1.Bölüm - NEW YORK'TAN ÇIKIŞ

491 201 162
                                    

Merhaba ben Peter . 15 yaşını girmiş bir erkek çocuğum. New York' ta yaşıyorum. Biraz kendimi beğenmiş biri olabilirim ve bu kimseyi ilgilendirmez.

Birde annem var. Annemin adı Tanya. Annem kırklı yaşlarında yalnız bir iş kadını.

Anladığınız üzere babam yok. Annemle beraber yaşıyoruz.

Akşam annem işten gelince biraz durgun görünmüştü gözüme. Doğruyu söylemek gerekirse bu beni rahatsız etmişti.

Akşam yemeği için sofraya oturdum.

"Neyin var" diye sordum anneme yemeğimi yerken.

Annem, "Boş ver. Yemeğini ye" diye geçiştirdi beni.

"Söyle." diye üsteledim annemi.

Annem, "İşle alakalı bir şey. Müdür çalışanları işten çıkartıyor." Diye bıkkınlıkla konuşmaya başladı.

"Bu senin kararın değil" dedim çatalı tabağa bırakırken.

Annem, "Biliyorum canım. Beni boşver sen." Diye gülümsedi.

"Peki anne." Dedim. Üsteleyip canını daha da sıkmak istemiyordum.

Annem, "Senin günün nasıl geçti?" Diye sordu ağzını peçete ile silerken.

"Aynı" dedim ayağa kalkerken. "Eline sağlık." diye ekleyip odama çıkarken annem, "İyi geceler oğlum" dedi içtenlikle.

Aklıma yeni gelmiş olacak ki, arkamı dönüp, "Sen ne zaman uyuyacaksın?" Diye sordum gözlerimi kısarak.

Annem, "Buraları toparlayacağım" sofrayı gösterdikten sonra devam etti "Sonrada telefon görüşmesi yapmam gerek bitince uyuyacağım" dedi.

"Peki tamam, iyi geceler anne."

Annem, "İyi geceler" dedikten sonra, odama çıktım.

Cama yaklaşıp, pencereden dışarıyı seyretmeye başladım. Hava hafif yağmurluydu, yüzümdeki buruk gülümseme ile sıcak yatağıma girdim ve kendimi uykumun kollarına bıraktım.

Sabahın ilk ışıkları gözlerimi kör ederken, annemin adımı bağırmasını duydum. Rutin işlerimi halledip, aşağıya indim.

"Geldim, gel-" lafımı tamamlamadan annem, "Toparlan gidiyoruz." dedi eşyaları toparlarken.

Şokumu atlatamadan anneme "Nereye?" diye sordum.

Annem, "Tatile! çabuk valizini hazırla. Vaktimiz yok." Diye aceleyle konuştu.

Bu iyiydi aslında. Kulağa bayağı hoş gelmişti. Annemi onaylayıp, odama çıktım valizime eşyalarımı doldurup, kulaklığım ve valizimi alıp aşağıya indim.

Annem bayağı hızlıydı, taksiyi çağırmıştı bile.

Valizleri taksiye yerleştirip, araca bindik. Müzik eşliğinde camdan dışarıyı izliyordum.

Hoş bir yolculuğun ardından hava alanına varmıştık.

"Anne? Nereye gidiyoruz?" Sormak yeni aklıma gelmişti ki şapşal bir şekilde gülerek sormuştum.

Annem, "Saylend Adasına gidiyoruz." Diye gülümseyerek konuştu.

Saylend ? İlk kez duymuştum. Merakla gideceğimiz yeri bekliyordum. Düşüncelerimden kurtulup, "Ne zaman varacağız?" Diye sordum anneme.

Havaalanına girerken annem, "İlk önce adaya en yakın şehire gideceğiz. Yaklaşık yedi saatlik yolumuz var. Sonrasında adaya geçeceğiz."

Biletleri görevliye gösterdikten sonra uçağa bindik.

Uçak iniş yaptıktan sonra bir vapur ve bizi bekleyen ihtiyar bir adam gördük. Vapura bindik ve adaya doğru yol almaya başladık.

Yol boyu ihtiyar adam bana garip bakışlarını dikmişti. Bu beni rahatsız etmedi değil.

Vapurdan inerken yaşlı adam bana "Pişman olacaksın buraya geldiğine" dedi yüzüme kötü kötü bakarak.

"Anlamadım" dedikten sonra bakışlarımı adama dikerken.

Ama adam yüzüme bakmayı kesmişti.

Tam bir şey söyleyecekken annem vapurdan inmemi söyledi.

Adaya ilk adımı atarken, derin bir nefes aldım.

Bir görevli yanımıza gelip, "Hoş geldiniz Tanya Hanım" dedi ve bizi adanın içine doğru götürdü. Burası Newyork'a benzemiyordu, herşey çok eskiydi hatta insanları bile farklıydı.

Annem, "Bak şuradaki ev bizim." Diye hevesle karşımızdaki evi gösterdi.

Burası...hoşuma gitmemişti.

Evin içine girdikq. Biraz eskiydi ama idare edebilirdik. Yukarı çıktım ve annem arkamdan gelip, "Burası senin odan Peter, beğendin mi ?" Hevesle sorduğu soruya,

Zorla gülümseyerek "Evet" dedim.

Annem, elindeki pantolonu katlayıp, dolaba koyarken "Ben eşyalarımızı yerleştireceğim sende istersen dışarı çıkıp, etrafı fazla uzaklaşmadan gezebilirsin" dedi

İş yapmak yerine bu daha cazip bir teklifti ve bende dışarıya çıktım.

Ada hakkındaki düşüncelerim biraz değişmişti, dikkatlice bakınca eski ama hoş bir yer olduğunu anladım.

Aklımda tek bir soru vardı. Acaba vapurdaki yaşlı adamın ne demek istemesiydi? Bu sorunun cevabını ararken düşüncelere daldım...

Ruh AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin