Asya.
"Ve bu sayede sonuç 31 çıkıyor, sorunun başında da dediği gibi, asal bir sayı."
"Ama hocam, onu sorunun ortasında demiş."
"O zaman seni sınıfın ortasında bu soruyu yeniden çözdürmeme ne dersin, Hayat?" Hayat hariç herkes gülüyordu, buna ben de dâhildim. "Yok, hocam, sağ olun. Ben sınıfın köşesinde gayet mutluyum." Hoca zaferle gülümsedi ve çantasını toplamaya koyuldu.
"Kadın benden ciddi anlamda nefret ediyor, tüm hocalar gibi." Hayat'ın dediğine gülümserken kalemliğimi çantama attım ve çantamı sırtıma taktım. Zil çaldığında her zamanki gibi Ege'yi beklemeye başladık çünkü her zamanki gibi dersin sonuna kadar tüm eşyalarını masanın üzerinde tutmak zorundaydı şerefsiz.
"Ben gidiyorum kızlar, görüşürüz."
"Görüşürüz, Mert." dedi Ege gülümseyerek.
"Hadi git de sevgilinin peşine takıl sen." Mert bana göz devirirken sınıftan çıktı. Onu sinir etmeyi seviyordum ama sevgilisine laf edince ciddi anlamda kızıyordu.
Bazen beni o kıza karşı savunacak diye korkuyordum. Telefonuma gelen mesaj ile gözlerimi kapıdan telefonuma çevirdim.
Bilinmeyen Numara: okulun yanında ki parka gel.
Bilinmeyen Numara: yoksa senin için çok kötü olacak.
Asya: önce yazmayı öğren.
Asya: oradaki "ki" bitişik yazılır.
Bilinmeyen Numara: o zaman
Bilinmeyen Numara: günlüğüne de yalnış yazmıyorsundur?
Bilinmeyen Numara: şimdi bakacağımda
Asya: ne diyorsun sen ya?
Bilinmeyen Numara: *fotoğraf*
Cevap vermeden çıktım ve kızlara gösterdim. Günlüğümü bir şekilde almıştı ve içinde yazanları kimse bilmiyordu. Eğer herhangi biri biliyor olsaydı, ben kesinlikle biterdim.
"Hadi gidelim." dedi Hayat bunu bekliyormuşcasına. Beraber hızla okuldan çıktık ve parka varana kadar hiç konuşmadık. Hayat gülümsüyordu, kavga çıkacağını biliyordu çünkü. Ege de mutluydu, Selim'in hastaneye yatması gerçeği bir süredir kafasında değilmiş gibiydi. En azından, son beş dakikadır.
Geldiğimizde karşımda Belinay'ı görünce pek de şaşırmadım. Elinde günlüğümü tutuyor ve çirkin bir şekilde gülümsüyordu. Yanında beş kadar kız vardı ve onlar da aynı şekilde gülümsüyordu.
"Bakalım, bakalım Asya... Demek eski sevgilini aldattığın için pişmanlık duyuyorsun. Demek Hayat'ı çok takıntılı buluyorsun. Neydi adı? Ah, evet. Furkan'a çok takıntılı Hayat. Sonra, Ege. Ege'nin de Selim'den ayrılması gerektiğini söylüyorsun. Çünkü o lanet bir bipolarmış!" Şaşkınlıkla arkadaşlarıma döndüm. Böyle şeyler yazdığıma inanamazlardı.
"Kızlar, buna inanmayın. Gerçekten, öyle bir -"
"Sakin ol, onun sözüne kanacak değiliz." dedi Ege güven veren bir ses tonuyla. Gülümsedim ve Belinay'a döndüm.
"Sana bir şey diyeyim mi, o günlüğü nasıl çantamdan aldın bilmiyorum. Ama bana ellerinle onu geri vereceksin." Şaşırmış gibiydi. Bana öylece bakıyordu.
"Nasıl yani?"
"Böyle." Saçını elime doladım ve onu hafifçe eğdim. Bacağıma tekme atınca yere düştüm ama istifimi bozmadan onu altıma çekip yüzüne bir yumruk attım. Bir iki arkadaşı kavga olmayacağını düşündüğü için gitmişti; Ege bir kızı döverken başkasına tekme atıyordu, Hayat ise burada açıklayamayacağım garip bir fantezisini gerçekleştiriyordu. Cidden, ne yapıyordu o öyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz Güzeli
Fiksi Remaja@kusmuspanda@akpinarmuberra diğer yazarlar Başlangıç tarihi: 13 Nisan Pazartesi, 00.51