Room number 13

Taylor

Her şey harika gidiyordu. Selena ve Ariananı daha fazla kırmak zorunda kalmayıp takımımıza aldık, dosyanı çaldık, kameralara yakalanmadık.

Ariana odamdan çıktıktan hemen sonra Kevinle dosyanı incelemeye başladı.

Ben:"Dosyada ne yazıyor? Yardımcı olacak her hangi bir bilgi var mı?

Kevin:"Taylor... Stella üniversiteden ayrılmadan önce hamileydi.

Ben:"Belki bu bir bahane? Hemen inanmayacağım ve ayrıca bir kadınla ilgili böyle iftirada bulunmak çok iğrenç bir şey.

Kevin:"Hayır, bu yalan değil. Stellanın hamilelik testi sonuçları, kontrolleri, bir kaç hastaneden farklı doktorlara gitme ve aldığı sonuçlar listesi, hepsi detaylı şekilde hatasız yazılmış. Stella 6-7 aylık hamileymiş ve kendisi çocuğuna ilgi göstermek istediğini, eğitim için zamanı olmadığını söylemiş, yani üniversiteden ayrılma nedeni olarak kendisi kağıtta yazıp imza atmış.

Ben:"Kevin sen de benim düşündüğümü düşünmüyorsun dimi? Çocuk ölmedi dimi? Daha doğmadan ışığa kavuşmadı dimi? Bir insan daha doğmamış çocuğu öldürecek kadar vahşi olamaz herhalde.

Kevin:"Stella geçen yıl öldü. 1 aralıkta ayrıldı ve yeni yıla geçiş yapamadı. Çocuğun testlerine bakarsak gayet sağlam bir süreçten geçmesi gerekiyordu ve 9 ay olmadı. Bunu açık şekilde söylemek istemiyorum, üzgünüm...

Ben:"Küçük daha doğmamış bebeğe bunu yaptıysa bence her şey yapabilecek kadar vicdansız biri.

Çok duygusal biri olduğumdan mı bilmiyorum ama ağlamadan duramadım. Kevin bana sarılıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir süre sonra sakinleştim.

Kevin:"Ben camı açayım, odanın havaya ihtiyacı var.

Ben:"Sanırım bir tek odanın değil.

Kevin üzgün bakışlarıyla 5 saniye falan bana baktıktan sonra camı açtı ve tam o sırada kafasına taş uçtu ve Kevin kafasının acısından yere çöktü. Ben Kevinin yanına koştum ve  saçları arasında büyük yara vardı, kafası kanıyordu.

Bunun kimin yaptığını görmek için cama koşup dışarı baktım fakat karanlıktan başka bir şey göremiyordum. Muhtemelen çoktan kaçmıştı bile, gerçi sıradan birinin daha gün doğmadan o kadar camlar varken sırf bizim camı taşlamak isteyeceğini zannetmiyorum ve Kevinin kafasına gelen taşın tesadüf olduğunu düşünmüyorum.

Ben koşup yara bandı ve buz aldım, Kevine ilk yardımı yapmam gerekiyordu. Ama taş cidden çok kötü değmişti . Kan durduktan 2 dakika sonra tekrar akmaya başlıyordu, ben ilk yardımdan bir bok anlamadığım için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Arkadaşımın canı acıyordu ve ben buna dayanamıyordum.

Ben:"Bekle, ben hemen yardım çağırıp geliyorum.

Kevin:"Saçmalama, Taylor. İlgi çekeceğiz, gece gece şunun kafasına da noldu diye düşünmemek için mal ötesi olman gerekir. Yara işte kanayıp geçer.

Ben:"Tüm kanını odamda harcamayı planlıyorsan şu kafana bi tane çakarım işin çabuk biter. İlgi falan umrumda değil, bir şeyler uydururum, şu an en önemli konumuz sensin!

Bunu söyler söylemez vakit kaybetmemek için tam karşımda olan odanın kapısını neredeyse kıracakmış gibi vurmaya başladım. Tam karşı odada kim kalıyor hiç bir fikrim yok, daha önce ilgilenmedim de, çünkü bu kadar olay içinde kafamdan gereksiz düşünceler geçmiyordu.

Kapını sonunda açtı ve meğerse komşu odada kalan kişi Zendayaymış. Zendaya bana uzaylıya bakar gibi bakıyordu.

Ben:"Lütfen yalvarırım yardım et, Kevinin kafası kanıyor, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, lütfen.