Rosé saçma sapan tespitlerden oluşan konuşmasını bitirince aptal Lalisa bir ha sesi çıkartmış ardından da "Neden olmasın?" demişti. Çünkü aptal...
Bunun üzerine beynim adeta en aptal ben olmalıyım diyerek konuşmaya dahil olmamı sağlamıştı "Ah aslında o gerçekten de bilmiyor." diyerek Rosé'i işaret etmiş ardından da konuşmaya devam etmiş ve arkadaşlarımın ağızlarının şokla açılmasına sebep olmuştum "Ama ben biliyorum."
Konuşmamı bitirdikten sonra da bardağımda kalan kahveyi içmiş ve ayağa kalkmıştım. Eteğimi düzeltip kızlara veda ettiğimde sandalyede ki çantamı koluma takıp elimde ki çöpleri atmak için çöp kutusuna doğru yürümüştüm.
Çöplerimi atıp kantinden çıktığımdaysa yüzümde ki zafer sırıtışına engel olamıyordum. Çünkü Lisa artık aptal aptal peşimde koşacaktı. Hem de benim kimliğimi öğrenmek için. Benim kimliğimi öğrenmek için benim peşimden koşacaktı, aptal....
Bundan sonrasını da Lisa düşünsün artık diyen iç sesisime hak verdiğimde merdivenleri yarılamıştım bile. Tam yeni bir basamağa ayağımı atmıştım ki birisi tarafından durduruldum. Evet evet beni durduran kişi dünyanın en seksi kadını Lisa'ydı.
Tabiki de bunu bekliyordum. Hatta geç bile kalmıştı. Yani ben birkaç basamak önce durdurmasını beklerdim....
"Bana söylemek zorundasın." Lisa konuştuğunda ne diyor bu aptal diye bağıran iç sesime hak vererek onun yeni bir cümle kurmasını engelleyip konuştum "Hiçbir şey yapmak zorunda değilim." Bunun üzerine de kolumu tekrar tutacağını bildiğim halde kolumu kurtarıp merdivenlere yöneldim.
Bildiğim gibi de oldu, Lisa koluma başka yerlerimde olmasını isteyeceğim parmaklarını sardığında yüzümde ki gülümsemeyle ona döndüm. "Hani biz düşmandık Lili? Hani benden nefret ediyordun? Nefret ettiğin kişilerin peşinden koşmamalısın." dedim sonra tam yine gidecekken arkamı dönüp konuşmaya devam ettim "Ya da koşmalısın. Yoksa o kızı asla bulamazsın." birazcık duraksayıp sonra aptal konuşmamı tekrar sürdürdüğümdeyse Lisa bana sen kafayı yemişsin kızım demişti.
"Ayrıca bak hayat nasıl da tükürdüğünü yalatıyor, oh iyi oldu sana. Merdivenlerde koşarsın böyle arkamdan."
Ben konuşmamı tamamlayıp oradan ayrıldığımda içimde ki aptal olan kısım konuşmamı desteklerken, bir kısım da konuşmamda zeka kırıntıları aramakla meşguldü. Ayrıca aptal Lisa bana "Sen kafayı yemişsin kızım." demişti. Bu da ilişkimizde level atladığımızın en büyük göstergesiydi bence.
Bok gibi geçen iki saatlik biyoloji dersinin sonunda beynim koşarak çöp kutusana atlamam gerektiğini söylediğinde ben onun fikrini değerlendiremeden içeriye Lalisa girdi. Ay pardon, yanlış oldu. Sınıfa; peşimden koşan, sürüm sürüm sürünen, benim kimliğimi bana soran aptal Lalisa girdi. Bense sanki onu hiç görmemişim gibi davranıp kafamı sırama koydum.
Sıramın yanına gelen Lisa önce bana gülümsemiş ardından da masama çilekli süt koymuştu. İçimde ki bu sürtük ne yapıyor amk diyen sesi bastırmaya çalışarak kafamı sıramdan kaldırdığımda onun hala gülümsediğini görmüştüm. Ardından gülümsemesine yüzlerce şiir yazmak istediğim kadın benim sorar bakışlarıma cevaben "Senin için aldım Jennie. Sen çilekli sütü çok seversin" dediğinde ise kalbim saatlerce koşmuşum gibi atmaya başlamıştı. Çünkü onun bu sütü alabilmek için çin seddi kadar uzun olan kantin sırasına girmiş olması gerekiyordu. Ayrıca çilekli sütü sevdiğimi nereden biliyordu?
Ben salak salak düşüncelere kapılmışken Lisa'nın "Hadi şimdi bana kedi kızın kim olduğunu söyle." demesiyle de tüm güzel düşüncelerim bir balon gibi patlamıştı.
Yorum ve voteler istediğim gibi gelmezse yb atmam.
Şaka, atarım ama siz yine de yorum yapıp vote verin yahu. Hadi bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat girl ↦ jenlisa ✔
Fanfiction"Bir kere miyavlarsan gitmene izin veririm." 26.04.20 - 23.11.20