Louis'nin ağzından
Harry ile kahvaltı yaparken bolca sohbet etmiştik, onun hakkında bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu farkedince şaşırdım. Kahvaltıdan sonra Harry film izlemek için ısrar etse de tarih ödevine devam etmemiz gerektiğini söylemiştim, ödevi yaparken telefonum çaldı. Ev arkadaşım Robert aramıştı, dün eve gelmeyince merak etmişti. Ben de onu geçirtirdim ve kısa süre içinde eve geleceğimi söyledim.
Harry göz ucuyla telefonuma bakarken "Rob" yazısını görmüştü ama sormamıştı. Biraz daha ödev yaptıktan sonra Harry'e gitmem gerektiğini söyledim, sessiz gözüküyordu. Anlayışla karşıladı ben de evime gittim, geldiğimde Robert'in dağıttığı ortalığı toparladım. Robert lisenin ilk senesinde bizim okuldaydı, daha sonra başka bir okula geçmişti. İlk sene onunla tanışıp iyi anlaşmıştık, ilerde de ev arkadaşı olmuştuk.
Harry'nin ağzından
Pazartesi hızlı gelmişti, okula geldiğimde bahçede durup bir banka oturdum, biraz hava alıp içeri giricektim. Ian beni görüp yanıma gelmişti, banka oturup elini bacağıma koydu. "Haftasonu telefonlarıma cevap vermedin, bir sorun yok değil mi?" diye sordu, "Hayır, sadece telefonumda sorun çıkmıştı" "Anladım...çok sakin gözüküyorsun, eğer bir sıkıntı varsa seni rahatlatabilirim" diyip gülümsedi, ben de ona bakıp sırıttım. "Hem biliyorsun bana sözün var" dedi, "Merak etme, aklımda" dedim. "Görüşürüz, derse gitmeliyim" dedikten sonra kalktım, okul binasına ilerledim.
Bugün derslere hiç odaklanamamıştım, üçüncü teneffüs olduğunda yüzümü yıkamak için tuvalete gittim. Yüzümü yıkayıp, kağıt havluyla kurularken birden birisi erkekliğimi avuçladı. Kağıt havluyu yüzümden çektiğimde karşımda Ian'ı gördüm, bana gülümseyip okşamaya devam ediyordu, onu durdurmak için elini tuttum. O da elimi tutup beni tuvalet kabinlerinden birine sürükledi.
Kabini kilitledikten sonra dudağıma yapıştı ve kemerimi hızlıca çözmeye başladı. Kafam bu aralar çok dolu olduğu için ve ona söz vermiş olduğum için belki de beni rahatlatmasına izin vermeliydim. Ona engel olmaktan vazgeçip, kendimi serbest bıraktım. Fermuarımı açıp boxerımla birlikte pantolonumu indirdi, dudaklarımızı hemen ayırıp önümde diz çöktü. Erkekliğimi ağzına alarak hızlıca ileri geri yapmaya başladı, ara sıra ağzından çıkarıp, dilini etrafında ve ucunda gezdiriyordu. O iştahla emerken ağzımdan iniltiler kaçıyordu, tuvalete birinin girmesiyle sessiz olmaya çalıştım.
Tuvalete gelen kişi işini bitirmiş elini yıkıyordu, ben de o sırada küçük bir inlemeyle Ian'ın ağzına boşaldım, ikimiz de birbirimize bakıp gülümsedik. Çocuğun gittiğini düşünüp kabinden çıktık, kabinden çıkmamla lavabonun önünde Louis'yi gördüm, aynadan bizi görmüştü ve gözleri bana kitlenmişti. Gözleri doluyordu, hızlıca kapıya ilerleyip tuvaletten çıktı, Ian "Kahretsin bizi gördü" diyince onu geçiştirmek için "Ben onunla konuşup kimseye anlatmamasını tembihleyeyim, sen sınıfına git" diyip hızlıca Louis'nin peşinden gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poor Babe | LS
Teen Fiction•TAMAMLANDI• Harry ve Louis aynı lisede okuyan iki kişidir. Harry'nin biseksüel olduğunu herkes bilirken, Lou'nun gay olduğunu kimse bilmemektedir. İkisi gay barda karşılaşana kadar... bir #bottomlinson hikayesidir. +18 alert!