-11-

67 8 14
                                    

Medya: Asya/Duman - Eski Köprünün Altında

🍃🍃🍃

Hayat.

"Bu sabah yine kavga ettik. Çıldırmak üzereyim. Hafta sonu çok iyiydi..." Ege bir şeyler anlatıyordu ama onu sadece Asya dinliyordu. Ben göz ucuyla Furkan'a bakıyordum. Yaptığım şey için pişman olup olmadığımı ben bile kestiremiyordum.

"... bu yüzden bugün onunla konuşmamayı planlıyorum. Sen ne dersin, Hayat?"

"Şey, efendim?"

"Sence ne yapmalıyım diye sordum."

"Ha, evet. Aslında bence -"

"Sen iyi misin?"

"İyiyim, sadece daldım." Öğretmenin sınıfa girmesine ilk defa sevinmiştim çünkü konuşmak pek istemiyordum.

"Günaydın, arkadaşlar. Bugün sizden okulu ne kadar sevdiğiniz hakkında bir kompozisyon istiyorum. Güzel şeyler yazmanız gerekiyor, bakanlığa gidecek." Fikrimi değiştirdim, keşke öğretmenler odasında çay içiyor olsaydı.

"İlkokula gidiyoruz sanki, kadına bak."

"Gerçekten, ben de yazmak istemiyorum ya." dedi Ege, hiç konuşmayan Mert'i bile şaşırtacak şekilde.

"Ben yazmak istemiyorum, hocam." Hoca kaşlarını çattı, konuşan Furkan'a döndü.

"Efendim, Furkan?"

"Yazmak istemiyorum, hocam."

"Nedenini de paylaşırsın bizimle umarım." Hocada alaycı bir ifade vardı. "Çünkü düşüncemi aksini başkalarına aktarmak istemiyorum."

"Düşünceni de söyle bakalım."

"Okul gereksizdir." Öğretmen annesine küfür etmiş gibi baktı Furkan'a. "Okul gereksiz değildir. Okul sizi akademik amaçlı üniversiteye hazırlar."

"Hazırlamaz."

"Ne demek, hazırlamaz?"

"Siz edebiyat öğretmenliği bölümünü okudunuz, değil mi? Evet. Peki şu an coğrafyayı hayatınızın hangi alanında kullanıyorsunuz?"

"Hiçbir alanında."

"Ama dört sene boyunca coğrafya gördünüz.

"Evet, görmeseydim başarısız biri olurdum."

"Benim matematiğe yeteneğim yok, edebiyata yeteneğim yok ve bu beni başarısız yapıyor. İlla bu derslerden geçmek mi başarılı olmak?"

"Evet, sonuçta bunlar ana dersler." O sırada ayağa kalktım. Öğretmen dahil herkes bana bakıyordu ve Asya okul tişörtümü çekiyordu oturmam için.

"Hocam, belki bilmiyorsunuz ama Furkan'ın müziğe ve resime karşı ilginç bir yeteneği var." Başımı çevirip bana boş gözlerle bakan Furkan'a baktım. "Birçok enstrüman çalabiliyor; karakalem , yağlı boya ve sulu boyada oldukça yetenekli. Bu onu başarısız yapmaz."

"Ama ana dersleri kötü."

"Benimki de kötü. Ben psikoloji okumak istiyorum, ama hiçbir hastayı trigonometri veya atmosferin katmanları ile ruhsal olarak sağlıklı bir hale getirebileceğimi sanmıyorum."

Hoca artık bir şey söylemeyecek gibiydi. "Demek ikiniz de böyle düşünüyorsunuz."

"Evet,"dedik ikimiz de aynı anda. "İyi o zaman. Sınıftan dışarı alalım sizi, başka böyle düşünen varsa arkadaşları da dışarı alabiliriz."

Yakamoz GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin