Büyük ve geniş bir bahçesi vardı minik mafyalarımın bahçeyi seveceğinden hiçbir şüphem yoktu. İlerde büyük bir yüzme kavuzu vardı. Etrafı dolaşırken sol tarafta bir küçük kulübe tarzı ev vardı aklıma ilk çok güzel kitap okunur burda diye geçirdim, aklımın bir köşesine buraya kendi küçük kütüphanemi kurabileceğimi not ettim ki Gül'ün spor arabasının sesini duyduğumda gelmeye başladıklarını anladım evin ön tarafına doğru dolaştım Gül arabasını park ederken ardından Esra, Ebrar ve Burçin de gelmişti.
Kızlar arabalarını garaja park ettikten sonra ''minik mafyalarım sizi bekledim eve girmek için'' Alpere seslendim kura çekmemiz için yazmış olduğu kağıtlar ile yanımıza geldi '' Dicle hanım ilk önce evi gezin isterseniz odalar büyük ve ferah her katta üç oda var "dediğinde kafamı sallayarak onayladım ellerimi iki yana açıp '' minik mafyalar yeni evimizi gezmeye hazır mıyız?'' Diye heycanla sorduğumda Ebrar '' hadiyin girelim de bi an önce bitsin '' dediğinde Burçin ters ters bakarak '' Ebrar hanım pek heyecanlı değil herhalde baksanıza minik çekirgeler suratı sirke satıyor '' dediğinde Ebrar sinirlenmişe benziyordu ve her an patlayacak gibi gözüktüğü için Ebrar'ın koluna girip eve doğru yönlendirdim
Kızlar arkamdan gelirken eve ilk adımı ben atmıştım ev havalandırılmışa benziyordu sol tarafta büyük demeye ne gerek biz türkler olarak sadece mutfakta at koşturabilirdi kızlar dağılıp evi incelemeye başlamışlardı bile mutfağa girdiğimde siyah ve beyazın hakim olduğu dolaplara baktım güzel gözüküyordu gri renkte yemek masası vardı hoşuma gitmişti yeni yemeklerimi bu mutfakta yapmak güzel olacaktı mutfaktan çıktım sol tarafta merdivenler vardı salona doğru yürüdüm salonda ise bordo ve bej rengi hakimdi ünlü sanatçıların tabloları vardı büyük bir led televizyon vardı güzeldi merdivenleri çıkmaya başladım ve üçüncü kata çıktım. Orta kapıdaki odaya girdiğimde memnun oldum güzel bir odaydı beyaz ve gri renkle döşenmişti güzeldi aşağı inip kızlara ve uzun zamandan beri yanımızda çalışan Alpere seslendim herkez salonda buluştuğunda kızlara elimdeki keseyi işaret ederek " oda kavgası olmaması için kura çekmeye karar verdim herkez hem fikir mi kızlar dediğimde herkez onaylayan cevaplar verdiğinde ikinci kattaki ilk odaya girdik ve keseyi alpere uzattım ve sen kesedeki isimleri çekeceksin ve adaletsizlik olmayacak dediğimde onayladı ve keseye elini atıp ilk ismi çıkartıp okudu '' Gül dediğinde Gül'ün '' oley bu odaya zaten bayılmıştım kızlar siz devam edin ben eşyalarımı getirmek için gidiyorum '' dediğinde çoktan siyah topuklu ayakkabıları ile tık tık ses çıkararak gitmişti. İkinci odaya girdiğimizde Alper gene elini kesenin içine atıp bir kağıdı çıkardığında " Esra hanım'' demişti Esra'ya baktığımda '' okey içime sinen bu odaydı'' dediğinde diğer odaya geçtik bu oda ise Burçin'e ait olacaktı üst kata çıktığımızda üç oda vardı benim istediğim odaya girdiğimizde benim ismim çıkınca mutlu olmuştum Ebrara ise diğer oda düşmüştü oda mutluydu istediği odada mutlu olmuştum herkez istediği odaya sahip olmuştu
Aşağı inip D yazan kolileri teker teker odama taşımıştım bize göre ağır olup olmamaları sorun değildi çünkü hepimiz sporcuyduk ve tehlileki sporlarla uğraşırdık yakın dövüş tekniğinde Avrupa şampiyonuydum aynı zamanda profosyonel valeybol ve basketbol oynuyordum, Gül ise milli takımdaydı profosyonel bilek güreşçisiydi, Burçin ise haleter ve profosyonel batminton oynuyordu, Esra atletizimde Avrupa şampiyonuydu aynı zamanda benim gibi yakın dövüş tekniğinde kendini geliştiriyordu ve son olarak Ebrar profosyonel kick boks ve atletizm dalında şampiyondu yani kısacası herkez kendini bir dalda profosyonel olarak geliştirmiş ve başarılı sporculardık ama tek sıkıntımız sigara kullanıyor oluşumuzdu ama onuda bırakacağımıza dair birbirimize söz vermiştik.
Odama yavaş yavaş yerleşirken hayatımı sorguladım neden herşey benim başıma gelmişti ailem acımasızca katledilmişti ama buna rağmen hala ayakta olduğum için kendimle gurur duyuyordum son kitabımı rafa yerleştirdiğimde kıyafetlerimi düzgün bir şekilde büyük dolabıma yerleştirdim daha sonra kozmetik ürünlerimi elime alıp ebeveyn banyosuna yönelip rastgele dolabıma yerleştirdim odama döndüğümde kupa ve madalyalarımın olduğu koliye yöneldim ama koyacak yer bulamadım telefonumu cebimden çıkartıp Alperi aradım ve bi marangoz bulup odamın sol tarafındaki yere raf yaptırmasını söyledim madalyalarla olan kolimi bir köşeye koyduktan sonra mutfağa ilerledim
Saate baktığımda dört'e on vardı dolapları karıştırarak kahve arayışında bulundum ama yiyecek ve içeceğe dair hiçbir şey olmadığını anladım Esra ve Gül'ün sesini duydum ve mutfaktan çıkımtım kızlar merdivenlerden iniyordu " kızlar evde yiyecek ve içeceğe dair hiçbir şey yok market alışverişine çıkmamız lazım '' dediğimde Esra '' tamam büyük mafyam hep beraber gideriz markete'' dediğinde '' peki başkan Burçin ve Ebrar daha yerleşemedi herhalde hadi onlara yardıma gidelim '' dememle Ebrar merdivenlerde gözüktü anlaşılan bi tek kokoş Burçim kalmıştı yerleşemeyen Ebrar '' Burçin de 5 dakikaya gelir herhalde'' demesine kalmadan Burçin '' ismimi duydum minik çekirgelerim bende tamamım şimdi ne yapıyoruz?" Diye sorduğunda Gül '' market alışverişine çıkıcaz evde hiçbir şey yok'' dediğinde Burçin '' kızlar siz gidin ben yeni evimizin tadını çıkartacağım benle kalıp tadını çıkarmak isteyen varsa asla hayır demem çünkü tek başıma sıkıcı olur'' dediğinde Ebrar '' ben seninle gelirim Dicle '' dediğinde diğer kızlar yorulduğunu belli ederek evde kalmak istediklerini dile getirdiler Ebrar'a dönüp '' hadi minik mafyam gidelim dediğimde çoktan kapıdan çıkmış arabasına doğru yol almıştı bile.
Markete geldiğimizde eve araba ile yarım saatlik mesafesi olduğunu gördüm. Ebrar '' sen git ben alışveriş sepeti alıp geliyorum '' dediğinde ''ilk önce makarna reyonundan başlayacağım oraya gelirsin'' dediğimde ''tamam minik mafya ''dedi makarna reyonunu doğru yürüdüm burgu makarna üst taraftaydı onu almak için rafa döndüğüm an burnuma karamel kokusu geldi makarna karamel kokmayacağına göre makarnayı alıp sağ tarafıma döndüm mavi iki çift göz ile karşı karşıya geldim uzaklaşıp gene mi sen dercesine baktım kısık sesle '' kurtulamıycaz herhalde böyle giderse dün bir bu gün iki'' dediğimde Ebrar geldi '' Dicle makarnaları aldıysan kasap bölümüne gidelim'' dediğinde arka tarafımdan biri '' belki de kurtulamayacaksın Dicle Hanım '' dediğinde karamel kokulu çocuğa dönüp ''çok beklersin karamel kokulu çocuk '' deyip Ebrar'ın gittiği yöne gittim
Alışverişin tamamını yapmıştık a dan z ye kadar herşey alınmıştık Ebrar tutan ücreti öderken yan kasada karamel kokulu çocuk elinde poşetleri ile yanındaki çocuğu bekliyordu Ebrar '' haydi Dicle gidelim'' dediğinde tamam dercesine başımı salladım arabaya kadar bütün poşetleri taşırken etrafımızdaki insanlar bize bön bön bakıyordu ne vardı ki alt tarafı poşet taşıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyaların Aşkı
Teen FictionGeçmişindeki hayatından kurtulmak ısteyen genç bir kız... Yeni bir hayat kurmak isteyen Dicle yeni hayatına devam etmek için Izmir'den Ankara'ya taşınır ama yeni okulundaki maceralar dur durak bilmez ve kendi kontrolü dışında karamel kokulu çocuğa g...