2.REBORN

367 53 109
                                    

Hepinize merhabalar Meleklerim ve Şeytanlarım ♥️

Nasıl gidiyor bakayım günleriniz? Bu satırda dertleşelim ha?

Bölümü oylamayı ve yorumlamayı unutmayın :) Bölümün hızlı gelmesi sizin elinizde biliyorsunuz :))

Burayı çok yazarak sizi tutmadığımı biliyorsunuz :)

O yüzden sizi hemenceci aşağı alayım :)

İyi Okumalar :)

🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️

Sallanıyordum.

Evet, evet yatmış olduğum yatakta kuvvetli bir şekilde sallanıyordum. Kulağıma ise anlayamadığım konuşma sesleri gelip gidiyordu ve gittikçe sesler yükseliyordu.

Başım kazan gibiydi. Anlayamadığım bir ağrı beynimi deliyordu sanki.

"Kalksana Atlas."

Roxana'nın sesi kulağıma net bir şekilde ulaştığında gözlerimi açtım. Daha sonra doğrularak etrafa bakındım. Gözlerim direk Roxana ile karşılaştı. Kafasında kırmızı bir şapka, üstünde pudra renginde bir badi altında ise beyaz bir pantolon vardı. Yüzünde ise bir gram daha makyaj yoktu. Şahsen burada ki melek ve şeytanlar makyaj yapıyorlar mı orası da soru işaretiydi.

"Tanrı şahidim ki cennet yansa uykundan uyanmazsın sen."

Cümlesini duymazdan gelerek yüzümü sıvazladığımda kulağımı gülme sesi doldurdu. Hızla sesin geldiği yöne baktığım da Lauren'le karşılaştım.

"Uykucu bir arkadaşımız var, bu şimdiden hoşuma gitti."

Gülümseyerek cümlesini kurduğunda onu inceledim. Saçını tepesinde at kuyruğu yapmış, askılı mavi bir elbise giymişti. Onun yüzünde ise hafif bir makyaj vardı. Demek ki burada da makyaj denen şey vardı bunu da öğrenmiş olduk.

"Neden? Uğraşacağınız için mi?"

Ayaklarımı yataktan sarkıtarak başımı ovuşturdum. Bu ağrıda neyin nesiydi böyle.

"Bu demiş olduğun şey şeytanlardan beklenir. Biz meleğiz unuttun mu?"

Roxana beni yanıtladığında ayaklandım ve başımı tuttum.

"Her neyse. Nereye?"

Lauren bana doğru yaklaştı.

"Nereye olacak, bahçeye. Hemen sende hazırlan. Kapının önünde Kristopher bekliyor seni. Biz gidiyoruz rahat rahat giyin."

Başımı hafifçe salladığımda gülümseyerek kapıya doğru ilerledi. Roxana da peşinden giderken bana döndü.

"Bahçede görüşürüz."

"Görüşürüz."

İkisi de odadan çıktığın da dolabıma doğru ilerledim. İki kapağından tutarak dolabı açtığım da küçük dilimi yutacak gibi oldum. Dolabın içi sonsuz bir giysi gardolabı gibiydi. Çeşit çeşit her şey vardı. Crop siyah bir badi, siyah pantolon ve spor ayakkabı alarak yatağıma doğru ilerledim. Hızla giyindiğimde etrafta ayna aradım. Dolapların yanında olan boydan aynayı görünce oraya doğru ilerledim. Omuzlarıma doğru dökülen kahverengi saçlarımı elimi tarak niyetine kullanarak güzel bir görüntü vermeye çalıştım. Gözlerim dudaklarıma kaydı. Yara içindeydi resmen. Dudaklarımı ısırma gibi bir alışkanlık vardı bende. Bazen ısırdığımın bile farkında olmuyordum. Mavinin en güzel tonuna sahip olan gözlerim yorgun yorgun bakıyordu. Hala olduğum yerin varlığını sorgulama içerisindeydim, biliyorum. Çenemin hemen yanına ki beni kaşıyarak odanın kapısına doğru ilerledim. Kapıya dokunduğum da açıldığı gibi odadan çıktım.

TANRI'NIN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin