Twenty Four

6.9K 709 353
                                    

Aralık kapıdan içeri girdim ve kaşlarım çatıldı. Elimde sürekli peş peşe titreyen telefon canımı sıkmıştı.

Salona doğru baktım. Teoman yoktu.
Sonra banyonun olduğu tarafa doğru dönünce Hakan abiyi gördüm.

O sırada telefonum art arda iki kere daha titredi.

Sonunda kilidi açıp bildirimlere bakınca son dört mesajı görebildim. Ama telefonum o kadar titremişti ki dört mesajla sınırlı kalmadığını biliyordum.

Teoman: Yakalanmak üzereyim

Teoman: Ölürsem bir tesellim var en azından

Teoman: Öptüm ben seni

Teoman: Seni öpmeden ölseydim üzülürdüm.

Son dört mesaja gözlerimi devirip cevap yazdım.

Elçin: Sen beni değil ben seni öptüm salak.

Sonra Hakan abi beni gördü.

"Elçin? Neredeydin kızım sabahın köründe çıktığını da görmedim."

Bana elindeki ayakkabılar ile döndü. Elinde bir çift erkek ayakkabısı vardı.

"Ben bunları salonun girişinde buldum. Bir de evden hareketlilik geliyordu. Biri mi var evde?"

Şimdi sıçtık. Teoman banyoda mıydı acaba?
Onlarca mesajı arasında banyo yazdığı dikkatimi çekmişti hepsini okuyamamıştım.

"Şey yok yani, onlar şeydir."

Neydir acaba? Ne olabilir ki?

"Bizimkilerden biri geçen geldiğinde unutmuştur Hakan abi. Hatırlamıyorum ki bende."

"Sizinkilerden biri çıplak ayakla mı döndü evine?"

Çok mantıklı bir soru.
"Hiç bilmiyorum içince ne yaptıkları belli olmuyor ki."

"İçince? Siz bu evde içki ki içiyorsunuz?"

Büyük sıçış.

"Hakan abi, biz yetişkin insanlarız."

"Bakalım deden aynı şeyi düşünüyor mu ufaklık?"

Gözlerimi büyüttüm. Dedemin bana olan sonsuz güvenini sarsmak şu hayatta en son isteyeceğim şey bile değildi.
Ama dedem ya... O gençlerle genç olmasını iyi bilirdi. Çok da kızmazdı sanki. Yani inşallah.

"Dedem bana güvenir. Yanlış bir şey yapmadığımı bilir."

Elindeki ayakkabıları gözümün önünden çekmek istercesine aşağı sallandırdı.

"Öyle olsun bakalım. Ben çıkayım. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen."

Başımı olumlu anlamda sallayıp geri çekildim ve evden çıkmasına izin verdim. Kapıyı ardından kapatırken elimdeki poğaça paketlerini mutfağa koyup banyonun önüne kadar geldim.

Sonra elimdeki telefon titredi.

Teoman: Gitti mi?

Teoman: Artık seni öpebilecek miyim?

Teoman: Yani şey pardon, yaşayabilecek miyim diye soracaktım.

**
**

Öf nasıl özlemişim dibini doruğunu düşünmeden kurgunun sonunu başını kafaya takmadan elime geleni yazmayı cöwixöeğxöwx

Sınır 300 oy 150 yorum

16 Aralık 2020. İyi ki doğdun!!!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Müşteri Temsilcisi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin