6. Bölüm - DERİN SES

214 126 74
                                    

Gecenin bir yarısı gördüğüm kabus ile uyandım.

Ayağa kalkıp aşağı indim. Biraz su içip tekrar odama döndüm.

Yatağa uzanıp uyumaya çalışırken garip garip sesler duydum.

Sanki biri odamda ve nefes alışının sesini duyuyor gibiydim.

İlk başta aldırış etmedim fakat artık çok sinir bozucu oldu. Bir yandan da bu ruhlarla ilgili saçma sapan durumdan dolayı korkuyordum.

Ayağa kalktım ve odayı gezdim. Sesler kesilmişti birden..

Biraz sonra bir şeyin cama çarptığını duydum. Ardından kulübedeki gibi bana söyledikleri cümleleri yine daha kısık bir sesle duyuyordum .

Gecenin bu vaktinde çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde cama yaklaşmaya karar verdim.

Korkudan ayaklarımın tutmadığını bile bile zorla cama doğru gittim.

Perde... Perdeyi çekip dışarı bakmam lazımdı.

Kalbimin atışları çok hızlandı. Daha önce bu kadar korkamıştım sanırım.

Perdeyi yavaşça çektim ve dışarı baktım.

Sesler birden kesildi ve hiçbir şey yoktu. Derin bir nefes aldım.

Bu sessizlik kısa sürmüştü...Biraz daha incelemek için cama yaklaştığımda kulübedeki iğrenç şeyin yüzünü görmemle çığlık atıp kendimi geriye atmam bir oldu.

Annem koşarak odama geldi kapıyı açıp lambayı yaktı .

Yanıma gelip " Noldu annem kabus mu gördün ?" Dedi 5 yaşındaki çocuk yerine koyarak.

Ona camı gösterip kekeleyerek " Anne camda birşey. Anne cam cam bak ona ."

Annem gerçekten birşey olduğunun farkına varıp cama yöneldi ve camdan dışarı baktı . Birkaç dakka sonrasında " Birşey yok Peter . Sen kabus görmüşsün" Dedi camı kapatırken.

"Ama anne orda gördüm ben " Dedim sesimin titrediğini anlarken.

Birden yine o sesler ...

" Anne bak duyuyor musun şimdi inandın mı bana ?" Dedim gözlerimi ona dikerek.

"Peter sen iyi değilsin ben birşey duymuyorum. "

Aman Tanrım!! Benim duyduklarımı duymuyor . Çıldıracağım ...Neden sadece ben duyuyorum ?

Annem ayağı kalkıp " Yatağını gir ve uyu Peter" dedi ve beni ayağı kaldırdı.

Beni yatağa uzandırıp üstümü örttü .

Yanağımdan öperken " İyi geceler bebeğim" dedi ve ışığı kapatıp odasına gitti.

Deliricem... Hala o sesleri duyuyorum . Korkudan öleceğim resmen ne yapacağımı bilmiyorum. Bu seslerin bir anlamı var mı ? Neden ben tek duyuyorum...

Battaniyenin altına saklanır gibi sokuldum. Sesler bir türlü kesilmiyordu.

Ağlayan gözlerimi zorla kapatarak sabaha kadar seslerin kesilmesini bekledim.

Saatlerin geçmesi ardından sabah olduğunu zorda olsa farkettim.

Sesler çok önceden kesilmişti. Battaniyeyi yavaşça indirdim ve yataktan kalktım. Rutin işlerimi yapıp hemen aşağı indim ve Mayaların evine doğru koştum.

Pijamalarla:d

Evin kapısını bi an bulamadım. Dikkatli bakınca gözümün önünde olduğunu gördüm.

Kapıya sertçe vurdum. Kapıyı Maya'nın annesi açtı ve sinirli bir şekilde " Bu ne terbiyesizlik " diye bağırdı.

Ardından eşi gelip " Peter noldu sabah sabah ?"

" Maya' yı görebilir miyim ? " Dedim nazik bir şekilde.

Maya'nın Babası " Tabii ki de gel içeri" dedi fakat annesi hemen araya girerek. "Git kahvaltı et üstünü başını giyin gel öyle konuşursunuz " diyip kapıyı yüzüme kapattı . Bu kadının sorunu ne ?

Her neyse koşar adımlarla eve gittim . Annem beni görüp " Peter noldu nereye gittin ve nereden geliyorsun bu saatte ?" Diye sorduktan sonra hızlı bir şekilde;

"Mayaların evinden" dedim normal bir şeymiş gibi.

Annem tam birşey diyecekken vazgeçti bende odama çıktım. Kıyafetlerimi değiştirdim ve kahvaltı için aşağı indim.

Fakat kahvaltı yoktu, annem hazırlamamıştı daha.

Annem beni görünce yanıma geldi ve "Geceye göre daha iyi misin ? " Diye sordu. İyi olmadığım halde başımla onaylayıp balkona çıktım.

Sandalyede biraz oturup geceyi düşündüm. Korkmayıp bunları çözmem lazım ama çok korkuyordum.

Annem içerden seslenerek " Kahvaltı hazır" dedi. Beraber kahvaltı ettikten sonra bir kahve yaptım ve içmek için balkona çıktım.

Kahvemi içerken Maya'nın dışarı çıktığını gördüm.

Hemen balkondan kapıya yöneldim koşar adımlarla onun yanına gittim.

Evin dışındaki bankta oturup bağcığını bağlıyordu.

Yanına gittim. Beni görmedi bile . Veya görmezden geldi. Aslında dün kalbini kırmıştım böyle olmasına şaşırmamıştım.

Ayağı kalkıp yüzüme bile bakmadan yanımdan geçti.

Koşup onu durdurdum ve beni affetmesi için ne kadar dil döksem azdı. yüzüme bile bakmıyordu. Sanırım özür dileme zamanım gelmişti.

Gözlerininin içene bakıp zorda olsa özür diledim. Şu ana kadar kimseden böylesine özür dilememiştim. Buruk bir gülümseme ile yumuşadığını anlamıştım.

Ne kadar tatlı olduğunu bir kez daha anlamıştım. Hala ona bakıyorken birşey olduğunu anladı ve " Birşey mi oldu " diye sordu merakla bana bakarak.

Bende ona " Kütüphaneye gidelim mi ? Orada anlatırım" dedikten sonra kütüphanenin yolunu tuttuk.

Yolda giderken rüzgarın Maya'nın sarı saçlarını o kadar güzel dalgalandırıyordu ki önüme bakmak yerine ona bakıyordum...

Ruh AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin