-7-

64 12 0
                                    

Medya: Asya /Duman - Kırmış Kalbini

🌈🌈🌈

Asya.

"Günaydın güzellik, boş musun bu gece?" Ege ile ilk tanıştığımız gün bana ilk söylediği şeyi ona söyleyince gülümsedi. "Efendim?" Beni taklit ettiğinde omzuna hafifçe vurdum.

"Vallahi herkes seni konuşuyor. 'Ege tüm bilgi yarışmalarında birinci olmuş!' ' Ege çok zeki, çok güzel !' " Ege gözlerini devirdi ve test kitabını kapadı. "Çok komiksin bugünlerde."

"E, yılbaşı balosuna geliyorsun değil mi?" Gözünden gözlüğü çektim ve kendi gözüme taktım. "Oha lan. Nasıl görüyorsun bununla?" Gözlüğü gözümden çekti ve kutusuna koydu. "Okuma gözlüğü o, geri zekalı. Numarası bile yok. Ayrıca, gelmeyi düşünmüyorum. Benlik değil. Renkli elbiseler giymek falan, hiç giymedim."

"Şaka ediyorsun! Nasıl giymedin? Umarım annen bir düğünde pullu pembe bir şeyi geçirmiştir." Kaşlarını indirdi ve gözlerini ellerine dikti. "Asya, benim annem yok." Bir anda söylediği söz yüzüme tokat gibi çarptı. "Ben çok özür dilerim. Unutmuşum."

"Sorun yok. Yeni öğrendin." Ege onu öven bir çocuk ile konuşmaya koyuldu, ben de öyle arasını boş geçirmemek için kantine indim. Bok suratlı Görkem vardı ve adı Buse miydi, Bengü müydü, o kız bu sefer yoktu. Birkaç arkadaşı oradaydı .Geçen günkü davranışı hoş değildi, onunla hiç konuşmak istemiyordum.

Ama gelin görün ki, ayaklarım beni tam da oldukları masaya götürüyordu.

Hayret yahu!

"Sizden bir şey isteyebilir miyim, dün Belinay arkadaşımız köpeğini kaybetmiş."

"Belinay'ın köpek tüyüne alerjisi var."

"A, burdaymış! Merhaba Belinay'ın köpeği!" Onun arkadaş grubu gülüyordu ama ben ve Akay gülmüyorduk. Sanırım Ege ile yaşadığı olaydan sonra kötü hissediyordu. "Defol git, Asya."

"Yok ya, Belinay'ın bezinin değişmesi lazım. Eh, sana ihtiyaç var. Sonra gezdir biraz kızı. Bir şeyler yapmak için sana ihtiyacı var sonuçta."

"Doğru ya, geçen gün pembe elbise ve fosforlu şapka ile Tarzan gibi dışarı çıkan bendim! Sanırım sen de başında biri olmadan yapamıyorsun."

"Yok tatlım. Allah'a şükür elim ayağım tutuyor ama Belinay'a öğretilmeli." O sırada Akay'a baktım. Elindeki kola kutusunu çeviriyordu. "Akay'a laf mı atacaksın cidden? Bu kadar düştüğünü bilmiyordum."

"Ön yargılarını götüne sok, öyle bir şey yapmayacağım. Açık açık söylemek planım. Piçin tekisin." Akay başını kaldırıp bana baktı ve omuz silkti. "Senin gibisinin erkekliğini sikeyim. Ege'nin ne zamandır ağladığını ben biliyorum." Akay hiç görmediğim kadar boş bakıyordu. "Okulda gülüyor ama? Zemheri ile gayet mutlular."

Kavga çıkaracaktım şimdi. Görkem her an araya girecek gibi duruyordu ve anlamadığım bir şekilde diğer üç beş kişi gitmişti. " Karışma hakkın var mı sanıyorsun?" Görkem kolumdan tuttu. Farkında değildim ama Akay'a yaklaşmıştım iyice. "Karışmadım zaten. Gördüğümü söylüyorum."

"Bak beynini siktiğim. Ege'yi tanımıyorsun. Gelip okulun ortasında ağlayacak bir tip yok. Senin gibi birinin önünde ağlamaz."

"Ne kadar oldu tanışalı? İki? Üç hafta?"

"Peki ya sen? İki gündür tanıdığın birini nasıl üzdün? Nasıl ona ben seninle oynadım diyebildin?"

"Kes sesini artık." İkimiz de ayaktaydık şimdi. Görkem ikimizin arasına geçti ve benim omuzumdan tuttu. "Asya ne yeri, ne de zamanı."

Yakamoz GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin