Hayatımın en şanssız günündeyim sanırım. Elektrik kesilmesi, o duyduğum çığlık, bi anlık paniğe yol açtı ve birinin elini tuttum. Karanlıkta kimin elini tuttuğumu bilmiyorum ama fark edince kendimi çektim.
"Heey, utanmana gerek yok." dedi Sinan alaycı bir biçimde.
"Ha ha ne komik! Bilerek tutmadım canım."
Telefonumu çıkarıp flaşını yaktım. Herkes ne olduğunu şaşırmış etrafa bakınıyordu. Sonrasında anons yankılandı.
"Öhöm öhöm. Gidiyor mu ses?" müdürle yanındaki her kimse fısıldaşıyorlardı.
"Evet. Sevgili öğrencilerimiz, konferans salonuna bekleniyorsunuz." 2 dakika sonra aynı anons tekrar yapıldı. Dördümüz masadan kalktık. Sinan ve Beril'le birlikte konferans salonuna gidiyorduk. Çünkü be kardeşim ne ben, okula henüz alışamamıştık.
Telefonlarımız yardımıyla yürürken
"Jeneratörler neden çalışmıyor?" diye sordum.
Beril,
"Aa, şey. Onlar çalışamaz."
"Niye?"
"Çünkü bozuk."
"Ne?"
"Yaklaşık bir ay önce Eren ve Polat iddaya girmişti. Eren kazandı. Polat'ın cezasının ne olduğunu tahmin ediyorsunuzdur."
"Aman ne güzel. E şimdi ne olacak? Karanlıkta mı kaldık?"
"Şu anlık öyle ama bulurlar çaresini."
Bir şey demedim , sadece yürüyorduk. Salona vardığımızda henüz dolmamıştı. Etrafı aydınlatmak için mumlar yakılmıştı. Loş bir ortam. Fena değil.
Dördümüz yan yana oturduktan sonra müdür sahneye çıkıp konuşmaya başladı.
"Çocuklar, elektrik kesintisi planlanan bir şey. Merak etmeyiniz. Sadece şimdi olmasını planlamıyorduk."
Sinan,
"Neyden bahsediyor bu kel?"
Güldüm.
"Hiç bir fikrim yok."
Müdür devam etti,
"Bu duyuruyu yaparken beni iyi dinlemenizi istiyorum. Tam 5 ay boyunca burda kalacaksınız."
Salondan sesler yükselmeye başladı. Birinin 'yuh şaka mı bu amk?' dediğini duydum.
Cidden, şaka mıydı bu?
"Pardon çocuklar benim hatam, 4 ay."
Ha çok sağ ol ya. Ne 4 ayından bahsediyor ya.
Arkalardan biri,
"HOCAM BEN 1 GÜN DAYANAMIYORUM BURAYA 4 AY NEDİR? EL İNSAF!"
Müdür,
"Biliyorum, hepiniz devamsızlıklarınızı nasıl kullanmamın peşindesiniz fakat benim elimde değil. Bakanlıktan karar geldi. Bir kaç ay öncesinden velilerinize haber verildi. Bu bir eğitim çocuklar. Bu 4 ay içinde ders görmeyeceksiniz."
Müdürün sesini ukala olduğu her halinden belli bir kız kesti,
"Ee hocam, ne eğitimi göreceğiz peki burada?"
Müdür devam etti,
"Toplum içinde yaşamayı öğreteceğiz size çocuklar. Şu anlık böyle özetleyebilirim. Bu süreç içinde normal hayatınıza devam edeceksiniz. Tek fark okulda kalacaksınız. Bu zaman diliminde çeşitli oyunlar, aktiviteler gerçekleştireceğiz."
Salondan homurdanmalar yükselmeye başlamıştı bile. Arkadan biri bağırdı.
"ALLAH KORUSUN HOCAM 4 AY BUNLARLA MI YAŞAYACAĞIM BURADA? HA SADECE SİZ OLSANIZ SORUN YOK."
Yanındaki;
"BİZ SANA ÇOK MERAKLIYIZ SANKİ. MÜDÜRÜM, CANIM HOCAM, ŞAKA Dİ Mİ?"
Müdür boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Çocuklar, gayet ciddiyim. Kolejimizde, hatta Türkiye'de bu bir ilk. Ama yurtdışında bunun gibi etkinlikler yapılıyordu. Bizimde bakanımız ilk olarak bizim denememizde karar kıldı. Ve size inanıyorum ki, bu süreci birlikte çok iyi ilerleteceğiz."
Bağırışmalar yoktu ama herkes kendi arasında konuşuyordu.
Beril konuşmaya başladı.
"Kasaba kolejine mi vermiş bakanlık bunu?"
Kasaba diyordu ama, küçük bir yer değildi. Mini şehir diyebiliriz.
"Evet kardeşim öyle olmuş. Bence eğlenceli olacak. Yaani hemen kötü düşünmeyin derim."
Ben de cevap verdim,
"Ha tabii. Ne demezsin."
Bana cevap veremeden müdür yardımcımız Zeynep konuşmaya başladı.
"Çocuklar, bugün evlerinize gidiyorsunuz, bu süreçte neye ihtiyacınız varsa 'kıyafet, diş fırçası, şampuan gibi şeyler' alıp yarın geliyorsunuz. Lütfen abartmayın. Eğer saçmalayıp yanında bir sürü eşyayla gelen olursa, okula alınmaz eşyalar. Haberiniz olsun. Dağılabilirsiniz."
Cenk'le beraber salondan çıktık. Arkamızdan Sinan ve Beril geliyordu.
Sınıfa beraber girdik. Aklıma birden harabe binada bulduğum kitaplar geldi. Onları da almalıydım. Okulun kütüphanesinde inceleyebilirdim. Çantamı ve ceketimi alıp Cenk'e baktım. Sinan'la göz göze geldik. Hemen başka tarafa baktım. Görmedim ama, güldüğünü hissettim. Bir de bunlarla 4 ay geçirecektim. Cenk yanıma geldi ve,
"Yürüsene kızım, bizi bekliyorlar."
"Kim bekliyor?"
"Sinan ve Beril."
"Niye?"
"Bizi bırakacaklar. Ben yürüme taraftarı değilim pek. Ya sen?"
"Ben yürüyeceğim. Sen git. Dikkatli ol."
Onu öpüp sınıftan çıktım. Kitapları gördüğüm binaya doğru yürümeye başladım. Yerini hatırlıyordum.
Bir kaç dakika sonra...
İçeri girdiğimde kitaplar haricinde bir şeyler gördüğüme eminim. Fakat bu uzun sürmedi. Arkadan birinin bana doğru geldiğini hissettim. O kişiye doğru dönmeden ağzımı kapattı ve son hatırladığım, karanlıktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğru Kişi
FantasyBir gencin yeni bir kasabaya yerleşmesiyle hayatının bir anda nasıl değiştiğinin hikayesi.