Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Brick birkaç gündür keyifsizdi. Öyle ki bommer ve butch aptal şakalarına kızmıyor, kavgalarını ve gürültülerini umursamıyordu.
Hiç bu kadar ağlamak istememişti. Derin bir iç çekti.
Kos koca 3 gün geçmişti. Ama kalbindeki sancı bir türlü geçmek bilmiyordu.
Balkona çıktı. Ellerini demirlere dayadı ve yıldızlara bakmaya başladı.
Ona aşık olmaması gerekiyordu. Sahi nasıl olmuştu bu?
blossom kendisinden bu kadar korkmasaydı belki aşık olması daha uzun sürerdi.
Aşk kaçınılmazdı, İki taraf içinde. Çünkü blossom ciddi bi güzelliği vardı. Aytıca pratik bir zeka... Bir erkek başka ne ister ki(!)
Blossom içinde aynı şeyler geçerliydi. Brick :yakışıklı, zeki ve kötü çocuktu.
Ne kadar kötülüğü bıraksalarda hala birçok insan kendilerine bulaşmak istemiyorlardı.
Bu da onlarda kötü çocuk imajı oluşturuyordu.
Brick, kardeşlerine camdan baktı. Kendi hallerinde takılıyorlardı.
Brick balkon demirlerinin üstüne çıktı ve kırmızı parıltısını bırakarak uçmaya başladı.
***
Blossom, cama oturup dışarıya bakıyordu. Brick'i düşünmekten kendini alamıyordu. Yakışıklıydı. Zekiydi. Yakışıklıydı. Cooldu. Yakışıklı olduğunu demişmiydi. Evet evet brick gerçeten yakışıklıydı. Herneyse, bıkkınlıkla kafsını salladı. Çünkü iki kelimesinden biri yakışıklı oluyordu.
Ellerini saçlarına götürdü. Salınık olan saçlarını sağ tarafında topladı ve sol tarafında olan camdan dışarı bakmaya devam etti.
Brick'in kendisiyle dalga geçtiğini düşünüyordu.
Ama gerçek çok farklıydı. Ve blosom,farklı olan gerçeğe tutunmuştu. Sadece olacaklardan sonra kalbinin daha az hasarla kurtulmasını dilediği için kafasında birkaç kurguya inanmak istedi.
Kalbi huzursuzdu. Çaresizdi. Kendisimden başka yardım edecek kimse yoktu.
Blossom camdan indi. Kolidora çıktı, önce bubbles'ın odasına baktı. Mavili kardeşi kendi halinde şarkı mırıldanıp, telefon bakıyordu.
Ardından buttercup'ın odasına gitti sessizce. O da bilgisayarın karşısında küfür edip, hırsla tuşlara basıyordu.
Profesör zaten evde olmadığı için işini tamamlamıştı.
Odasına döndü. Hızla beyaz kağıda 'rahatsız etmeyin' yazılı bir not hazırladı ve kapısına astı.
