6. bölüm

679 29 11
                                    

Çok fazla yazamadığım için hepinizden özür diliyorum. Çok konuşupda lafı da uzatmak istemiyorum. O yüzden hadi Bismillah diyerekten başlamak istiyorum. Gelsin yeni bölüm diyelim.




Çarptığım kişiyi görünce içten içe merve'ye sinir oldum. Hemde sakar kız lakabını almaktanda aşırı bir utançlık duydum. İlk biran ne yapacağımı şaşırdım ama karşımdaki esmer çocuk ( adını bilmediğime böyle kaldı adıda) devamlı sırıtınca birazda sinirlerim bozuldu. Ama duygularımı çok belli etmemeye alıştığım için hemen 1 2 saniye için de kendimi toparlayıp yandan da bizim kızlara göz atıp karşımda ki suratıma bakıp hala sırıtmakla meşgul çocuğa döndüm. Ne demeye sırıtıyorsa hala anlamış değilim ama alttan alttan kan beynime doğru yürümeye başlamadı da değil hani neyse deyip

-Çok özür dilerim. Umarım canınız acımamıştır. Diyerek bir cümle kurdum.

Ama konuşmam ile daha bir sırıtmış gibi gelen esmer çocuk beni iyice ayar etmeye başlamıştı. Tamam anladık arkadaşım yaşıklısın filan da ne demeye hala suratıma bakıp sırıtıyosun dimi ama . buna da hadi neyse deyip karşımdakinden cevap bekledim ama o inatla suratıma bakıp sırıtmakla meşguldü. Biz böyle birbirimize bakıp dururken cevap yan taraftan geldi.

-Ne acıcak canı sakar kız bizim oğlanın maşaallahı vardır. Dimi şekerim Maşaallah diyip sırtına bir tane geçirdi. Geçirmesi ile oğlanın öne doğru eğilip bir adım atması ve dönüp ters ters bakmasıda aynı sıralarda oldu. Ne değişk tipler bunlar diye düşünmekten de kendimi alamadım değil hani. Devamlı bir didişme hali içindelerdi. Ve sanırım kardeştiler çünkü bu kadar didişmeyi ben ancak kendi kardeşim de yapabiliyordum.

-lan elini.. Deyip susan esmer çocukla ona bakma işine geri dönüş yaptım. Yok anam bu böyle olmıcak biraz daha bakmaya devam edemicem yanlış anlaşılacak diye tam bizim kızlara dönüyordum ki esmer çocuk benim ile konuşmaya başlaması ile malesef gerisin geri suratına bakma işine geri döndüm.

-hiç önemli değil ama iki seferdir bu şekilde karşılaşmak da biraz tuhaf oldu açıksası deyip tekrar sırıtmaya kaldığı yerden devam etti.

-hakkat he bir türlü düzgün karşılaşamadık. Ben Hüseyin sakar kız senin adın ne diyen tabi ki bu şapşal çocuktan başkası değildi. Neyse ki adını öğrenmiştim de saçma sapan lakap takmaktan kurtulmuştum.

- Tanıştığıma memnun oldum Hüseyin ben de Efnan. Diyerek gayet ciddi bir ifade ve cümle ile cevap verdim çok laubali olmaya lüzum yok sonuçta.

-Benim adımda Eren tanıştığıma memnun oldum. Deyip elini uzattı esmer çocuk. Gerçi artık esmer çocuk demek gibi bir hal de kalmamıştı gerçi.

Uzattığı eli tabi ki sıkmadım. Ellerimi önümde birleştirip hafif başımı eğdim ve
- memnun oldum izninizle arkadaşlarımın yanına dönmem gerek tekrar özür dilerim dedim.
Erenin
-önemli değil. Demesi ile de Merve ve Çiğdeme döndüm göz işareti ile de biraz ileri geçmemizi işaret ettim biz farketmemiştik ama erkeklerin arasına epey girmiştik ve bu küçük bir mahalle için ufakta olsa dedikodu malzemesi, annemin evde 3. Dünya savaşını başlatması içinde bir sebep teşkil ediyordu. Ve bizim ufaktan sıvışmamız lazımdı.

-Görüşürüz sakar kız ! Diye seslenmeseydin iyiydi Hüseyin son dakika da !! Arkamı dönüp ufak bir gülümseme ile başımı eğdim ve dönüp önüme Çiğdemin koluna girip yürümeye başladım tabi Merve geçikmeyip hemen diğer koluma girdi. Mervenin yüzünün sırıtması ama Çiğdemin de hafif sinirli olması gözümden de kaçmadı değil ama o sırada sorabileceğim bir konu değildi. Ama bu demek değil ki Merveyi ayak üztü azıcık azarladım. Beni niye itiyorsun senlerle, biz ne ara bu kadar erkeklerin dibine girdik diye başlayan cümleler kurmuş ve Mervenin her cümleme karşı bir sözü olması ile susup asker düğününü izlemeye kaldığımız yerden devam ettik.

Bir ara erkek kardeşimi görür gibi olunca gözüm oraya ilişti. Ve Mustafanın arkadaşları ile bir yere geçtiğini gördüm. Gittikleri yere doğru bakmam ile şu mahallenin ağır abi denilen takımına doğru gittiklerini farkettim. Ama daha da farkettiğim durum ise Tahsin denilen çocuğun bir bize bir de az ileriye baktığıydı. Bir ara Tahsin ile göz göze geldik ama ben sanki öylesine çevreye bakıyormuş ayağına dönüp gözlerimi oradan çektim. Ve kardeşime bakmaya devam ettim hayır yani sen daha 17 yaşındasın ne işin var o koca koca adamların içinde. Yalnız bu koca koca adam deyimi yaşlı olarak değilde dev gibi oldukları için söylememe gerek yok sanırım. Ve diğer farkettiğim durum ise demin orada olan kızların şimdi olmamasıydı. Hiçde yanlarından ayrılacak gibi durmuyorlardı. Halbu ki baya özgüvenlilerdi ama şimdi gördüğüme göre çaprazımızda oturup ara ara oraya bakmalarıydı. Neyse ki düğün asker beyin omuzlara alınıp havaya atılması ile son buldu havaya atan takımında ağır abiler olduğunu belirtmeden geçmemek gerek.

Havaya atma takımında kardeşimde girmişti ki bu çocuğun ne ara bu kadar kaynaşık bir çocuk olduğunu hayretle izlemekten başka bir şey yapamıyorum. Çekinik diye bildiğim çocuğun resmen bir arkadaş grubu olmuştu onun adına gerçekten sevindim çünkü yaşadıklarımızdan sonra olan çekimser havası burada bir nevi açılmıştı. Ve bu beni en mutlu eden kısımdı. Düğün bitmiş çoğu kişi evine dönmüştü ama biz ortalığı toplamak için biraz daha kalmıştık. Kızlar olarak yemek verilen tarafı topluyorduk bu ağır abi denilen kesim ve benim kardeşimin de bulunduğu grup sandalyeleri topluyordu.

Bizim işimiz bitmişti biz de Çiğdem ve Merve ile bir köşede konuşuyorduk daha doğrusu merve gelenlerin kritiğini yapıyor bizde dinliyorduk. Annemin bize seslenmesi ile kafamı kaldırdım. Bana ve Mustafaya sesleniyordu. Annemin yanında Merve ve Çiğdemin annesini de görünce oraya doğru hareketlendik gözüm ister istemez Mustafanın olduğu tarafa kaydı ve bu sırada Tahsin denilen çocukla göz göze geldik o bakmaya devam ederken ben yine gözlerimi ondan çektim ve anneme bakmaya başladım. Zaten yanına da varmaya 2 3 adım kalmıştı. Hep birlikte iyi geceler dileyerek Çiğdem ve annesin den ayrıldık ve apartmana doğru yürümeye başladık. Merve ve annesine de iyi geceler dileyip evimize girdik. Hepimizin gözlerinden yorgunluğu belli olduğu için. Burada da bir iyi geceler seremonisinden sonra odama geçtim üstümü değiştirip yatağıma girmem ile gözlerini kapatmam aynı zamana geldi... Sonrası malum...

RÜYAMIZ
Bir havuz kenarında yan yana oturmuşuz;
Bu su bizim gölgemiz, biziz şeffaf ve temiz.
Su sesine uyarak bir şarkı tutturmuşuz;
Açılan güller gibi suda gönüllerimiz.

Ne vakitten beridir burada oturmuşuz,
Dünden hatta bugünden bile yok haberimiz,
Yaşamanın en güzel noktasında durmuşuz,
Bir huzur ahengine dalmış gönüllerimiz.

Uyanabilir miyiz sanki böyle rüyadan?
-Asırlar kadar uzun, müphem ve tatlı bir an-
Biz o kadar sarhoşuz, o kadar sarhoşuz biz!

İşte gözlerimiz de bu suyun derinliği,
İçimizdedir işte bu suyun serinliği;
Biz o kadar o kadar birbirimiziniz!

CAHİT SITKI TARANCI

GÜLLÜK( Askıda )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin