0.4

14 2 0
                                    

Arkadaşlar hikayede birkaç değişiklikler yapmaya karar verdim. Sebebini söyleyeceğim tabi ki de.
Esir alınan birinin hikeyesini çok yazdıklarını fark ettim. Geçen gün acımasız bir adam tarafından esir alınan kadın vb. olaylar içeren hikayelere çok rastladım.

Ben hikayedeki olayların her hikayede olan olaylardan olsun istemiyorum. Tabi ki birçok aynı olaylar olacak içinde fakat ana konusu brnim için önemli.

Hikayedeki birkaç kısa yeri değiştirdim. Tekrar göz atmak isteyebilirsiniz diye söylüyorum. Bundan sonra bölümleri daha uzun yazacağım. Fark ettim ki kısa bölümler güzel olsa bile diğer bölüm yayınlanana kadar bir önceki bölüm akıldan uçup gidiyor.

Neyse çok uzatmadan başlıyalım artık.

4. BÖLÜM - ÖZÜR

Gözlerimi yummuş, bedenimi ele geçiren sızıntıyı hissederken bedenimin her sarsıntısında sızı daha bir artıyordu. Şikayetçi değildim ve asla olmayacaktım.

Ruhen ölmüş olsamda bedenim yaşıyordu ve ben iki türlü de yaşamak istemiyordum. Bu yüzden hiçbir şekilde şikayetçi değildim bu durumdan. Derin bir nefes alıp verdim. Üzerimdeki bakışlarını hissetsemde umursamıyordum.

Yorulmuştum artık.
Bu hayattan, bu adamdan.
Hele bu adamın acımasızlığından...

Araba durduğunda gözlerimi açıp nereye geldiğimize baktım. Daha önce hiç gelmediğimiz bir eve gelmiştik. Ev her zamanki gibi Ömer'i yansıtan tiptendi.

Siyahı anımsatıyordu.
Siyahta Ömer'i...

Burasının neresi olduğunu sormadım, o da söylemedi zaten. Arabadan indiğinde peşinden bende indim. Bileğimden tuttu sıkıca. Evin geniş bahçesini geçtikten sonra kapıya vardık. Biz zili çalmadan önce kapı açıldığında hiçbir tepki vermemiştik ikimizde.

Bu adam ölüydü ve daha önce de dediğim gibi; beni de peşinden sürüklüyordu.

"Ömer abi hoşgeldiniz."

Kocaman gülümsemeyle bana bakan kıza donukça baktım. Uzun saçlarının birkaç tutamı yüzüne gelirken kahverengi gözleri çok canlı bakıyordu. Hayatı seviyordu, bu gözlerinden bile belliydi.
Gözlerim daha da donuklaşırken yere baktım.
Bir zamanlar bende bu kadar neşeliydim. Taaki bu adam beni kaçırıp öldürene kadar. Tüm hayatımı elimden almıştı resmen.

"Hoşbulduk Buse." dedi her zamanki sesinden daha yumuşak bir sesle. Buse denilen kız daha çok gülümserken kapıdan çekilip "Geçsenize." dedi.

Ömer bileğimi bırakmadan beni içeri sürüklerken kafamı yere eğmiş sızlayan yaramı dizginlemeye çalışıyordum. Salık olan saçlarım yüzümü kapatırken derin bir iç çektim.

"Bu güzellik kim Ömer?"

Kafamı kaldırıp sesin geldiği tarafa doğru baktığımda neredeyse Ömer gibi yapılı bir adamın beni süzdüğünü gördüm. Adamı süzdüğümde hafifçe sırıtarak kafamı eğdim. Buse denilen kız yanımıza geldiği sırada Ömer uyarıcı bir sesle "Samet!" dedi.

"Yanlış bişey mi dedim lan? Kızın adını sordum sadece."

Kafamı tekrar kaldırdığımda giyindiği paylarço kıyafetine istemsizce gülümsediğinde Sametle göz göze gelince gözlerimi kaçırdım fakat bu seferde bana bakan başka bir çift gözle göz göze geldim.

Kaşlarını çatmış, soğuk bakan gözleriyle bana bakarken bir an afalladığını gördüm. Saniyeler içinde yüzüne duygusuz bir duvar örmüştü. Gerilerek başka kimseyle göz göze gelmemek için yere baktım.

"Kumru... Adı Kumru."

Buse önüme geçip "Hey gözlerin lens mi senin?" diyerek şaşırdığında kaşlarımı çatarak başımı olumsuz anlamda salladım. Şaşırarak "Sen ciddi misin?" diye sordu.

"Bunu sana kanıtlamak zorunda mıyım?" dedim soğuk çıkan sesimle. Bir an o da afalladı. Sonra kendini toparlayarak "Şey özür dilerim sadece kendimi tutamadım." dedi mahçupça.

Kendimi kötü hissettim kızı terslediğim için. Elimi enseme götürdüm.

"Hayır, sorun değil. Asıl be-"

Sözümü kesen Ömer "Ondan bir daha asla özür dileme Buse." diye tısladığında gözlerimde ki tüm mahçupluğun yerini hissizlik aldı. Ömer'e baktığımda o acımasız bakışlarını gözlerime dikip "Özür dilememen gereken en son kişi bile değil." dedi tüm acımasızlığıyla.

Öfkeyle gülümseyerek Buse'ye döndüm. Kaşlarını çatmış afallayarak Ömer'e bakıyordu. Elimi çok kısa birkaç saniye omzuna koyup geri çektim. Tam ağzımı açmış birşey diyecektim ki buna değmeyeceğini hatırlayıp sustum. Buse'nin ve diğerlerinin karma karışık olan gözlerinin bana çevrildiğini hissettiğimde kafamı yere eğip hiçbir duygu belirtmeyen gülümsememi yüzümden sildim.

"Ama Ömer a-"

"Hadi Buse çok konuşmada onu odana götür."

Benden bir eşya gibi bahsetmesine alışık olduğum için kırılmamıştım fakat gözlerim sertleşmiş ve Ömer'i bulmuştu. O da zaten başından beri bana baktığı için göz göze gelmiştik. Bana böyle davranmaktan zevk aldığını belli eden bakışları, hiçbir duygu belirtmeyen bakışlarımla bakıştı benim için çok uzun bir süre.

"Hadi Kumru, benimle gel."

Busenin gittiği tarafa doğru bir adım atmıştım ki bileğimi tutmakta olan Ömer beni sertçe durdurup kendine çevirdi.

"Bana bak Kumru. Eğer kaçmaya kalkışırsan bu senin sonun olur haberin olsun."

Hiçbir tepki vermezken Buse elimden nazikçe tutup beni ikinci kata çıkan merdivenlere doğru sürüklemeye başladığında bile hâlâ Ömer'e bakıyordum nefretle.

Uzun Koridorda bir odaya girdiğimizde Buse üzgünce bana baktı. "Ben gerçekten çok özür dilerim. Ömer abim adına da kendi adıma da."
Başımı olsumsuz anlamda sallayıp "Onun adına benden asla özür dileme." dedim yanından geçip odadaki cama doğru yürüdüm.

"Neden?"

Esen rüzgar saçlarımı savururken derin bir nefes alıp verdim. "Söylesem bile..." duraksadım. Yüzümde çokufak bir tebessüm oluşurken "Anlamazsın." diye mırıldandım.

Omzumda bir el hissettim.
"Biliyor musun? Gözlerin aynı Ömer abimin gözleri gibi bakıyor. Onun gibi acımasız, onun gibi duygusuz. Ve sanırım bunu bilerek yapmıyorsun ama sesin bile soğuk, hissiz."

Size söylüyorum.
Bu adam kendi öldüğü gibi beni de peşinde sürüklüyordu!

"Bunu bilerek yapmıyorum.
Sanırım onun bazı alışkanlıkları artık bana da yansıyor istemsizce."

Onun acımasızlığı,
Onun sertliği,
Onun soğukluğu,
Onun hissizliği...

Fark ettim de ben artık ölmüşüm zaten.
Beni daha ne kadar öldürebilir ki?
Öldüreceği kadar öldürmüş çoktan.

<...>

Ewt bitti.

Bölümler bana o kadar güzel gelmiyor. Sanırım direk ana karakterlerin olaylarını yazmak istediğim için. 😅

Daha heyecanlı bölümler olacak ileride. Ama umarım siz bu bölümlerden de zevk alıyorsunızdur.

Bir dahaki bölüme kadar hepinize sağlıklı, mutlu ve muhteşem günler dilerim.

Kendinize ve hayal gücünüze iyi bakın.
Sizleri seviyorum.

Vote ve yorumlarınızı da bekliyorum. 😅
Kırmayın şu yazarınızı lütfen. ❤️

GERÇEK HAYAL 👊(YAZILIYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin