-9-

51 11 0
                                    

Medya: Duman - Akıbet / Selim

🌈🌈🌈

Asya.

"Görünüşe göre bugün tipi var. Yarın okul tatil bile olabilir, şu havaya baksana." Ege kapüşonu düzeltti ve şemsiyeyi ben daha uzun olduğum için elime tutuşturdu. "İnşallah olur. Yoksa, İngilizce sınavında senden kopya çekmek zorunda kalırım." Hayat'a gülümsedim. Haklıydı, Ege kopya makinesiydi bana göre.

"Sorun yok, ikinize de kopya veririm." Ege'ye gülümsedim ve koluna girdim. Çok soğuktu yahu. "Şu giden Mert değil mi? Yanındaki de... Tanımıyorum sanırım, kim o?" Başımı Hayat'a çevirdim. "Derya. Yeni sevgilisi."

"Tanıyorum o kızı," dedi Ege ellerini birbirlerine sürterek. " Görkem'i seviyormuş. Bir de hayvan gibi zengin." Bu sefer Ege'ye döndüm. "Annemden izin aldı, Mert. Yarın dahil hafta sonu yok. Kesin bu kızla bir şeyler yapacak." Ege başını salladı. "Ne dersiniz, takip edelim onları?"

Bu Hayat ile çok uyumluyduk yahu. "Takip edelim. Ne kaybederiz ki?" Telefonumu çıkardım ve Mert ile birlikte olacağım ile ilgili kısa bir mesaj yazdım. "Babamlar evde yok bugün, fırsattan istifade Bolu'ya gittiler." Ege de tamamdı, Hayat kalmıştı. "Boş ver, izin verir o."

Hayat'ın ailesinin ilgisiz olduğunu biliyordum o yüzden bir şey demedim. İleride Furkan'ı görmemle Hayat'a döndüm. "Furkan da gelsin. İster misin?"

"Senin olduğunu görünce gelir."

"Sen davet et. Eminim gelir." Hayat onun yanına gitti, biz de Ege ile yürümeye devam ettik. "Selim bu sabah kavga ediyordu ya."

"Evet."

"Teneffüste yanına gittim. Müdürün odasında buldum. Hiç ceza almamış. " Kaşlarımı çattım. "Nasıl yani? En azından disiplin cezası alması lazımdı." Onaylar gibi başını salladı. "Haklısın. Ben de öyle biliyordum. Ama hiç ceza almadığını söyledi. Ve bana çok sert davrandı, sinirlendim. Neymiş, sürekli benim peşimde olmazmış."

"Bir sorunu vardır belki?"

"Olabilir. Bir gün mutlu, bir gün mutsuz , bir gün sinirli oluyor. Onun sıkıntılarını çekemem. Ruh halleri çok karışık."

"Evet. Haklısın." Hayat kocaman bir gülümseme ile Furkan'ın elini tutarak geliyordu. "Demek, gizli işler. Bensiz yapabileceğinizi nereden çıkardınız?" Furkan'a gülümsedim ve önüme döndüm. Bu ikisi hala el ele tutuşuyordu. Üçü bir şeyler konuşurken ben Mert'i göz önünden kaçırmamaya çalıştım.

"Bakın, taksiye biniyorlar!"

"Ay, çok heyecanlı bu." Hayat'a gülümsedim ve önüme döndüm. "Hadi, biz de binelim." Taksi durağından bir taksi çevirdik ve ben öne, diğerleri arkaya bindik. "Öndeki -"

"Dur dur, ben hep söylemek isterdim." Ege'ye gözümü devirdim ve dikiz aynasından ona baktım. Ege gözlerini kıstı ve kaşlarını çattı. Sesini kalınlaştırdı ve ileriye doğru baktı. "Öndeki arabayı takip et. Oğlum, çok heyecanlı lan bu!"

"Benim için de heyecanlı, çocuklar. İnanın, hep öndeki arabayı takip etmek istedim." Taksici bunları söylerken gülümsedim. Çoktan yola çıkmıştık. Bizi görmemelerini umdum.

Bir süre sonra dağlık bir yere gelmiştik ve eh, pek tekin bir yer sayılmazdı aslına bakarsak. "Burada bir sürü dağ evi var, oraya geldiler belli ki." Taksici haklı olabilirdi. Kız zengindi sonuçta.

Beş dakika sonra küçük bir dağ evinde durdular. Biz de yavaşça geliyorduk oldukları yere doğru. "İsterseniz burda inin, sizi fark edebilirler. Dikkatli olun, tipi var." Ücreti ödedik ve arabadan indik. "Bir şey diyeceğim, keşke bir bok yapmadan önce düşünsek. Burda telefon çekmiyor. Tipi olduğunda burda kalmak zorunda kalacağız."

Yakamoz GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin