17.05.17 TARİHİNDEN İTİBAREN HER GÜN BİR BÖLÜM OLACAK ŞEKİLDE SEKİZ BÖLÜM GELECEK VE ARDINDAN BÖLÜMLER ÜÇER GÜN ARAYLA PAYLAŞILACAK.
ÖNCEDEN KİTABI OKUMUŞ OLANLAR;
KİTABIN KURGUSU DEĞİŞMEDİ, BÖLÜMLERİN YERLERİ DEĞİŞTİ :')
İlk bölüm erkek baş karakterimizin ağzından. Bu bölüm, kitabın olaylarından önceki giriş bölümüdür. Kitabın aksiyon parçasını oluşturan olaylar buradadır. İkinci bölüm, bu bölümde yaşananlardan altı ay sonrasını ele alacak. Bu bölüm çok önemli.
Kitap türü: Romantik-Aksiyon-Dram
İşte ilk bölüm sizlerle!
***
Sallanan ahşap sandalyenin üzerindeki fuları da düzelttikten sonra bir kaç adım gerileyip karşımdaki görüntüyü inceledim.
Zemininde eski parkeler bulunan, duvarlarındaki boyaları dökülmüş ve tavanı rutubetle süslenmiş bir oda. Üzerinde kırmızı kan lekeleri olan beyaz bir fular tamda eski ahşap sandalyenin üzerinde, bir ucu yere dokunuyor. Arkasında evin sahiplerine ait çerçevelenmiş, siyah beyaz bir fotoğraf. Hemen yanında bir rafı düşmüş olan bir kitaplık ve tozlu kitaplar. Tavandan sarkan, en az bu köşk kadar eski avize ve avizeden sallanan bir halat. İntihar için eşsiz bir yer.
Fotoğraf makinemi hizalayıp çektikten sonra bu görüntüyü de diğer karanlık temalı fotoğraflarımın arasına almıştım. Uzun zamandır böyle fotoğraflar çekmek benim için bir hobi haline gelmişti. Tumblr'da paylaştığım bu fotoğraflar çok fazla ilgi görüyordu. Elbette bu fotoğrafları belirli bir kitle beğensin diye değil, sevdiğim için çekiyordum. Karşımdaki ürkütücü görüntüyü oluşturmak düşünüldüğü kadar kolay değildi ama uğraşılmaya değerdi.
Çektiğim fotoğrafa baktığım sırada tatmin olmuştum. İki haftadır aklımda böyle bir fotoğraf çekmek vardı ama uygun yeri bulamıyordum. Şehrin dışında kalmış bu izbe yer tam da aradığım yerdi. Bu, çektiğim fotoğraftan da anlaşılıyordu.
Başımı çevirip camdan dışarıya baktığımda havanın kararmaya başladığını gördüm. Bu pek tekin olmayan semtte fazla kalmak istemiyordum. Fotoğraf makinemi boynuma astıktan sonra odadan çıkarak merdivenlere yöneldim. Köşkün eski ve oldukça rahatsız edici sesler çıkaran merdivenlerinden inerken buranın ciddi anlamda ürkütücü göründüğünü fark ettim. Ama yine de daha önceden burada yaşayan bir ailenin olduğunu düşününce, yıllar öncesinde bu köşkün ne kadar ihtişamlı görünebileceği gerçeğini es geçemedim.
Merdivenlerden indikten sonra düz bir şekilde ilerleyip evin büyük kapısına ulaştım. Ağır kapıyı ittirip dışarıya adım attığımda bir yaz gününe oranla havanın serin olduğunu fark ettim. Üzerine bir de rüzgârın esmesiyle yarım kollu tişörtüm beni korumaya yetmedi.
Neyse ki arabam biraz ötedeydi ve üzerimdeki kıyafetlerin ne olduğunun bir önemi yoktu. Kurumuş papatyalarla dolu bahçeyi geçtiğim sırada bir konuşma sesini duymamla birlikte duraksadım.
Olduğum yerde kafamı biraz sağa çevirip arkama göz attığımda görünürde kimse yoktu. Bu çevredeki diğer evler de zaten bu köşk gibi uzun zaman önce terk edilmişti. Benden başka buraya kimin işi düşebilirdi ki?
Bir süre olduğum yerde durup tekrardan o konuşma sesini duymayı bekledim ama geçen saniyelerle birlikte yanlış işittiğim kanısına vardım. Burası gerçekten de çok sessiz bir yerdi ve zihnim bana oyun oynuyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ (Hedef Serisi I) KİTAP OLDU
Teen FictionYağmur, ülke çapında meşhur olan o bloga sonunda bakmaya karar verdiğinde, hayatının tamamen değişeceğinden habersizdir. Blogun sahibi, sadece bir kez görüp aşık olduğu kızla alakalı her gün bir tane gönderi paylaşmaktadır. Üç yüz altmış beşinci gön...