3

1.4K 130 34
                                    

Keskin bir çığlık buttercup'ın  kulağını doldurup yataktan düşmesini sağlamıştı.
Bubbles ise gelen çığlıkla beraber ufak bir çığlık atıp hızla kalktı yerinden.
Profesör ise korkuyla yatak odasının  kapısını açtı.
Üçü beraber hızal blossom'ın odasına gitti.

Blossom sağ elini kalbinin üstüne koymuş diğer elini de yatağına dayamıştı.
Gögüsü maraton koşmuş gibi inip kalkıyordu.
İstemsiz olarak gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Kız kardeşleri ve babası odaya gelince onlara döndü.
Onlar ise blossom'ı bu şekilde görmenin şokunu yaşıyorlardı.
Pembe gözlerinin etrafı kızarmıştı.

Bubbles yavaşça yatağa oturdu ve kız kardeşine sarıldı.
Buttercup da yatağa oturdu ve kardeşinin elini tuttu.
Blossom hala derin derin nefes alıyordu.
Hepsi çok şaşkındı blossom'ı hiç böyle görmemişlerdi.

Profesör yavaşça kızının yatğının önünde diz çöktü. Biraz daha sakinleşmişti blossom.
Dün gördüğü rüyanın daha kötüsydü bu gün gördüğü rüya.

"kızlar müsade edin, hadi blass benimle aşağı gel"
Titrek bir nefes braktı blossom ve yavaşça yatağından çıktı ve babasıyla aşağı indi.
Profesör ona sıcak birşeyler hazırladı ve yanına oturdu.
"sorun ne kızım? Seni hiç böyle görmemiştim."
Blossom gücünü toparladı ve
"çok kötü, çok kötü bir kabustu"
Profesör elini çenesine koydu ve
"nası bir rüyaydı"
Sesinde hem merhamet hemde merak vardı.
Blossom söylemeyi tercih etmiyordu.
"hatırlamıyorum."
Dedi başını eğerek.
"tamam tatlım"
Blossom içeceğini içtikten sonra birazdaha rahatlamıştı ama uyumaya korkar olmuştu.
Kız kardeşleri onu için endişeliydi.

Blossom odasına girdiğinde kardeşleri ona sıkı sıkı sarıldı.
Bubbles "bunlar da geçecek blossom. Sen çok güçlüsün"
"evet kardeşim"
Dedi buttercup koluna hafif yumruk atarak.
"sen güçlüsün aptal rüyalarına takılma."
Blossom kız kardeşerine sıkı sıkı sarıldı.
"teşekkür ederim"
Herkes odasına dağılınca blossom korkularıyla baş başa kaldı.

Okula gitmek istemiyordu ama başka yolu yoktu çünkü gitse de gitmese de brick'i aklından çıkaramıyordu.

Banyoya gitti ve güzelce bir duş aşldı sabaha karşı.
Kendini iyi hissetmek için ne biliyorsa uyguladı ama bir türlü korkusunu ve yorgunluğunu bitiremedi.
****

Buttercup, bubbles'a ufak bir kağıt attı dikkatini çekebilmek için.
Bubbles arkasına döndü ve tek kaşı havada Buttercup'a baktı.
Bir açıklama bekliyordu.
Buttercup blossom'ı işaret etti.
Bubbles o tarafa döndü. Blossom sıranun üstüne yatmış ve uyuyordu daha doğrusu uyumaya çalışıyordu.

Blossom derslerde asla uyumazdı. Bu yüzden kardeşleri çok şaşırmışlardı.
Buttercup, etrafına bakındı ve tabi ki gözleri rufflara takıldı.
Bommer ve butch uyuklarken brick blossom'a bakıyordu.
Buttercup hayretler üstüne hayretler yaşıyordu.
Brick, blossom'a farklı bakıyordu. Bir düşmana bakar gibi değil. Merakla bakıyordu.
Blossom tabi ki uyumuyordu. Sadece kimseyi görmek istemiyordu. Bunların başında da brick geliyordu.

Tenefüste blossom yavaşça başını sıradan kaldırdı.
Hava güzel olduğu için sınıfın çoğu bahçeye çıkmıştı.
Yavaşça yerinden kalktı, lavaboya gidip yüzünü yıkamak için yavaşça
Yerinden kalktı.
Brick tarafına bakmamaya özen gösteriyordu.
Kapıya doğru ilerlerken sınıfta kimsenin olmadığını fark etti.
Bu onu biraz tedirgin etti.
Kız kardeşleri de ortalıkta yoktu.
"nere gidiyorsun"
Blossom brick'i birden karşısında görünce neye uğradığını şaşırdı. Birden panik oldu ve geri geri ilerledi.

Sıraya takılarak popo üstü yere düştü.
Brick ise olanlara anlam veremiyordu.

Blossom korkusunu belli edip düşmanına koz vermek istemiyordu.
Hızla toparlanıp ayağa kalktı.
Üzerinde gezinen kırmızı gözlerden rahatsız olmuştu.
Hiç Brick'e bakmadan tekrar kapıya yöneldi. Ama brick yine yolunu kesti.
"nereye gidiyorsun dedim"
Blossom göz teması kurmadan
"seni ilgilendirmez"
Brick çarpık bir gülümsemeyle kendisinden kurtulmak isteyen kıza baktı.

Onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.
Blossom sinirleniyordu.
"çekilirmisin?"
"hayır"
Sinirle yumruklarını sıktı blossom ve brick'i kendince sertçe iktirdi.
Tabi ki bu  brick'i hiç etkilemedi.
Yavaşça kenara çekildi.
Ve hızla uzaklaşmaya başladı.

Brick peşinden geliyordu. Blossom, kendinş rahatlamış hissine kapılmadan tekrar tedirgin oldu ve arkasına bakma ihtiyacı hissetti.
Gördüğü manzara karşısında neredeyse ağlaycaktı. Brick ellerinş cebine atmış ve kendine doğru geliyordu.

Hızla toparlandı ve koşmaya yakın adımlarla ilerlemeye başladı.
Brick, blossom'ın bir sıkıntısı olduğunu kardeşleri sayesinde anladı.
Bubbles ve Buttercup blossom'ın sevdiği bir öğretmene kabuslar gördüğünü ve huzursuz olduğunu söylediklerini işitti.

Bunun aslını merak etmişti ve bunun cevabını mutlaka öğrenmeliydi.
Blossom kütüphaneye girdiğini görünce hızla koştu ve arkasından girdi kütüphaneye. Blossom kapana kısılmıştı.
Buradan çıkış yoktu ve brick kapıyı kilitlemişti.

"ne istiyorsun benden?"
Dedi blossom öfkeyle.
"senin derdin ne pembeli? Eskiden benden kaçmaz aksine savaşırdın. Şimdi ise girecek delik arıyorsun."
Blossom ne diyeceğini bilemiyordu.

"seni ilgilendirmez. Bu senin işine gelir işte. Rahat bırak beni"
Blossom hızla kapıya yöneldi. Brick öevik bir hareketle onu kapı ve kendi arasında sıkıştırdı.
Blossom ve brick birbirine çok yakımdı. Brick burnuna gelen çiçek kokusunu deein derin içine çekmişti.
Blossom ise bu kötü çocuğun  nasıl bu kadar temiz ve hoş koktuğunu düşünüyordu.
Kendinş hemen topladı ve
"lütfen beni rahat bırak"
Gözleri hafidten dolmaya başlamıştı.
Brick'in ise aklına çok güzel bir fikir gelmişti. Bu yüzden çok zorlamadan yavaşça geri çekildi.

Blossom ona son kez bakıp hızla oradan uzaklaştı.
Brick ise bu olaya anlam veremiyordu.
Onu neden önemsediğini bile anlamamıştı.
Daha da kötüsü blossom'ın kendisinden korkması rahatsız etmişti.

Derin bir nefes aldı be kütüphaneden uzaklaştı.
***
Sevgili okurlar çok mu kötü yazıyorum. Sanki hiç beyenilmiyor kitabım.
Lütfen bana destek olan.

(ppg X rrb) En Güzel Kabus  (blossick) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin