Hastane koridorunda bir ileri bir geri gidip duruyordum. Aklımı kaçıracaktım. İçimden sürekli dua edip duruyordum. Allahım ne olur ne olur ona bir şey olmasın ne olur Allahım. Annemden sonra bu acıyı da kaldırmazdım. Elime bulaşan kana baktım, ellerim titredi dokunamadım. İçimdeki yangını söndürmek istiyordum. Evdeki çığlıklarımdan sonra ev halkı hemen yanıma koşmuş babamı apar topar hastaneye getirmiştik. Babamın o baygın hali gözümün önünden gitmiyordu. Hareketsizce yatışı, beni duymayışı, cevap dahi veremeyişi gözümün önüne geldikçe kahroluyordum. Bacaklarım daha fazla beni taşıyamadığında olduğum yere çöktüm. Hastanenin o soğuk zemininin üzerine yağılıp kaldım. Ağladığım için omuzlarım sarsıldı.
"Zerde."Ömer'in sesini duydum. Hızla yanıma koşup kollarımdan tuttu beni. Öne doğru eğildiğim için başım öne düşmüş, saçlarım yüzümü kapatmıştı. Gözyaşlarım birer birer hastanenin soğuk mermeri ile buluştu.
"Zerde kendine gel, baban iyi olacak." Ellerim ile soğuk mermere dokundum. Ellerimdeki kanı gördüğümde kendimden geçtim. Elim ile birkaç kere soğuk mermere vurdum, elimin sızısını dahi umursamadan. Ömer'in kuvvetli elleri ellerimi tuttu. Çırpındım.
"Baba." Küçük bir kız çocuğu gibiydim. Kimsem yoktu hiçkimsem. Onsuz yaşayamazdım. Ömer'in beni tutmaya çalışmasına rağmen ondan kurtulmak istedim. Kriz geçiriyordum. Yüreğim daha fazla bu acıya dayanamıyordu. Annemden sonra onun acısına dayanamazdım.
"Zerde." Ömer benim ile aynı hizaya gelip başımı göğsüne yasladı. Kolları arasında çırpındım. İçim sökülürcesine, ciğerim sökülürcesine ağlamaya başladım.
"Ömer yalvarırım bir şey olmasın yalvarırım." Büyük elleri sol yanağımı buldu. Saçlarımı okşadı. Kollarına tutundum. Hiçkimseyi hiçbir şeyi umursamadım. Beni sarıp sarmalamasana ihtiyacım vardı.
"Şhh baban iyi olacak." O kadar naif ve merhamet dolu çıkıyordu ki ona inanmak istedim. Bir süre yalnızca onun kollarında ağladım. Daha sonra Ömer kollarımdan tutup ayağa kaldırdı beni ama ben kendimi ayakta tutacak güce dahi sahip değildim, yalpaladım, tuttu beni. Bütün yükümü ona verip beni taşımasına müsade ettim. Hiç zorlanmadan siyah deri koltuklardan birine oturttu beni. Eline ne zaman aldığını bilmediğim pet pardakdaki suyu uzattı.
"İç biraz." Titreyen ellerimle bardağı tuttum ve sudan bir kaç yudum içtim. Hastaneye Ömer ve Azad Ağa ile gelmiştik. Ailenin geri kalanları ise evde kalmıştı. Naze her ne kadar benim ile gelip yanımda olmak istediyse de Lorin Hanım engel olmuştu ona.
Azad Ağa hastane koridorlarındaki siyah sandalyelerden birinde oturuyordu. Eline aldığı kehribar rengindeki tesbihinden La İlaheillallah çekip duruyor dualar ediyordu. Bu adam kafamı karıştıyor, onun hakkındaki düşüncelerimin değişmesine sebep oluyordu. Sanki yıllar önce babamı sırtından vuran o değilmiş gibi. Mecburiyetten de olsa babama attığı dost kazığının yıllardır muhakemesini yaptığına emindim. Buna mecbur bırakılmıştı ancak eğer en başından beri böyle bir durumun içine düşmemiş olsalardı şimdi burada olmazdık. Yüreğim hiçbir şekilde yaptığını affedemiyor ancak bu hallerini gördükçe de kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyordu. Dostu için endişeleniyor, dualar ediyordu.
Babamın odasının kapısı açılıp doktorun içeriden çıkması ile oturduğum yerden fırladım. Ömer ve Azad Ağa da arkamdan gelmişlerdi. Gelecek olumlu bir haberin ümidi ile doktora baktım. Bize güzel haberler ver lütfen.
"Babamın durumu nasıl?" Doktor elindeki eldivenleri çıkardı. Dayanamıyordum.
"Durumu şuan da gayet iyi." Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Bu zamana kadar hiç nefes almıyormuş gibi çektim o nefesi. Allahım şükürler olsun yaşıyordu. Ellerimi birleştirip işaret parmaklarım ile burnuma dokundum. Gözlerim yaşlar ile doldu ama bu sefer mutluluktan dolmuştu o yaşlar. Ömer'e döndüm. Yüzümdeki gülümse sanki yüzüne yansımış gibiydi. Azad Ağaya baktım ellerini Sema'ya açmış şükür ediyordu. Teşekkür ederim Allahım babamı bana bağışladığın için teşekkür ederim. Gözlerimi kapatıp bir damla yaşın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zerde
Aktuelle Literatur"Neden getirdin beni buraya?" Gitmek istedim. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada eliyle bileğimi tuttu. "Yürü." Emir veren sesine rağmen o an bile dediğini yapabilirdim ama kendime engel olup yapmadım. Peşinden sürükledi beni. Elimle bileğimdeki eli...