İyikim olur musun?

108 30 80
                                        

Merhabalaaar!! kuzularım evde geçirdiğimiz bu karantina günlerinde sizlere destek olmak ve desteklerinizle kalkınmak için buradayım sizlerle beraberim ve sadece bir telefon uzağınızdayım. Ne zaman bir şey sormak yada kendinizle ilgili bir şey anlatmak isterseniz kapım sizlere hep açık. Burada sadece hikaye yazmıyorum sizlerle aramızda bir bağ oluştuğuna inanıyorum ve hissediyorum. Bu da beni daha istekli ve daha mutlu yapıyor. Evde geçirdiğimiz şu zor günlerde kimi sevdiklerimize yakın kimilerine ise uzağız. Zaman birlikte olma zamanı ve sevdiklerimizle aramızdaki bağları güçlendirme zamanı. Bildiğiniz üzere bugün onbir ayın sultanı mübarek ramazan ayına girdik hepimizin ramazanı mübarek olsun arkadaşlar. Gönül isterdiki şu virüs bitsin hep birlikte büyük ve uzun sofralarda iftarlar yapalım ama olmadı inşallah ramazan bayramı geldiğinde virüste biter ve çifte bayram yaparız. Bu bölümü yetiştirebilmek için elimden geldiğince hızlı olmaya gayret ettim. Ben her geçen bölümün bir öncekinden daha güzel ve heyecanlı olacağına söz veriyorum. Umarım sizlerde buna inanır o tutkuyla okursunuz. Fikir ve görüşlerinizi oy ve yorum kısmında heyecanla bekliyor olacağım. Neyse ben sizi çok tutmiyim iyi okumalaaar.

**********

Birden gözlerim karardı ve bir boşluğa düştüm aniden sıçrayarak gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım birde baktimki odamda yatağımın içindeyim. Terleyen yüzümü silmek için elimi yüzüme götürdüm ve yüzümü silerken fark ettim ki yüzumdeki ıslaklik ter değil göz yaşıydı. Gördüklerim rüyamıydi gercek miydi ayırt edemedim. Yatakta biraz oturdum kendime gelmeye çalıştım ve gördüklerimin bir rüya olduğunu fark ettim. Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmak için kalktım ve banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktım ve gözlerimi uzun uzun inceledim sonra aklıma Rüzgâr'ın bana rüyamda "hülya gözlüm" deyişi geldi. Rüzgâr demişken birden dün gece geldi aklıma şu anda beynim gerçek ile rüyayı ayırt etmeye çalışıyordu ve telefonumu elime aldım en sonki mesaj görüşmelerine girdim. Yeni bir mesaj vardı Rüzgâr konum göndermişti. Konumun üzerine tıkladım ve gideceğim yeri biraz inceledim giyeceklerim uygun mu diye düşündüm ve uygun olduğuna karar verdim. Sonra Ezgi'yle beraber seçtiğimiz dizimin hemen üstünde biten kot eteğimi ve üzerine ise beyaz kalın askılı gömleği giydim olmazsa olmaz uğurlu ve özel günlerde takdığım kırmızı fularımı da boynuma takıp saçlarımı köpükleyerek canlı bir görüntü verdim veee artık hazırdım. Bizimkilerden izin alarak evden ayrıldım. Rüzgâr'ın attığı konumu açarak oraya doğru ilerlemeye başladım çok uzak değildi bu yüzden yürüyecektim. Kısa bir yürüyüşün ardından konuma ulaştım mekan tıpkı rüyamda ki gibi çok tatlı gözüküyordu. İçeriye girdim ve etrafıma bakındım işte oradaydı rüyamda gördüğüm masada oturuyordu ama rüyamdan tek farkı mekanın boş değil ağzına kadar dolu olmasıydı. Anlaşılan bu mekan Ankara'da sevilen ve tutulan bir yerdi. Rüzgâr'ın vaktinden önce gelip beni bekliyor olması hoşuma gitmişti. Ben masaya yaklaştığımda gülümseyerek ayağa kalktı ve ben sandalyeyi çekerek karşısına geçtim. İkimizde ayaktaydık ve Rüzgâr elini uzattı ben ona bakamıyordum bile yavaşça elimi kaldırarak elini tuttum ve tokalaştık. Ellerimin içi heyecandan terlemişti. Umarım fark etmemiştir diye düşündüm ama onun elleride olması gerekenden daha sıcaktı. Bu yüzden içim bir nebze olsun ferahlamıştı. Yerlerimize oturduğumuzda beni daha da bir sıcak bastı sonuçta ilk kez özel birisiyle buluşuyordum. Bu zamana kadar kimseye şans vermemiştim. Sadece ortak arkadaşlarımız olan erkek arkadaşlarım vardı. Rüzgâr bana baktı ve konuşmaya başladı:

- Manolya.

Dedi ve benim ona bakmamı bekledi sanırım o da benim gibi konuşurken gözlerine bakılmasından yanaydı. Kafamı kaldırdım ve bir an cesaretimi toplayıp Rüzgâr'ın yüzüne baktım ilk önce çenesine ilişti gözlerim hafif kirli sarı sakalları çıkmıştı ben sakalı babam da bile sevmezdim ama Rüzgâr'a inanılmaz yakışmıştı. Sonra dudaklarına baktım kalın ve şekilliydi,burnu yüzüne göre normaldi. Ama ahh o gözler sadece ona bu kadar çok yakışıyordu. Yeşilin en ama en güzel tonuydu. Mavinin yeşille harmanından muazzam bir ton çıkmıştı ortaya Allah'ım bu gözler beni benden alıyordu. Gözlerine baktım ve;

MANOLYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin