Selaaam Meleklerim ve Şeytanlarım!
Dördüncü bölümü atar atmaz iki - üç güne bölüm gelecek demiştim ve tatatadaaaaam bölüm geldi :)
Yorum ve oylarınızı benden esirgemeyin!
Keyifli Okumalar :)
🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️
"Reborn olmaktan çok sıkıldım. Kendimi yeryüzünde ki düşük mevkie sahip insanlar gibi hissediyorum."
Başımı masanın üstünde bulunan kitabın üstüne koyarak gözlerimi kapattım. Şu bir kaç gündür en erken saatte kalkıp kızlarla beraber kütüphaneye geliyorduk. Melek ve şeytanların tarihi kitaplarını okuyup bazı notlar çıkartmakla meşguldük. Pardon, yanlış oldu. Daha çok Roxana ve Lauren meşguldü. Ben dakika başı bulunduğum konumdan isyan edip duruyordum. Haklıydım da. Kendimi melek ve şeytanlara karşı düşük görüyordum. Ne olduğum belli değil, bir topluluğu yok. Hayır, benden hariç bir kaç tane daha reborn olsa isyan etmem. Ama işte, tek reborn olmak. Hatta ve hatta yıllar sonra gelmiş, daha gelmeyecek olan son reborn olmak berbat bir şeydi ve ya önemli hatta kutsaldı ama şuan için ben farkında değildim.
"Bunu daha önce de konuştuk Atlas Noa. Hemen bir tarafa yön olmak kolay değil. Hem daha dur buraya geleli, insan hayatından çıkıp reborn olalı bir hafta anca oldu."
Başımı hafifçe kaldırarak Lauren'e baktım. Ona göz devirip başımı tekrardan kitabın üzerine koydum.
"Sen gel de o bir haftayı bana sor Lauren. İlk günden kanat acısı çektim, ardından göle düştüm. Saçlarım elimde kaldı. Şimdi de aynı bir yılan gibi deri değiştiriyorum."
Başımdan tutup kaldırıldığımda Roxana'a ile göz göze geldim.
"Buraya adapte olmakta zorlandığının farkındayım. Şuan içinde neler yaşıyorsun bilmiyorum, bilemem de. Ben reborn olmadım. En baştan beri melektim ve..." Başını hafifçe eğip saçlarını hafifçe çekiştirdi. Ardından saçlarının arasından bana baktı ve tebessüm etmeye çalıştı. "Her şeyin bir zorluğu var Atlas ve bunun üstesinden geleceksin."
Lauren hızla araya dahil oldu.
"Geleceğini biliyoruz."
Ellerimi başımın altında birleştirerek çenemi yasladım. Bulunduğum kütüphaneye göz attım. Her zaman ki gibi melekler bir köşe de, şeytanlar bir köşedeydi. Duvarlar boydan boya farklı farklı ciltlere ve kalınlıklara sahip kitaplarla dolup taşıyordu. Her bir masanın yanın da kitaplıklar vardı ve bu kütüphanenin içini resmen labirent haline getirmişti. Buraya ilk geldiğim de kitaplıkların arasında kayboluvermiştim. Gerçekten de tam çıldırmama ramak kalmışken Kristopher imdadıma yetişmişti. Ne kadar bazen birbirimize zıt düşsek de yardımına ihtiyaç duyduğum her an yanımda beliriveriyordu.
"Roxana bu kitap babanla ilgili."
Lauren'in cümlesiyle kendime geldiğim de gözlerim hızla ona döndü. Elinde tutmuş olduğu kalın siyah kitabı Roxana doğru uzatıyordu. Roxana yutkunarak kitabı aldığında açmadan masanın üstüne koydu.
"Babanla ilgili bir kitap niye var?"
Roxana'nın gözleri bana döndüğün de yüzünün gerildiğini hissettim. Bahsetmek istemediği bir konuydu anlaşılan. Ama anlamadığım olay şuydu ki Roxana'nın babası önemli meleklerden biriydi. Neden bir kitap vardı onu anlatan? Hem de kötülüğün timsali olan siyah renkte bir kitapta?
![](https://img.wattpad.com/cover/221048061-288-k544624.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRI'NIN VARİSİ
Fantasy🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️ Başlama Tarihi: 23 Nisan 2020 Kapak Tasarımı: Ayss_n TÜM HAKLARI BENDE SAKLIDIR!© 🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️ "Bana güzel bir şeyler söyle." Kara irislerinin hakimiyeti altındayken dudaklarımdan firar eden sözcükleri kontrol etme kon...