@dünyanınelçisi: Pozitif kal, pozitif kal, pozitif kal...
7689 beğeni
Yorumlara kapalıElimi telefondan kaldırıp saatlerdir aynı konu etrafında konuşan kızlara baktım. Alper de hiç sıkılmamış gibi bu kız muhabbetini dinliyordu gerçekten… “Gençler.” diye seslendim.
Teoman’ı onlara anlatmamıştım çünkü gerek bulmamıştım ama şuan buraya geleceğini söylemişti ve samimi miydi bilmiyordum bile…
Yine de karşılarında hiç tanımadığı birini görüp şaşırmasınlar diye aynı ortama çağırdığı birini onlara söylemem gerekirdi sanırım.
“Birazdan bir arkadaşım gelecek.” dedim ve dikkatler benim üzerime yoğunlaştı. “Tanıyor muyuz?” diye sordu Alper. “Aslında bende pek tanımıyorum.” diye mırıldadım.
Elimdeki telefonu masaya bırakıp, “Alper o gelen kişi yanında bana biraz daha fazla samimi davranır mısın ya?” diye sordum. Çünkü sebepsizce bir dürtü bana bunu yaptırıyordu. Onunla doğru düzgün konuşmamıştım bile ama saçma sapan bir fevrilik ile buraya çağırmıştım.
Hemen yanlış bir izlenim elde etsin istemiyordum.
“Olur güzelim de kim ki bu? Erkek mi? Nasıl tanımıyorsun da bizim oturduğumuz kafeye gelebiliyor?”
Derin bir nefes aldım. “Ya bilmiyorum.” Sıkıntıyla nefesimi üfledim bir an pişman olmuştum.“Aslında tanıyor gibiyim de, yani nasıl anlatsam bunu bilmiyorum.”
Masada İlke vardı ve bana hiç tanımadığım biriyle sanal arkadaşlık yaptığım için bile tiksinç gözlerle bakabilirdi. Aslında bu umursadığım bir şey değildi fakat hiç yoktan ona malzeme vermek istemiyordum. Eğer o o malzemeyi kendi istediği gibi kullanırsa şayet ortalık kan gölüne dönecek kafasında yolunmadık saç kalmayacaktı.“Tatlım sen bir gerildin?” diye sordu İlke. İşte sesi ve ismi bile beni gıcık etmeye yetiyordu ama diğer kızların hatrı ile onunla aynı masada oturuyordum.
“Canım benimki anlık gerilmeler sen kendi haline üzül ya doğuştan gerginsin baksana cildine gerim gerim olmuşsun çabuk kırışacaksın.”
Ona kendi dili ile konuşmak en mantıklısıydı.Aleyna koluma dokunup, “Elçin sakin.” diye fısıldadı. Alper karşıdan bana göz kırpıp, “Alttan al.” Bakışı atınca bende gülümsedim.
“Ee anlatsana kim bu?” diye sordu Zeynep. “Niye Alper sana yakın davransın onun yanında?”
Alper oturduğu yerden kalkıp Aleyna’yı kenara itip yanıma oturdu. “Aşk olsun zaten yakın davranmıyor muyum ben?” diye kolunu omzuma attı.
Bu hareketi içimi rahatlatınca, “Bahsettiği yakınlık sevgili yakınlığı yalnız.” dedi İlke. “Belli ki hiç haz etmediği bir flörtü geliyor ve onu seninle kıskandırmak istiyor.”
Ağzının ortasına yumruk çakamıyor muyduk?
Alper beni anlamış olacak ki omzumdaki koluyla dürttü beni uyarır nitelikte.
“İlke benim biriyle flört ettiğimi ne zaman gördün?” diye sordum. “Her zaman?”Vallahi boğacaktım he artık. Dizimle ritim tutmaya başlayıp, “Sesini kesecek misin yoksa masadakilerin hatırına tuttuğum pençelerimi o güzel sandığın suratına geçireyim mi?” diye sinirle soludum.
“Ya siz bu ikisini neden aynı ortama getirip duruyorsunuz?” diye çıkıştı Ayfer.
O sırada bizim muhabbetimiz ile asla ilgilenmeyip telefonuyla uğraşan Çiğdem şaşkınca, “Elçin!” diye haykırdı.
Bu sefer tüm gergin ortam dağılıp Çiğdem’e odaklandık. “Kızım bu beğeni ve takipçi sayısı ne?”
Telefonu bana doğru tuttu. Buyur burdan yak…“Bir saniye. Oha. Teo sana yorum yapmış.”
Sıçtık. Sıçtık. Sıçtık.
“Teo resmen sana yorumlarda yürümüş!”
Çiğdem’in sesi kafede inlerken nereden tanıdığını sormadım bile… Çocuk fenomendi resmen.“Teo kim?” diye sordu Alper. “Hiiiç.” diye mırıldandım. Şimdi ben bu çocuğun birazdan buraya geleceğini nasıl söyleyeyim?
İlke Çiğdem’in telefonuna bakıp, “Şu geçen bana gösterdiğin çocuk mu?” diye sordu sinir bozucu bir surat asıklığı ile.
Çiğdem onaylayınca, “Nereden tanıyorsun sen onu?” diye sordu bana.
Derin bir nefes alıp, “Sanane?” dedim.Gerilen bedenim gevşedi ve arkama yaslanıp Alper’in omzumdaki kolunu tuttum. Dışarıdan bizi gören biri net sevgili sanırdı ki istediğim buydu sanırım.
O sırada kafenin kapısı açıldı ve gözlerim giren kişide duraksadı. O ise etrafta gözlerini gezdirdi ve beni buldu. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi ve omzumdaki ele bakıp duraksadı.
Çiğdem de kapıdan giren kişiye bakınca, “Arkadaşım da geldi.” diye mırıldandım.
Bize doğru yürüyünce oturduğum yerden kalkmak gibi bir şey yapma gafletinde bulundum.
Alper hala oturuyordu. Yavaşça kalkıp masanın yanında durdum, “Hoş geldin.”
Elimi uzattım, o elimi tutmak yerine gülümseyip kollarını bana sardı.
Olum bu bana mı sarılıyor lan?
*
*
*
sirenareal aşkımın kitaplarına bakmayı unutmayınnn❤️Asla planlamadığım bir şekilde doğaçlama gittiğimi bilin isterim xpaöxğs
Muhtemelen bu kadar doğaçlama sonunda ileride mantık hataları oluşabilir amaaaaa bu kitapta da böyle doğaçlama ilerleyelim be nolcak
24 Nisan doğum günün kutlu olsun! ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müşteri Temsilcisi | Texting
Short StoryTeoman: Dün gece sövüp sövüp suratına telefon kapattığın kişiyim ben Elçin: Ya ne dün gecesi ne telefonu hiçbir şey hatırlamıyorum ne saçmalıyorsun? Teoman: Sen hala uyuyor musun? Elçin: Kısmen Elçin: Mesaj sesine uyandım aptal Teoman: Çok belli ...