cat girl ↦ jenlisa ✔

1.0

Ben dün, bir hafta daha okulda olacağımız için sevinmiş miydim? Evet maalesef öyle bir hata yapmıştım. Ama şu an, hemen şimdi başka bir okula ışınlansam diye Tanrı'ya yalvarmak üzereydim. Çünkü istisnasız her dersimizde öğretmenlerin bize azar çekmesini dinliyoruz. Yemin ederim kimyanın sıkıcı olduğunu söylediğim günlere özlemle bakıyorum artık...

Tabi bu olayların bir de Lalisa Manoban tarafı var ki en sıkıcı kısmı kesinlikle orası. Çünkü konuştuğumuz tek şey kedi kızı neden ondan gizliyor oluşum. Mesela tam on dört dakikadır kantinde birlikte oturuyoruz ve ağzımdan laf alabilmek için yapmadığı bir parende atmak kaldı. Zaten o parende atsa tek saniye düşünmem ben de kendimi onun üzerine atardım herhalde. Başka ne yapabilirim ki?

Ama asıl kötü kısım onun bana salak saçma sorular yöneltmesi, ya da sürekli peşimde gezmesi değil. Artık bu duruma alıştım. Fakat arkadaşlarım zerre mutlu değil bu durumdan. Mesela Irene son on dört dakikadır sekiz kere Lisa'ya saldırma girişiminde bulundu...

Haftanın en mükemmel dersi olan beden dersi saati geldiğinde sınıfta ki herkes koştura koştura spor salonunun yolunu tutmuştu. Bense hala matematikçinin verdiği problem sorularını yetiştirmeye çalışıyordum. Neyse ki zilin çalmasına birkaç dakika daha vardı ve sadece bir problem kalmıştı.

Son problemi bitirdiğimde eşyalarımı öylece bırakmış ve sınıftan hızlıca çıkmıştım. Koridorda hızla yürürken saate baktığımda ders zilinin çalmasına sadece iki dakika olduğunu görmüş ve bu hızlı yürümeyi koşmaya çevirmiştim.

Ben tam soyunma odaaına daldığımda -evet ciddi anlamda dalmıştım- zil çalmıştı. Bunun üzerine ben de kızlara dönüp "Beni idare edin." demiş ve hızlıca dolabıma yönelmiştim.

Ben kabinlerden birine girip okul formalarımı çıkartmaya başladığımda bir yandan da bugün beden dersi olduğunu unutmayıp spor ayakkabılarımı giydiğim için kendimi tebrik ediyordum.

Kızların hepsi soyunma odasından çıktığında ben de biraz önce eşofmanımı giymek için çıkarttığım ayakkabılarımı geri giyiyordum.

Sonunda tamamen üzerimi giyindiğimde okul formalarımı elime alıp hızlıca kabinden çıkmış, dolapların olduğu kısıma doğru ilerlemiştim. Fakat lanet olsun ki bunu görmeyi beklemiyordum...

Karşımda muhtemelen duştan yeni çıkmış olan, vücuduna kısa bir havlu sarılı, su damlacıklarının boynundan göğüslerine doğru yol çiziyor olduğu bir adet Lalisa Manoban beklemiyordum, evet.

Ben kısa bir şok yaşadığımda Lalisa da bana dönmüş ve o da kısa bir şok yaşamıştı. Tanrım bu kadın neden bu kadar güzel?

Biz birbirimize bakarken aklıma gelen beden dersiyle hızlıca hareket etmiş ve yanından geçip dolabıma ulaşmıştım. Okul gömleğim buruşmasın diye onu dolabımda ki askıya asarken eteğimi de katlayıp dolabın içine koymuştum. Sonra da "Ah bu halini gördükten sonra biraz düşündüm de..." demiş ve düşünür bir yüz ifadesiyle ben biraz önce dolabıma kıyafetlerimi yerleştirirken nerdeyse gözünü kırpmadan beni izleyen Lisa'yı baştan aşağıya süzmüştüm. "Kedi kız olmak cidden bana yakışabilir."

Onun pazartesi günü tuvalette bana söylediği cümleye gönderme yapıp hızlıca soyunma odasından çıktığımda orada soru işaretleriyle dolu bir Manoban bıraktığımı biliyordum ve muhtemelen bu Manoban günlerce peşimde dolaşıp ne demek istediğimi soracaktı. Sorun şu ki ben de ne demek istediğimi bilmiyordum...

Koşarak salona girdiğimde arkadaşlarım bir anda yanıma toplanmış ve iyi olup olmadığımı sormuşlardı. Ben şokla onlara bakarken öğretmenin "Ah Jennie olanları duydum, iyi misin? Neden böyle bir şey yaptın?" demesiyle de hızla sınıf arkadaşlarıma bakmıştım.

Ben ölsem arkadaşlarım başıma toplanmazdı. Fakat şu an sırf öğretmen çakmasın diye başıma toplanıp rol kesiyorlardı. Tanrım neden?

Öğretmene başımı salladığımda bana acıyarak bakmış ve buna gerek olmadığını, bir daha yapmamamı söyleyip gitmişti. Ben de hala ne olduğunu bilmediğimden dolayı sınıf arkadaşlarıma sorarcasına bakmış ve anlatacakları saçmalığı beklemeye başlamıştım. Öğretmen utanmasa oturup ağlayacaktı neredeyse yahu.

"Şimdi sen bize seni idare etmemizi söyledin ya..." deyip duraksayan Irene birkaç saniye sonra "Yok ben yapamayacağım." deyip kenara çekilmişti. Tanrım nasıl bir bokluk çıkacak çok merak ediyordum. Irene'in kenara çekilmesi üzerine konuşmayı Rosé devraldığında ben de ona dönmüştüm.

"Ya, biz ne desek hoca inanır diye düşünürken bu aptal Taehyung geldi. Sonra ben hallederim falan dedi. Zaten sonra da öğretmen geldi ve biz de sıraya geçtik. İşte asıl olaylar da tam o an başladı. Çünkü Taehyung kendini öğretmenin önüne atıp ağlamaya başladı." Ben şokla Rosé'e baktığımda o da "Yemin ederim ağlıyordu lan!" deyip tekrar o ana dönmüş gibi şok olurken ben hala öğretmenin bana neden öyle dediğini merak ediyordum.

"İşte sonra hoca ne oldu falan dedi Taehyung ayağa kalkıp tekrar yere attı kendini. Hepimiz şok olduk falan işte bu mal ne yapıyor diye düşünüyoruz. Sonra Jungkook salağı da fırsattan istifade edip kendini Taehyung'un üzerine attı." deyip tam sözüne devam edecekken araya Taehyung girip "Orospu çocuğu popomu elliyor bir de." demiş ve sinirli Jungkook'a bakmıştı. Bunun üzerine de dalaşmaya başlamışlardı.

Ben tekrar Rosé'e döndüğümde cidden bu kısımları zerre merak etmediğimden dolayı "Kısa kes, asıl olaya gel." dediğimde kafasını sallayıp tekrar hızlıca konuşmuştu. "Tae, Jennie salatalık soktuğumuz çocuğa acımış, kendini kötü hissetmiş o yüzden de kendine salatalık soktu dedi."

Ben şok olmuş ifademle Taehyung'a döndüğümde onun gülümseyerek bana baktığını görmüştüm. Bu böyle olmaz, ben bu çocuğu öldürmeden rahatlayamam...

Hızla Taehyung'a doğru koşmaya başladığımda o da benden kaçmaya başlamıştı. Bir yandan da "Cezamız hafifler belki diye yaptım. Yah Jennie koşma lütfen. Çok korkuyorum." deyip daha da hızlanmış sonra da sınıf arkadaşlarımızdan yardım istemişti. Kimse ona yardım etmediğinde de "Götümü ellemeyi biliyorsun Jk ama bir yardım eli uzatmıyorsun." demişti.

Ben gerçekten bu çocuğu öldürecektim galiba, neden böyle bir şeyi öğretmene söylersin ki?

Selammm, sonunda yeni bölüm yazabildim. Sonra ki bölümü bu kadar bekletmeyeceğim, söz.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.