4. BÖLÜM

30 8 7
                                    


İnsanların arasında da yalnızdır insan.

-Küçük Prens

"birileri beni arıyor sanırım ?"

Şok içinde başımı kaldırdığımda görmeyi beklemediğim biri duruyordu karşımda. Her an karşıma çıkmasından sıkılmıştım, üstelik onun yeni öğrenci olduğunu duymak, hayatın bana attığı koca bir kazıktı. Bir adım geri çekilip bakışlarımı yüzüne çıkardığımda her zamanki gibi mimiksiz bir yüz karşıladı beni. Bu çocuğun sorunu neydi ? Bir kez olsun yüzünü farklı bir ifadeyle görmemiştim. Gerçi kaç defa görmüşsem!

Tepkisizce yüzüne baktığım sırada tek kaşı hafif bir açıyla havaya kalkınca 'hayret!' diye geçirdim içimden. Mimiklerini kullanabiliyormuş! 

Cevap vermeden oradan gitmeye yeltendiğim sırada kim olduğunu bile bilmediğim bir çocuk aniden önüme çıkıp, ben daha ne olduğunu anlayamadan kolumdan tuttu. Bu kadarı yeterliydi. Ne sanıyorlardı bunlar kendilerini ? Belli ki yeni gelmişlerdi, neydi bu saçmalıkları ?

Hırsla kolumu çekip "Bırak!" dedim sinirle. O sırada çarptığım çocuk "Karışma Özgür, gidelim hadi" dedi ve arkasını dönüp sınıfa girdi. Adının Özgür olduğunu öğrendiğim çocuk bana son bir bakış atıp önden giden çocuğun girdiği sınıfa girince arkalarından bir kız, ve bir erkek daha girdi. O an fark ettim ki, koridordaki herkes dönüp bana bakıyordu. Etrafıma göz gezdirdikten sonra önüme dönüp sinirle lavaboya gittim. Hızla boş bir kabine girip klozete oturdum ve sinirle saçlarıma daldırdım ellerimi. Bu çocuklar kimdi, bilmiyordum ama eğer yeni öğrenciler bunlarsa çekeceğim vardı. Daha sonra dün konferans salonunda yeni müdürümüzün, "Benim oğlum da sizinle yaşıt ve bu okula transfer oldu benimle birlikte. Emin olabilirsiniz ki kendi öz oğluma nasıl davranıyorsam sizlere de aynı şekilde davranacağım." kelimeleri geldi. 

Okulda onlar dışında yeni birini görmemiştim ve çok yüksek ihtimalle onlarda birisi müdürün oğluydu. Eğer öyleyse bu derece şımarık olmasını bir şekilde anlayabilirdim, ama ya günler önce gördüğüm o kan ? Bir insana zarar verdiğini biliyordum, çünkü kime ait olduğunu bilmediğim bir el görmüştüm, ve o çocuk o gün beni kimseye söylememem konusunda tehdit etmişti. Peki benim onu ihbar ettiğimi biliyor muydu ? 

Aklımda deli sorularla lavabodan çıkıp sınıfa doğru ilerlediğim sırada, Aydın bizim sınıfa giriyordu. Aydın Doruk'un ayaklı gazetesi gibi bir şeydi. Her şeyi gidip haber verirdi. Umarım yine Doruk'un canını sıkacak bir şey olmamıştır diye düşünürken girdim sınıfa. 

Asena ve Doruk ayakta yan yana durmuş karşılarında durup bir şeyler anlatan Aydın'ı dinlerken Asena bir şeylere fazlasıyla şaşırmış görünüyordu. Doruk ise sinirli bir şekilde Aydın'ı dinlerken hızla yanlarına gidip "Ne oldu ?" dedim merakla. Asena şokla bana dönüp "İyi misin sen ?" dediğinde anlamsızca yüzüne baktım. Doruk ise sinirle karşısına bakıyordu. "Ne ?" diye bir tepki verdiğimde Asena "Yeni gelen çocuklarla bir olay olmuş, Aydın anlattı ?" dedi sorarcasına. Aydın'a dönüp ters ters baktıktan sonra "Önemli bir şey değil, tartıştık sadece" dedim olayın uzamaması için. Doruk fazlasıyla sinirli görünüyordu ve sinirini körüklersek eğer çok tatsız şeyler yaşanacaktı. Ben Aydın'ın ne söyleyeceğini merak ederken o yemeyip içmeyip bir kaç dakika önce yaşanan olayı gelip yetiştirmişti. 

Asena sinirle "Kim olduklarını sanıyor bunlar ? Gelip ilk günden olay yaratmak ne demek ya ?" diye sıralarken, ben Doruk'un yanına gidip "Doruk, iyi misin ? Sorun yok dedim. Ufak bir tartışmaydı, ben dikkat etmeyip çarp-" Doruk hışımla Aydın'ı önünden itip sınıftan çıkınca bende peşinden çıktım. Koşmama rağmen adımlarına yetişemiyordum. Korkuyla "Doruk!" diye bağırdım arkasından. Asena da benimle birlikte koşuyordu. 12/A sınıfına girdiğinde korkuyla içeriye daldım ben de. 

SİYAH MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin