SÜRPRİZ

91 23 106
                                        

Merhaba sevgili okurlarım. Arayı çok uzun tutmak istemedim. Her geçen gün biraz daha büyüyor ailemiz. Sayenizde kocaman aile olacağız inşallah. Manolya ailesi yazarken de söylerken de İçim kıpır kıpır oluyor. Sizin hayatınız nasıl gidiyor bu karantina günlerinde lütfen yorumlarda belirtin. Benim evde olmama rağmen çok yoğun gidiyor. Çünkü ben bir sınav öğrencisiyim bir yandan sınava hazırlanıyor bir yandan sizlere bölüm yetiştirmeye çalışıyorum. Birde malûm sınavın tarihi öne alındı bazı değişiklikler oldu. Bundan dolayı daha sıkı bir tempoyla çalışmam gerekiyor. Yeni planlar vs. Ama merak etmeyin severek yaptığım için bana terapi gibi oluyor. Resmen bölüm yazarken ve sizlerin yorumlarını okurken enerji depoluyorum.  Bu bölüm bu zamana kadarki en güzel bölüm olacak diyebilirim. Hem uzun hemde eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Umarım sizlerde okuyup düşüncelerinizi yorumlarda belirtirsiniz. Eğer bölümü beğenirseniz oy kısmında belli edin ki bir daha ki bölüm o kadar hızlı gelsin. Bu arada bu bölümün şarkısı sevgili Gökhan Türkmen'den "AŞK". İyi dinlemeler. Sizleri daha fazla tutmadan bölümle baş başa bırakıyorum.

               ~~~~~~~~~~~~~~

1 AY SONRA

Rüzgâr'la buluşmamızın üzerinden tam bir ay geçmişti. Herşey yolunda gidiyordu. Bana çok değer veriyordu ve tabiki bende ona aynı şekilde ama onun bana hassasiyeti daha fazlaydı. Ben onun kırılma noktasıydım. Ellerimi tutarken,gözlerime bakarken sanki her zerrem kırılacakmış,zarar görecekmiş gibi davranıyor ve bunu iliklerime kadar hissettiriyordu.

 Hani demistim ya Manolya kırılgan ve hassastı Rüzgâr ise bir o kadar sert Rüzgâr kasıp kavurur muydu Manolya'yı, yoksa Manolya tutunur muydu Rüzgâr'ına?

İşte artık cevabı aşikârdı. "Manolya Rüzgâr'la nefes almıştı artık o nefes olmadan yaşayamazdı".

                     ~~~~~~~~~~

 Hayatım boyunca en çok bir şeyi istedim o da bana değer veren ve beni koşulsuz seven bir adam. Dualarım kabul olmuştu. Her gün Allah'a şükrediyordum bana Rüzgâr'ı ~hayat nefesimi~ verdiği için. Bende onu koşulsuz seviyor ve ona çok değer veriyordum. Son bir ayda birbirimize çok bağlanmıştık. Çok sık görüşür olmuştuk. Dedesi ile de aram çok iyiydi zaten ilk gördüğümde kanım ısınmıştı ona. O da beni kızı gibi seviyordu. Bazen dükkana gidip ona yardım ediyordum. Ara sıra yorulduğumu söyleyip yaptırmak istemiyordu ama ben bir çiçek hayranı olduğum için bana iş gibi gelmiyor aksine zevkle yapıyordum. Bu hareketim onu daha da mutlu ediyordu. Yani onlar benim bir ayda ikinci ailem olmuşlardı. Bazen habersizce Rüzgâr'ın dedesiyle yaşadığı eve gidip akşama güzel bir sofra hazırlıyordum. Eve gelince ikiside büyük bir şok yaşamışlardı ilkinde ama sonra alıştılar benim bu hallerime dedesinin hoşuna giderken Rüzgâr ise hayran kalıyordu. Artık annem,babam  ve arkadaşlarımın hepsi Rüzgâr'ı biliyordu. Arkadaşlarım büyük bir şok geçirdikten bir süre sonra alıştılar ve hatta Rüzgâr'ı çok seviyorlar. Annem ise yaşım gereği anlayışla karşıladı ama öğütler vermeyi ve sürekli kontrol etmeyi de unutmuyordu tâbi babama da o söylemişti çünkü ben nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Hatta ilk tanışma yemeği bile yenmişti. Bundan daha güzel ne olabilirdi ki :)

Herşey güzel gidiyordu ama tek sıkıntı vardı o da babamın bitmek üzere olan yıllık izni ve bizim Eskişehir'e dönecek olmamız. Kısa sürede  yaşadıklarım bir rüya gibiydi ve ben bu rüyadan uyanmak istemiyordum. Bunu hemen annemlerle ve Rüzgâr'la konuşmam gerekliydi. Rüzgâr'ı aradım ve ona limon kafede buluşalım konuşmamız gerekiyor dedim. O da merak etsede hemen geleceğini söyleyerek kapattı.

Ben hazırlanıp annemlere çıktığımı söyleyerek  evden ayrıldım. Kısa bir yürüyüşün ardından limon kafedeydim. Artık burası bizim mekanımızdı. Çalışanlar da artık beni tanıyordu. Rüzgâr ile zaten geçmişten gelen bir arkadaşlıkları vardı. Limon kafenin sahibi Rüzgâr'ın en yakın arkadaşları arasındaydı. İçeri girdim ve her zamanki yerimiz olan masaya gittim tabiki Rüzgâr her zaman olduğu gibi önceden gelmiş beni bekliyordu. Kuzum ya kıyamam ben sana diye içimden geçirdikten sonra Rüzgâr'a sarıldım o da bana sarıldı ve yerime oturdum. Rüzgâr'ın canı biraz sıkkındı sanki diyeceklerimi biliyormuşcasına gözlerimin içine bakarak konuşmaya girdi;

MANOLYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin