Medya: Görkem/ Yaşlı Amca-İstanbul Beyefendisi
Asya.
Sabah o çocukla, ki adını öğrendim, ettiğim kavgadan beri sinirliydim. O kendini kim sanıyordu ki? İlk önce benden özür dilemiş, sonra da tam edecekken, "Ben senden özür falan dilemem, haberin olsun." demişti ve geçen seferki gibi kavga etmiştik. Gördüğüm anda başını klozete sokmak istiyordum.
Şimdi Edebiyat dersindeyim. Mert yanımda uyuyor ve olanlardan haberi bile yok. Aslında ona söylemediğim için biraz suçlu hissediyordum çünkü birbirimize her şeyi söylerdik.
"Hey, kızlar, size Akay benden hoşlanmış mıdır?" Ege büyük bir heyecanla sormuştu. Biliyordum, konuşmuştuk, en sevdiği ders Edebiyat'tı ama şu an o kadar heyecanlıydı ki, hocaya bakmıyordu bile. İnanır mısınız, sınıfın en çalışkan ve en zeki kızı not bile tutmuyordu.
"Belki. Ama sen yine de umut verme. Sonra der ki, 'Ben seni arkadaş olarak görüyorum.' " Hayat'ın sert cevabı ile Ege yüzünü buruşturdu. Hayat döndü ve sınıfta bir yere bakıp sinirle bize döndü. "Anlamıyorum erkekleri bu yüzden."
"Ege, bu soruyu sen yapar mısın?" İkimiz de Ege'ye bakıyorduk. Kesin hoca yapamadığı için ona kızacak, hatta belki puan kıracaktı. "Lirik şiir, efendim." Öğretmen Ege'ye ışıltılı gözlerle bakıyordu. "Bak ne diyeceğim, Ege. Seni bilgi yarışmasına sokuyorum. Bir hafta sonra, sınıfını temsil edeceksin." Ege gülümsedi. Dersler hoşuna gidiyordu kızın yahu.
Dersler diyorum, ders!
"Memnuniyetle, efendim. Ama sorun olmaz umarım, aynı zamanda İngilizce, Tarih ve Biyoloji derslerinde de ben varım."
"Yetiştirebilirsen, ne mutlu sana." Ege başını salladı ve önüne döndü. Sınıftaki erkekler sanki ona dünya güzeli gibi bakıyorlardı. Çoğunun ondan hoşlandığına emindim. Ben ondan güzel olabilirdim ama onda zeka vardı. Ve bununla övünmek yerine mütevazı davranan bir yapısı vardı. Eşcinsel olasım geldi yahu.
Zil çaldığında Mert'i dürttüm ve kalkmasını işaret ettim. "Hadi kalk, Ege yine sınıf birincisi oldu." Mert uykulu gözlerle bana baktı. "Şaşırmam ki. Ege sürekli bir şeylerde birinci oluyor." Mert gerinerek kalktı ve anladığım kadarıyla yeni arkadaşları ile kantinde oturmak için sınıftan çıktı. Biz de, üçlü olarak kantine indik.
Kantinde bir kızla oturan Görkem vardı gene. Ah, keşke suratına sıçsam, diye fısıldadım ama Hayat bunu, keşke sahanda seks yapsam, diye anladı. Ona anlatana kadar canım çıktı, sanırım garip fantezilerim olduğunu düşünüyor artık. Ege bize çikolata almaya gittiğinde bir masaya oturduk. Ama fark etmedim, Görkem yan masada, bana bakıyordu. Ondan uzak durmak için masanın en ucundaki sandalyeye oturdum.
Ona bir şey söylemek istemiyordum. Kavga etmek istemiyordum, sadece benden uzak dursun istiyordum. Ama bana öyle tıp tip baktığı için ağzımdan "Tipine soktuğum, hâlâ yaşıyor." çıktı. Biraz da bağırmıştım.
"Kime diyorsun sen onu?"
"Bilmem, tipinin öylesine iğrenç olduğunu düşünüyorsan, sana demiş olurum."
"Sen kendine bak, peygambere bıçak mı çektin?"
"Kur'an'ı yere atan kıza benziyorsun sen de!"
"Ben kıza benziyorsam senin de bıyıkların kafam kadar, maşallah. Yatıştırmak ister misin?"
"Bende yok bir kere, tüy onlar. Ayrıca sende hiç çıkmıyor."
"Babam da tüy onlar derdi. Şu an kestim, o yüzden-" Görkem ile olan kavgadan öylesine haz alıyordum ki, bölünmesini istemiyordum. Ta ki Görkem'in yanındaki kız fırlayana kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli
Teen Fiction@kusmuspanda@akpinarmuberra diğer yazarlar Başlangıç tarihi: 13 Nisan Pazartesi, 00.51