TANRI'NIN VARİSİ

3.MAVİ VE YEŞİL

Melek ve Şeytanlarım... Hepinize çokçaa selaaam!

Evet bölümü hafta sonu bekliyordunuz biliyorum ama Ayss_n ile harikalar yaratıp bölümü bir günde hallettik :) Teşekkür ederim canım benim❤️

Bölümü oylamayı ve yorumlamayı unutmayın :)

İyi Okumalar dilerim :)

🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️

"Melekler ve şeytanlar."

Ellerini birleştirip konuşmaya başlayan yaşlı kadın yutkundu.

"Varoluşumuzdan bu yana hep meleklerin iyi olduğu, şeytanların ise kötü olduğu söylendi. Ama kaçınılmaz bir detay vardı ki ilk şeytanda bir melekti." Durdu ve pür dikkat onu dinlemekte olan öğrencilere göz attı. Ardından devam etti. "Bu melek asırlar öncesinde üstün olduğunu düşündüğü insanla alay ederek Tanrı'yı küçümsemekle suçlandı. Aslında kendini sadece Adam'dan değil tüm meleklerden de üstün görmekteydi. Çünkü o bizden farklı olarak dumansız ateşten yaratılmıştı."

Oldukça düz ve mimik kullanmadan anlatıyordu. Ve ben bu hikayeyi biliyordum. Ancak bunu şu an bir melekten dinlemek farklı hissettiriyordu. İstemsizce dikkatimi kabarttım.

"Kibirliydi ve boyun eğmezdi, Tanrı'dan sonra en üstün kendini görürdü. Bu durumun pek değişmiş olduğu söylenemez."

Yaşlı, beyaz saçları parlayan kadın duraksadı. O susunca arkadan gelen bir fısıltı kulağıma erişti.

"Hah! Judas Mara burada olsaydı acaba bu hikayeyi bu kadar rahat anlatabilecek miydin yaşlı Emilia"

Hafifçe başımı döndürüp bu sözlerin sahibine baktım. Bu sabah sırada ki siyah saçlı ve çatık kaşlı, adının Ester olduğunu öğrendiğim şeytandı. Ve sinirle harmanlanmış kibir dolu bakışlarıyla birlikte ders anlatan meleği dinlemekteydi. Kollarını bağdaştırmış ayaklarını önündeki sıranın sandalyesine uzatmıştı. Oldukça rahat bir tavrı vardı. 

"Bu söz konusu olan melek Tartaros'tu. Tanrının en sevdiği meleklerden biriydi. Bu yüzden özeldi. Ve o da bunun farkındaydı. Ancak Tartoros'un bu durumun farkında olması ona fayda sağlamadı."

Kadın donuk sesiyle anlatmaya devam edince daha fazla dikkat çekmemek adına bakışlarımı Ester'den alıp tekrar derse odaklandım.

"Tanrı, Adam'i yarattıktan sonra tüm meleklerine onu sundu ve böyle üstün bir canlıyı yaratabildiği için meleklerinden ona bir kez daha biat etmesini istedi. Ve asırlar önce yaşayan bütün melekler Tanrının egemenliğini ve üstünlüğünü bir kez daha kabul edip ona secde ettiler. Tek bir meleğin dışında."

Boğazını temizledi. Hikayenin dünyamda anlatılanla neredeyse birebir aynı olması beni şaşırtmıştı. Tek fark bazı isimlerden ibaretti.

"Tartaros, Tanrı'nın makamına çıkıp ona Adam'den üstün olduğunu söyledi. Aslında Tanrıya biat etmekle ilgili bir problemi yoktu. Tartaros anlatılanın aksine Tanrıyı çok seven bir melekti. Sadece Tanrı'nın yarattığı ilk insanı bizden üstün kılmasını kibrine yediremedi. Tanrı'nın cevabı ise netti. Tartaros'a bir şans daha verdi. Adam'in üstünlüğünü kabul edip Adam'i yarattığı için bana biat et dedi. Ancak Tartaros bir kez daha reddetti. Ben Adam'den üstünüm diyerek Tanrıya biat etmedi."Ders başından beri ilk kez ayağa kalktı ve sözlerine ayaktayken devam etti. "Ve Tanrı onu cezalandırmak adına cennetten kovdu. Cennetten çıkıp cehenneme düşerek tarihin ilk düşen meleği oldu. Tartaros bunu da kaldıramadı ve kibriyle gururunu korumak için Tanrıya bir anlaşma sundu. 'Ben, senin benden üstün gördüğün bu varlığın, onun eşinin, ve onun devamının bile sana biat etmemesini sağlayabilirim. Bana izin ver ve sana onlardan üstün olduğumu kanıtlayabileyim.' Anlaşma bundan ibaretti. Ve Tanrı bunu kabul etti."
Kollarını havaya kaldırarak ellerini iki yanına doğru açtı. "Ve bu anlaşmayla Tanrı, Tartaros'a yeni bir isim verdi. Onun adı melek Tartaros'tan şeytan Tartaros'a çevrildi. Böylelikle iki farklı kabile doğdu."