ATEŞ VE DİCLE

66 12 5
                                    

Elimi cebime attım ve bir dal sigara çıkardım sinirden elim ayağım titriyordu çakmağımı mermerin üstünde unuttuğumu hatırladım sinirden sigarayı kırıp atacakken bir çift mavi göz bana bakarak çakmağı bana uzattı ve dudakların köşesindeki gülümsemeyi görünce sol tarafıma sanki ılık su dökülmüş gibi sanki içimde bir şeyler eriyip gitmişti çakmağı parmaklarına değmeden aldım ve sigarami ateşledim çakmağı geri uzatarak sessizce sigramı içtim kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım ve yıldız kaydı içimden '' Allahım sana yalvarıyorum lütfen acımı unutmama mutlu olmama yardım et '' dediğimde yüzümü karamel kokulu çocuğa  çevirdim oda gökyüzüne bakmış gözlerini kapatmış dilek diliyordu sigaramdan son dumanımı aldığımda sol taraftaki kül tablasına sigaramı söndürdüm tam kapıdan çıkıp gidecekken kolumda bir el hissettim.

Ateş Kesen

Locada otururken Dicle'yi izliyordum nefes kesecek kadar güzel gözüküyordu ama bana meydan okuması ayrı bir hoşuma gitmişti fiziği türk tabirine göre at gibiydi acaba neyine güvenerek bana meydan okuyordu merak ediyordum viskimden büyük bir yudum aldım tam dokuzuncu bardağını içiyordu sarhoş olucaktı veya olmuştu bile onu ilk gördüğüm gün geldi  aklıma gülümsedim  elinde telefona bakıyordu yürüyordu ta ki bana çarpana kadar o buz mavisi gözlerini görmeden önce sinirlenmiştim kafasını kaldırıp bana baktığında bütün sinirlerim beni terk edip sol tarafımda ılık bir sıvı hissettim ne sinirim kalmıştı nede derdim gözlerindeki mavide tüm derdimi sıkıntımı unuttuğum tek biri vardı oda Diclenm'nin nefes kesen gözleriydi.

Dicle bi an ayağa kalktı ve nerdeyse kendinin iki katı adama bir şeyler söyledi  adam el kol yaparken tam ayaklanıcaktım ki gördüklerim kafama balyoz indirmişti kimdi bu kız durdum ve izlemeye devam ettim seri hareketlerle yumrukları havada uçuşuyordu ve bir şeyler söylüyordu daha sonra başka biri nazik kollarından tutmuştu o anda kan beynime  sıçramıstı Dicle nin bana ihtiyacı vardı tam ayağa kalktım adım atacaktım ki gözlerim fal taşı gibi açıldı  nerdeyse ağzım da açık kalacaktı ki topladım. İkinci çocuğun da hakkından gelirken korumalar girmişti içeri hızlı adımlarla yanlarına gidip durun işareti yaptım elimle Dicle'yi belinden kavradığım gibi diğer köşeye çektim seri bir şekilde bana dönüp  sol yumruğunu havaya kaldırdığında göz göze geldik yumruğunu indirmesine fırsat vermeden bileğinden tutup arka bahçeye doğru arkamdan  sürükledim dar koridorda ilerlerken beyaz demir kapıyı açtım ve onu da bahçeye çektim sinirden kudurduğuna kalıbımı basardım acaba kim neden ve nasıl damarına basmıştı ve en şaşırtıcısı bu kız kimdi benim ezberimi bozuyordu deli gibi gözlerimi gözlerinde kaybetmek istiyordum tüm dertlerimden kurtulmak huzur bulmak istiyordum hızlıca  elini cebine atıp bir dal sigara çıkardı vay canına git gide Dicle'yi yakından tanımak için can atıyordum gördüğüm hiç bir kıza benzemiyor ve benim ilgimi git gide daha çekiyordu  elleri ceplerini arayışa girdiğinde aradığını bulamamıştı ve elleri titriyordu ani hareketle sigarayı kıracağıni gördüğümde elimdeki çakmağı uzattım ve çarpık gülümseme attım göz göze geldik elimden çakmağı alıp sigarasıni ateşledi ve geri uzattı.

Konuşmuyordu bende hiçbir sey demedim sigarasından derin nefesler çekerken yüzünü  gökyüzüne kaldırdı beyaz mermer gibi olan boynu meydana çıktı ve benim yutkunmama sebep oldu bende gökyüzüne baktım ve yıldız kaydı içimden '' Dicle'siz bir hayat geçirmek ıstemiyorum '' dedim ve dediğime kendim  de şaştım.

Dicleye baktığımda sigarasını kül tabasına söndürmüştü kapıya doğru  gidecekken ani adımımla kolundan tuttum ve kapıya yasladım ilk önce kokusunu içime çektim buram buram vanilya kokuyordu sanki ciğerlerim bağımlıydı bu kokuya bir güçlü nefes daha çektim kokusunu içime ve kulağına doğru eğildim '' Dicle Ateş beni git gide şaşırtıyorsun nasıl dövüştüğünü görmesem küçük lokma olarak görürdüm seni ama sen beni yanılttın seni hafife almak aptallık olur'' dediğimde boynuna doğru indirdim dudaklarımı '' ve bu baş döndürücü insanın aklını başını alan vanilya kokun her erkeğin  arzuladığı birisin bunu biraz önce içerde gördüm bütün erkekler seni gözlüyordu ve bu benim hiç hoşuma gitmedi'' dedim ve Dicle'yi kapının önünden çekip bahçeden  çıktım.

Dicle Ateş

Kapı ile arasında kaldığımda karamel kokusu ile sarhoş olduğumu sandım kalbim dörtnala koşuyordu ve benim kontrolümde değildi iki defa derin nefes çekti benim yapmak istediğim gibi ama yapamadım belli edemezdim kulağımın dibine yaklaştı ve ''Dicle Ateş beni git gide şaşırtıyorsun nasıl dövüştüğünü görmesem küçük lokma olarak görürdüm seni ama sen beni yanılttın seni hafife almak aptallık olur'' dediğinde gülümsemek istedim ki lanet olsun kokusuyla başım dönüyordu bi insan bu kadar güzel kokmamalı ve can alırcasına bakmamalıydı. Dudakları boynumu bulduğunda nefes alamadım ve bu baş döndürücü insanın aklını başını alan vanilya kokun her erkeğin  arzuladığı birisin bunu biraz önce içerde gördüm bütün erkekler seni gözlüyordu ve bu benim hiç hoşuma gitmedi'' dediğinde ise bayılmak üzereydim beni kapının önünden çekip gitmişti ve ardından karamel kokusunu ardında bırakarak beni sarhoşluğuna mahkûm etmişti.

Yaklaşık onbeş dakika olduğum yerde durdum ve kendimi dövmek istiyordum nasıl olursa ona tepki vermezdim şimdi beni küçümseyecek ve dalga geçecekti kendimi toparlayıp içeri döndüm herşey eskisi gibi devam ediyordu ceplerimi kontrol ettim ve eksik bir şey var mı diye baktım her şey ceplerimdeydi hiç kimse ile göz göze gelmeden çıkış kapısına yöneldim bardan çıktığımda arabama doğru hızlıca ilerledim ve uzaktan kumanda ile arabamın kapısını açtım ve bindim ellerimi direksiyona ard arda hızla vurdum ellerimin acısı ile yüzüm buruştu kafamı direksiyona yasladım ve beş altı dakika boyunca hiç kaldırmadım hala daha olanlar beynimde dönüyor sinir oluyordum navigasyonu açıp evin adresini girdim en uzun yolu seçtim araba sürmek rahatlacağını umud ederek yaklaşık on dakika sonra caddeye çıkmıştım arabanın dijital saatine baktığımda on iki buçuktu yollar boştu ve hızımı arttırdım yarım saat sonra toprak yola girmiştim arkamdan siyah audinin geldiğini gördüm sürücü koltuğuna baktığımda karamel kokulu çocuk vardı  gaza asıldım ve hızlandım bir dakika sonra evimin önündeydim büyük demir kapının açılması için uzaktan kumandaya bastım ve garaja girdim ardından uzaktan kumanda ile kapanması için sol tuşa bastım  ağır kapı yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı arabamı park edip güvenlik kulübesindeki korumaya baktım uyukluyordu sessizce eve girdim ve odama çıktım ustumdekileri kirli sepetine atarak makyajımı temizledim odama geçtiğimde üzerime pijamalarımı giymeye üşenerek iç çamaşırlarım ile yatağıma uzandım ve kendimi uykunun derin kollarına bıraktım.

Mafyaların AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin