Okula ulaştığımda hızlıca sınıfa gitmiş ve çantamı sırama fırlatıp arkadaşlarımın oturduğu kısma doğru ilerlemiştim. Bugün pazartesiydi.
Yani disiplin kurulunun toplanacağı gün, yani bizim okuldan atılacağımız gün...
Arkadaşlarım mükemmel oyunculuk yeteneklerini konuşturarak ağlama numaraları yaparken ben de onlara gülüyordum. Tanrım ciddi ciddi okuldan atılıyorduk ama yine de burada oturmuş gülmekten başka hiçbir şey yapmıyorduk.
Gerçi ne yapabilirdik ki?
Ben düşüncelere dalmışken müdürün sınıfımıza girmesiyle o tarafa dönmüştüm. Sınıfta ki kimse ayağa kakmayınca müdür terbiyesiz olduğumuzla ilgili bir şeyler zırvalamış ardından da "Sonunda sizi okuldan atıyorum." demiş ve koca bir kahkaha atmıştı.
Tıpkı filmlerde ki kötü adamlar gibi...
Biz onun bu haline şok olmuşken o bizi hiç takmamış, kalkmamızı ve öğretmenler odasının yanında ki boş sınıfa geçmemizi söylemişti.
Dediğini yapıp beklemeye başladığımızda hepimizi sırayla çağırmışlar ve minik birer sorgu çekmişlerdi. Anlamadığım kısım şuydu; zaten okuldan atılacaktık öyleyse neden böyle zahmetlere giriyorduk ki?
Sonunda oy çokluğuyla okuldan atıldığımız kesinleştiğinde hepbirlikte sınıfa dönmüş ve eşyalarımızı toparlamıştık. Okuldan atılmıştık değil mi yani artık burada durmamızın hiçbir mantığı kalmıyordu.
Çantamı elime aldığımda onu kızlara doğru fırlatmış ardından da tuvalete gideceğimi beni dışarıda beklemelerini söyleyip hızlıca sınıftan çıkmış ve lavaboya doğru ilerlemiştim.
Lavaboya girip işlerimi hallettiğimde ellerimi yıkayıp kurulamış ardından da bozulan saçımı açıp tekrar toplamaya karar vermiştim.
Tam ben saçımı toplarkense içeriye Lalisa'nın girmesiyle birkaç saniyelik minik bir duraksama yaşamış ama hemen kendimi toparlayıp işime devam etmiştim.
Cumartesi günü oyunda kartı bırakıp onu öpmeye başladığımda önce bana karşılık vermiş ardından da beni ittirmişti.
Ben onun bu aptal hareketlerine şok olmuşkense beni orada bırakıp gitmişti.
Bu yüzdendir ki benden özür dilemediği halde onunla konuşmam imkansızdı. Çünkü resmen beni bırakmıştı ve bu da beni fazlasıyla sinirlendirmişti.
Saçımı toplamayı bitirdiğimde gömleğimin yakalarını düzeltmiş ve makyaj çantamdan parlatıcımı çıkartmıştım. Tam o sıradaysa Lisa "Atılmışsınız." demişti.
Ama dediğim gibi benim onunla konuşmaya hiç niyetim yoktu.
Ben parlatıcımı dudaklarıma sürerken o bana yaklaşmış ve "Benimle konuşmayacak mısın?" demişti.
Bense içimde ki ona bakmak isteyen tarafı bastırıp tekrar makyaj çantama uzanmıştım.
"Tanrım, tamam özür dilerim. Yaptığım hatalıydı." diyen Lisa'ysa benim makyaj çantamdan kafamı kaldırmama sebep olmuştu.
Onunla karşımda ki aynadan göz teması kurduğumuzda gözlerinde gördüğüm pişmanlık onun gerçekten de hatasını kabul ettiğini gösteriyordu ve bu da benim fazlasıyla mutlu olmama sebep oluyordu.
Tabiki de bu mutluluğumu ona hiç göstermemiş ve konuşmaya devam etmesini beklediğimi belirtircesine ona dönmüştüm.
"Seni orada bıraktım çünkü kafam karışıktı, anlayamıyordum ve senin beni öpmen kafamı daha da karıştırıyordu."
Ben konuşmasının devamında neler söyleyebileceğini düşünürken o konuşmasına ara vermiş ve derin bir nefes almıştı.
"Ama kafamın karışıklığını çözdüm, ben birinden hoşlanıyorum."
Ben onun bu ani itirafıyla şoka girerken bir yandan da neden böyle gizemli davranmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.
Tanrım çünkü zaten benden hoşlandığının gayet farkındaydım ama o benden hoşlandığı direkt söylemek yerine birinden hoşlandığını söyleyip olaya gizem katmaya çalışıyordu...
Selammmm, sonra ki bölüm final olacağını söylemek istedim. Vote verip yorum yapmayı unutmayın💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat girl ↦ jenlisa ✔
Fanfiction"Bir kere miyavlarsan gitmene izin veririm." 26.04.20 - 23.11.20