeter ulan kes sesini yoksa ben keserim sesini sus allah'ın belası sus gebettirim ulan seni sen benim hayatımı elimden aldın piç kurusu yaşama sevincimi aldın elimden hala neye konuşuyorsun sende ölümü hak ediyorsun orospu çocuğu " dedim sinirden sağa sola doğru yürüyorum hıncımı almak istiyordum Mirza ya dönüp teker teker parmaklarını kırdım acıyla bağıran sesi hoşuma gidiyordu sanki bütün sinirlerim beni terk ediyordu buda yetmezdi burbuna okkalı bir yumruk ve ardından her yer kan kızlara dönüp dışarı dedim Burçin kızlara işaret edip dışarı çıktılar Mirzaya doğru eğildim

" Benim suratıma iyi bak lan iyi bu gözleri görüyor musun bu gözler her yerde seni aradı gerekse şehir şehir gezdim ulan senin gibi ucuz bir insan için ama sonunda seni buldum şimdi son duanı etmeye başla bol bol havayı çek içine bunlar son dakikaların " dediğimde kabullenişi hoşuma gitmişti bir tekmemle sandalye ile beraber yeri boyladı etrafında turladım kulaklarıma ağlama sesi geliyordu.

Ona dönüp belimdeki silahımı çıkardım " bak Mirza cım hadi oyunumuza başlayalım ne dersin" sadece ağlıyordu " ağlama ulan pezevenk sadece sinirlerimi bozuyorsun ve daha çok teşvik ediyorsun seni gebertmem için senin zararına zamanın azalıyor yerinde olsam sesimi keser kuzu kuzu bakardım" silahımı doğrulttum ilk önce sol eline bir el ateş ettim daha sonra sağ eline durdum baktım şöyle acıdan tamamen kıvarnıyordu " yeterli mi dersin Mirza cım bence yeterli değil ha ne dersin" deyip kahkaha attım

Mirza " Dicle nolursun affet beni bırak gideyim ardından acı dolu bir inleme bak nolur yalvarıyorum sana " dedi hiç acımadan sağ ve sol bacaklarına birer el ateş ettim kulaklarım acı dolu sese alışmıştı ve ben gittikçe rahatlıyordum. On iki seneden beri çektiğim bu yük yavaş yavaş omuzlarımdan kalkıyordu. Daha sonra karın boşluğuna sert bir tekme geçirdim. " noldu acıdan konuşamıyorsun yoksa konuşmayı mı unuttun tamam hadi acıdım sana" dediğimde gözlerinde bi ışık gördüm salak onu öldürmeyeceğimi sanıyordu herhalde silahımı kaldırdım tam alnına hedef aldım o gözlere çok iyi baktım ve dedim ki " Annem Babam minik kardeşim artık rahatla uyuyabilirsiniz" deyip silahımı ateşledim.

Mafyaların AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin