0.4

5.2K 272 82
                                    

Aptal arkadaşım Irene, Seulgi'yle öpüşerek tuvalete girdiğinde Lisa'yla olan sevişmemiz(?) de bölünmüştü. Bu yüzden Irene'i camdan sarkıtmam gerektiğini aklımın bir kenarına not edip yalandan bir öksürük sesi çıkarttım. Çünkü Seulgi ve Irene hala bizi farketmemişlerdi.

Sonra her şey gerçekten de hızlı gelişmişti.

Onlar tuvaletten çıkmadan önce Irene benim adımı söylemeye yeltenmiş ve son anda yaptığım değişik hareketler sonucu bundan vazgeçip Seulgi'yle çıkmıştı. Çıkmadan önceyse özür dilemişler ve kapıyı kilitlememiz gerektiğini söylemişlerdi.

Onlar gidene kadar ki sürede ben de lavabodan kalkıp üzerimi düzeltmiştim. Böylece onlar gittikten hemen sonra Lisa'ya veda edip oradan çıkacaktım.

Fakat planımın ilk kısmı -yani Lisa'ya veda kısmı- düzgün işlemiş olsa da tuvaletten çıkmak için kapıya ulaştığımda yine kuyruğumdan çekilmiş ve durdurulmuştum. Sonra da hemen arkamda ki kapıya yaslanmıştım, Lalisa tarafından.

"Gidiyor musun kedicik?" Sorusuna cevaben kafamı sallamış ve bana yakın olan suratı yüzünden yutkunmuştum. Bu onun hoşuna gitmiş olmalı ki dudaklarında yan bir sırıtış oluşmuştu. Ben içimden onun bu sırıtışına şiirler yazarken o elini yine maskeme doğru yönlendirmişti ve ben de onu yine durdurmuştum. Muhtemelen biraz önce seviştiği kişinin ben olduğumu görse ağzını çamaşır suyuyla yıkardı. Çünkü bilirsiniz biz birbirimize düşmanız, yani en azından o öyle sanıyor....

"Ne istiyorsun? Çekil de gideyim." Ses tonumu tanımaması için hafif incelterek konuştuğumda yüzümü inceleyen gözleri, biraz önce kendi dudaklarının arasında olan dudaklarıma baktı ve sonra da konuştu "Neden kim olduğunu bilmeme izin vermiyorsun?"

Sorusuna cevap veremeyeceğim için kafamı aşağıya eğdiğimde "Kedicik?" dedi sorar bir ses tonuyla ve bu kelime içimde ki Christian Grey'i tekrar harekete geçirdiğinde onun dudaklarına yapışmam için bana emirler yollayan beynimi yok saymaya çalışıyordum. Ne de olsa bunu giydiğim kostüm yüzünden söylüyordu, kötü anlamlar yüklemeye gerek yoktu değil mi? Belki de vardı.....

Kapı ve Lalisa'nın arasında kalmaya devam ettiğim dakikalar bedenime değen bedeni yüzünden bana işkence gibi gelmeye başladığında tekrar konuştu "Yoksa utanıyor musun?" bu sorusu üzerine içimden yüzlerce kez göz devirmiştim. Tanrı aşkına neden utanayım?

Ona hayır anlamında kafamı sallayıp yine incelttiğim sesimle konuştum "Sadece önümden çekilemez misin?" bunun üzerine yüzü düşünür bir ifade aldığında içimden onun ne kadar aptal olduğunu sorgulamakla meşguldüm.

"Bir kere miyavlarsan gitmene izin veririm."

Lisa sanki ben gerçekten de miyavlayacakmışım gibi heyecanla beklemeye başladığında ona gözlerimi devirdim ve hayır anlamında kafamı salladım. Bunun üzerine o da "O zaman sabaha kadar buradayız." dedi. Sonra ben de ona tekrar gözümü devirdim.

Geçen muhtemelen on dakika gibi bir sürenin sonunda gerçekten de pozisyonumuzu bozmamış kapıya yaslanmış duruyorduk. Bu süre içerisinde Lisa iki kere daha miyavlamamı istemiş, beş kere bana dokunma girişimlerinde bulunmuş, bir kere göğsümü sıkmış, bunların üzerine de benden altı tane şaplak kazanmıştı. Hem de son iki şaplağı güzel poposuna vurmuştum ve bu sevişmiş olmamızdan bile daha güzeldi....

Ben baygın bakışlarımla Lisa'ya bakmaya devam ederken Lisa gülümsemiş ve tekrar aynı cümleyi kurmuştu "Miyavla ve seni bırakayım." Ben de gergince bir nefes alıp buradan çıkmam gerektiğine karar vermiştim.

Yanlış anlamayın asla şu anki durumumuzdan şikayetçi değildim. Sadece aşağıya inmekte ne kadar gecikirsem Irene'in o kadar çok soru soracağını ve şu an muhtemelen kızları masaya toplayıp Lisa ve beni bastığını anlattığını bildiğim için artık buradan çıkmalıydım ve bunun için de miyavlamalıydım. Gergince gülüp Lisa'ya bakmaya başladığımda onun zaten bana bakıyor olduğunu görmüştüm. Sonra da en başından beri istediği şeyi yapmıştım

"miyav"







Selammm. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote ve yotumlarını bekliyorum.

cat girl ↦ jenlisa ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin