Evlilik | Part 22 (3)

167 8 5
                                    

Bu bölüm Selena'dan olacak ama EN ALTTAKİ YAZIYI OKUYUN SAKIN GEÇMEYIN ÇOK ÖNEMLİ YAZDIM. BÜTÜN ÖNEMLİ ŞEYLER ORDA OLACAKKKKKKK !!!!!!!!

Multimedya : Selena ağlarken (ama daha şiddetli)

Selena'nın Ağzından ;

Uyandığımda Harry yanımdaydı. Gülümsedim. O an arka belimde bir el hissettim. Korkmadım da değil tabi. Hızla döndüm ve bana sarılanın Vanessa olduğunu gördüm. Derin bir oh çekip gülümsedim ve ona sarıldım. Çok sıkmış olmalıydım ki Vanessa uyandı. "Üzgünüm tatlım sen uyu." Dedim sessizce. Harry'de uyanmasın. "Hayır zaten uykum kalmadı. Ben televizyon izleyeceğim." "Pekala canım ama sesini çok açma. Tamam mı ?" Vanessa başını olumlu anlamda salladı. Kollarımın arasından sıyrılıp odadan çıktı. Döndüğümde Harry yeni kalkmıştı. "Günaydın." Dedi. "Günaydın. Ya ne oldu size hafta sonu hiç erken kalkmazdınız ?" Dedim gülerek. "Vanessa da kalktı o zaman ?" "Evet salonda." "Pekala kalkıp günaydın diyim." "Tamam." Bende Harry'nin ardından kalktım. Hızla üstümü değiştirip lavaboya girdim ve işlerimi hallettim. Daha sonra aşağı indim. Harry ve Vanessa televizyon izliyordu. Onlara bakıp gülümsedim ve mutfağa girdim. Güzel bir krep ve kahvaltı hazırladım. Masayı düzenledim ve salona gittim. "Kahvaltı hazır televizyoncularrrr." Dedim gülerek. "YAŞASIN YEMEK !" Diye bağırarak mutfağa koştu Vanessa. Bende ona karşılık olması için "Yemek yemek diyorsun fakat kürdan gibisin." Dedim ve güldüm. "Ben içten kilo alıyorum." Dedi Vanessa bilmiş bir ifadeyle ve kendine güldü.

***

Vanessa okulda, Harry işte ve bende işteydim. Ben gençliğimde de süslü ve bakımlı olduğum için moda tasarımcısıydım. Harry ise iç mimar. Doğrusu maddi olarak durumumuz iyi. Tabii manevi olarak da. Tam bir kıyafetin modelini bulmuştum ki telefonum çalmaya başladı. "AHHHHH !!" Diye mızmızlanarak çantamı karıştırdım ve Note 4 marka telefonumu buldum. Arayan Demi olunca mutluluktan havalara uçacaktım.  "Aloo. Demi canım nasılsın ? Ay seni çok özlemiş...." "Selena. Ciddi bir durum var." Diyerek sözümü kesti Demi. Ağlıyordu. "Ne oluyor ?" Dedim gerçekten telaş ve endişeyle. "Beyaz Cafe'ye gel." "Hemen." Telefonu kapatıp çantama koydum ve çantamın fermuarını çektim. Elbise yarım kalmıştı ama umrumda değildi. 3 katlı, dışı ve içi parlak pembe yani parlayan olan ve sarayı andıran tasarım mağazamı kapatıp arabama bindim. Beyaz Cafe'ye geldim. Demi gelmişti. Gözleri kızarmıştı. Koşarak yanına oturdum. "Neler oluyor ?" Dedim. "Joe beni aldatıyor.... Ve....... Ve......" Demi'nin sözü yarım kalmştı çünkü ağlaması daha şiddetli oluyordu. "Miley trafik kazası geçirdi." Dondum. Resmen dona kaldım. "Demi ne diyorsun sen ? Şaka falan mı ? Lütfen gerçek olmadığını söyle." Dedim ve Demi'nin masanın üzerindeki elini tuttum dolan gözlerimle Demi'ye baktım. "Eğer şaka olsaydı ağlar mıydım Selena ! Sana yalan mı söyleyeceğim !" Dedi Demi hafif bağırarak. "Üzgünüm şok oldum. Yani... Nerde kalıyor ? Hemen gidelim." Dedim ağlarken. "Ş....Şee... Şeyy... *********** Özel Hastanesi." Dedi Demi. "Pekala haydi k-kalk." Hala ağlıyordum. Ağlayarak arabama bindik. Gözlerim bulanık görüyordu ve durmadan ani bir hareketle sağ sol yapıyordum. Bir arabaya nerdeyse çarpacaktık ama hemen sola gittim. Hızlıydık ve ben göremiyordum. "Yavaş ol biraz !" Dedi Demi sonunda ağzından çıkartmış gibi. "Ü-ü-üzgünüm." Yavaşladım ve burnumu çektim. Ellerimle gözlerimi silip tam görmeye başladım ve dikkatimi yola verdim. Her ne kadar denesem de kafam durmadan Miley'e gidiyordu. Geliyoruz Selena geliyoruz. Çok az kaldı. 10 dakika sonra ordayız. diyordum içimden. Miley'i kafamın kenarına itip yola odaklandım. Az sonra arabayı park edip hapishaneden kaçmış gibi koştum. Ceketim ve saçlarım rüzgardan uçuşuyor, Demi arkamdan bağırıyor ve arabalar beni sıyırıyordu. Caddenin ortasında koşuyordum. Arabalarla dipdibeydim. Takmadım. Koşmaya devam ettim. Esen rüzgar, uçuşan ceketim ve saçlarım koşmamı yavaşlatıyordu. Kendimi yere atıp oturup ağlamak istiyordum ama ezileceğimi bildiğim için yapmıyordum ama bacaklarım "BIRAK ARTIK DA OTURALIM !"  diyorlardı ve bacaklarım sızlıyordu. Yol çok genişti. Sonunda kaldırımdaydım. Ayağımı basar basmaz kendimi yerde, dizlerim yanlarımda otururken buldum. Ağlıyordum. O an Demi yolun karşısından bağırıyordu. "Selena !!! Bekle !!" Dedi ve kırmızı ışıkta kendini yola attı. Yanıma geldi. "Napıyorsun sen ? Ya araba çarpsaydı ?" "Umrumda mı Demi ? Arkadaşım ölmek üzere." Dedim kalkarken. Kalktım ve hazır kırmızı ışıktayken kendimi yola atıp koşttum. Demi'de arkamdaydım. Hastane uzaktaydı görünmüyordu. Arabayı almadım çünkü araba oraya giremezdi yasaktı. Sızlayıp oturmak isteyen bacaklarım, uçuşan saçlarım ve ceketim.... beni bütünlüyordu. Hızla koşuyordum ve rüzgar beni yavaşlatıyordu. Çantamı ucundan tutuyordum ve uçuşuyordu. Kuş gibiydim. Ama hızım gittikçe artıyordu. Ve birden kendimi hastanenin önünde buldum. Hiç durmadan ve hızımı kaybetmeden içeri girip sekreterleri aradım. Bulunca nefes nefese "Miley Cyrus hangi odada trafik kazası geçirdi." Kadın ağzını açıp "Oda 288 kat 10." der demez kendimi asansöre attım. Demi de geldi. Numaralar kafamdaydı. 288-10 , 288-10 asansör durunca hemen 288. odaya koştum. Miley odadaydı, yatıyordu. Yandaki koltuğa oturup ağlamaya başladım. Hıçkırıyordum, burnumu çekiyordum, ağlıyordum. Kol dirseklerimi dizlerime koymuş avuçlarımı açmış yüzümü ellerime koymuştum. "O nasıl ?" Dedi Demi. "Neyi oluyorsunuz ?" Dedi yaklaşık 25-29 yaşlarındaki adam. "Lise arkadaşları."  "O zaman girebilirsiniz." Diyince bunun doktor olduğunu anladım.  GİREBİLİRSİNİZ.  Ağlamam durmamıştı ama Demi'den önce içeri girdim ve yatağa oturdum. Kollarımı Miley'nin üstüne koyup kafamı da kollarıma koydum ve ağladım. O... o benim dostumdu.. Nasıl olurdu ? Hala inanamıyordum. Şimdi gelip "ŞAKAAA !" diye bağırmalarını ne kadar isterdim. Bunnu düşünce ağlamam şiddetlendi. Demi'de ağlıyordu fakat benim kadar değildi. "Selena." dedi sessizce ve elini omuzuma koydu. "O... o iyileşeçek." "Umarım Demi.... Umarım.." Dedim ve yüzümü kaldırdım. Herşey böyle olamazdı. "Ameliyat vakti." Dedi doktor bizde çıktık mecburen. 

***

3 saat sonra Miley'nin ameliyat odasına gittik. Doktor ifadesizdi. "Üzgünüm ama çok kan kaybetti. Çok geç kaldık. Biraz daha erken olsaydık kan bulabilirdik. Ama geç kaldık. Üzgünüm ama o öldü." ÖLDÜ...ÖLDÜ...ÖLDÜ...ÖLDÜ... bu kelime kafamda yankılanıyordu. ÖLDÜ. 

Ve sonrası karanlıktı.

Demiştim alt önemli diye. HİKAYEYİ BİTİRMİYORUM. ŞİMDİ YAZARIN AĞZINDAN OLMAYACAK SADECE EVLİLİK 1-2-3 TÜ ŞİMDİ DEVAM EDİYORUMMM. AMA VOTE VE YORUMLAR ÇOĞALSIN... ÇABUK VOTE YAPIN ÇABUK YB YAYINLAYIMM.

True LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin