⚘on bir

6.6K 508 46
                                    

🎞rahbect*nikotin

Conan her zaman işlek bir gece kulübü olmuştu. İnsanlara istediğini verir, eğlenceleriyle beslenirdi. Buraya pek fazla gelmezdim; Brant'i başkalarıyla görmek ama engelleyemiyor olmak beni Conan'dan uzak tutardı.

Şimdi Conan'daydım. Yanımda Brant vardı. Eli belimdeydi, dökümlü kısa elbisemin sırt dekoltesindeydi ve beni yönlendiriyordu.

İnsanların arasından onlarca kişiden selam aldı, kadınlar da buna dahildi. Sonuçta burası Boyle'ların yeriydi, Brant'in de sayılırdı. Onları kıskanamadım çünkü parmakları üzerimdeyken bu gece sadece bana ait olduğunu vurguluyordu. Bunu yıllarca istemiştim, deli gibi. Ve umudumu kaybetmişken elde ettim.

"Burada benimle görülmek istediğine eminsin yani?" dedim, masaya yerleştiğimizde. Etrafta okuldan çok fazla kişi vardı, benim nasıl Brant'e yanıp tutuştuğumu biliyorlardı ve şu an Brant ile oturuyordum. Konuşurlardı ki bu beni sinsi bir tebessüme itiyordu. İşte bu.

Cevap vereceği sırada bir kız geldi, hızlı el hareketleriyle selam verdi. "Merhaba Brant. Thomas da gelecek mi, merak ediyorum da..." Brant'in cevabını beklerken göz ucuyla bana baktı. Önemli biri olmadığıma karar verip tüm odağını Brant'e çevireceği sırada gözleri ardına kadar açıldı. "Rosalinda Cruz?"

"Evet?" dedim, neredeyse göz deviren bir sesle.

"Ama sen-"

Brant, gitmesini isteyen bir tonda onu böldü: "Thomas gelmeyecek ve arkadaşın için söyleyeyim, Matthew da yok. Diğeri için Gavin de."

"Şey... Peki." diye mırıldandı, ardından da apar topar gitti.

"Gerçekten hala Matthew'la bir şansları olacağına inanıyorlar mı?" Şaşkınlıkla Brant'e baktım. "Veronica bunu duysa cinayet işlenir."

"Bu yüzden ikisi pek gelmez buralara." Brant elini kaldırarak barmene işaret etti; önündeki viskiyi servis eden barmen başını sallayarak ne yapacağını biliyor gibi arkasını döndü. "Dennis'in spesiyalini denemeye var mısın?"

İçecekten bahsettiğini anladığımda kaşlarımı kaldırdım. "Sonrasında parçalarımı toparlayacağına söz verirsen."

Düşünüyormuş gibi yaptıktan hemen sonra "Ne kadar ve ne şekilde dağılacağına bağlı." dedi.

Bir süre sonra Brant, oradaki arkadaşlarını tanıtmaya başladı. Hiçbiriyle yakın değildi onun arkadaş grubu ama çevreleri genişti. Çoğuyla sosyal medyada belirli bir takipçileri olduğu için tanışıyorlardı. Gerçi benim standartlarıma göre bağlantıları o kadar uzun değildi.

İçkiler, shot bardaklarıyla geldi. İkimizde de üç tane vardı ve karışım oldukları lacivert-yeşilin heterojenliğinden belliydi. Az ama ağır görünüyorlardı, yine de tereddüt etmeden bir tanesini diktim.

Öksürüğümü son anda yuttum. Anında kulaklarım ısıdı ama birkaç saniye geçince etkisi kaybolmuş gibi geldi. "Acıymış."

Brant, sonuncusunu da günlük bir rutinini tamamlıyormuş gibi içtikten sonra bana baktı. O sırada sıvı, dilimde tatlı bir şekil aldı. "Senin hakkında duyduklarıma bakılırsa üstesinden gelebileceğini düşünüyorum."

Sataşmasına karşılık sadece güldüm ve diğer ikisini de bitirdim. "Hakkımda duyduklarını merak ediyorum. Hiç iyi bir şey yok muydu?"

Geriye yaslanarak dudaklarımı yaladım. Neye dönüşeceğimi merak ediyordum. Theodore çok içmemi sıcak karşılamazdı, o yüzden uzun süredir ufak yudumlar dışında alkole yanaşmamıştım.

tenimin altındasınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin