5. BÖLÜM

25 9 1
                                    


Hani bazen bir şarkı durup dururken seni de ağlatıyor mu? 


Medyaya bıraktığım şarkıyı;  '⚝⚝⚝' işaretini koyduğum yerde açın lütfen.

Gönderen: Gizli Numara

İyi  Gece'ler güzel kız.

telefonla bakışmam boyut atlamak üzereyken bilmem kaçıncı kez okuduğum mesajı şok içinde tekrar okuyordum. Bu da neyin nesiydi ? Gecenin bir vakti bu mesajı atan kimdi ?  

Birilerinin bana şaka yaptıklarını düşünüyordum. Ama numaramı kim, nereden bulmuştu ? Doruk veya Asena olmadığına emindim. Aslında Asena bu tür şakaları sürekli yapardı ama bu gün yapmazdı. Hepimizin morali bozukken böyle bir şakayla uğraşmazdı. O halde kimdi bu ?

Boş verip yatağıma uzandım tekrar. Birileri oynatacak birini arıyordu belki de. 

   ❆❆❆ 

3 gün sonra

Haftanın son günü olduğu için Asena fazlasıyla mutluydu. Öğlen arası kantine indiğimizde biz her zamanki masamıza otururken Doruk da sıraya girmişti. Ben arkama yaslanırken Asena hafta sonu için planlar yapıyordu. Her ne kadar katılmayacağımı söylesem de beni dinlemiyordu, ben de vazgeçmiştim itiraz etmekten. İki günümü evde çalışarak geçirecektim. Sınava birkaç ay kalmıştı, ve bu günlerimiz geri dönmeyecekti. Bu yüzden çok fazla çalışmalıydım.

Doruk sıradan çıktığı sırada kantin kapısından Ateş ve arkadaşları girince Doruk o tarafa bakmamaya çalışarak yanımıza gelip tostlarımızı önümüze koydu. Günlerdir birbirlerinden kaçıyor gibilerdi. Daha doğrusu Doruk onlarla bir araya gelmekten kaçınıyordu. Aralarında tek kız vardı ve çok değişik birine benziyordu. Vücudunun belli yerlerinde dövmeler vardı, ve saçları maviydi. Diğerlerinde de dövmeler vardı, kollarında veya boyunlarında görmüştüm fakat o kızın, birden fazlaydı. Neredeyse her yerinde vardı, fakat minicik oldukları için asla göze batmıyordu. Hatta baktıkça bakası geliyordu insanın. Vücudunun her yerinde olan dövmeleri, ve mavi saçları farklı bir hava katıyordu. En fazla ilgimi çeken ise, boynunun sol tarafında, nabzının üzerindeki, intihar etmiş bir kızdı. Boynuna intihar ipi geçirilmişti, ve ayakları sallanıyordu. Fakat asıl ilginç olan bir bedenden ziyade bedensiz bir ruha benziyordu. 

Adı Niran'dı sanırım. Doruk'un o gün saydığı isimler arasında diğerleri erkek isimleriydi çünkü. Gerçi Niran ismi de pek normal değildi ama Fatih de değildi herhalde kızın adı. Doruk'a sormak istemediğim için emin değildim. 

Doruk'un aldığı tostu bitirirken 'Niran' ismi fazla merak uyandırmıştı. Cebimden telefonumu çıkarıp arama motoruna 'Niran isminin anlamı' yazıp, karşıma çıkan ilk siteye tıkladım. 

İki anlamı vardı. Birincisi Ateş, ikincisiyse Cehennem'di. Başımı kaldırıp oturduğu masaya baktığımda Ateş'in bana baktığını görünce kaşlarımı çattım. Gözlerini kaçırma zahmetinde bulunmayınca önüme dönüp neden bana baktığını düşünüp kafamı doldurmamak için masadakilerin de tostlarını bitirip kendi hallerinde sohbet ettiklerini görünce "Sınıfa çıkalım hadi. Zil çalar birazdan zaten" dedim ayaklanırken. 

Biz kantinden çıkarken kantin kapısının karşısındaki asansör açılıp içinden müdür indi ve kantine girdi. Biz de merdivenleri kullanarak kendi katımıza çıktık. Sınıfa girip kendi masama oturduğumda Asena "Madem hafta sonu çalışacaksın, biz de sana gelelim. Birlikte çalışır, akşam da dışarıda bir şeyler yeriz, olur mu ?" dediğinde kafama yatmıştı. "Olur" dediğim sırada Doruk arkadan "Benim fikrimi soran yok zaten," dedi. Ben kıkırdarken Asena "Geleceğini biliyoruz," dedi o da kıkırdarken. 

SİYAH MÜREKKEPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin