Selam Meleklerim ve Şeytanlarım...
Bölüm için heyecanlı olan var mı? Şahsen ben bu bölümle beraber gelecek olan iki bölüm için de aşırı heyecanlıyım. Ayşe ile aklımızda efsaneee şeyler var :)
Ve, bölüm aşırı aşırı aşırı uzun oldu ve bunun şerefine lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?
İyi Okumalar...
🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️
"Açılsanıza be uyuz kanatlar!"
Judas Mara'nın adeta robot gibi cehenneme gitmesinden hemen sonra odama gelmiştim ve Kristopher'ı çağırmak için kanatlarımı açığa çıkarmaya uğraşıyordum ama boşa. Kanatlarım meydana çıkmamak için Tanrı'ya yemin etmişlerdi sanki. Kendimi zorluyordum ama neye zorluyordum onu dahi anlamıyordum. O kadar değişik bir duygu içindeydim ki bedenimin kontrolü benden çıkmış gibiydi. Bedenimi kontrol eden öfke ve sinirdi... Bu iki duyguyu yoğun bir şekilde hissetmemin tek sebebi de kanatlarımın meydana çıkmamasıydı.
"Nefes al Atlas, nefes al..." Derin bir nefes aldım. "Şimdi o nefesi sakince ver." Kendi kendime konuştuğum gibi nefesi sakince dışarı verdim. "Şimdi öncelikle sakin oluyoruz. Ardından kendimi kasmayı bırakıyorum ve kanatlarım piyasaya çıkıyor. Bu kadar basit."
Sakinleşene kadar yavaş bir şekilde derin nefesler alıp vermeye devam ettim. Sakinleştiğime emin olduktan sonra da vücudumun gevşemesi için odada resmen dört döndüm. Sırf kanatlarımı piyasaya çıkartmak için yaptıklarıma bak! Olacak iş değil, kesinlikle değil.
Bir adım daha atmak için ayağımı kaldırdığımda sırtımda bir ağırlık kendini gösterdi ve başımı kaldırdığım gibi karşımda ki aynaya baktım. Kanatlarım, tüm asilliği ile karşımda duruyordu. O kadar güzeldi ki büyülenmiştim. Nefesim dahi kesilmişti. İlk defa bu kadar uzun bir süre kanatlarıma bakıyordum ve fark ettim ki şu ana kadar aklıma kanatlarım olduğu hiç gelmemişti. Oysa ki benim sırtımdan çıkan iki büyük siyah kanatlarım vardı!
Kanatlarım iyice açıldığında devasa bir şekilde büyük olduklarını fark ettim. Kanatlarımın bu kadar büyük olması doğru muydu?
Huh, neyse kendine gel Atlas. Şu an kanatlarımdan etkilenecek vaktim yok. Kristopher'ı çağırmam gerek. Eh, kanatlarım çıktığına göre Kristopher'ı çağırmam için ne yapmam gerekiyordu?
'Kanatlarını çırpıp bana seslenmen seni duymam için yeterli...'
Kristopher'ın kurmuş olduğu cümle zihnimde yankılandığında gözlerimi kapattım ve odaklanmaya çalıştım. Tek yapmam gereken kanatlarımı çırpmak ve Kristopher'a seslenmek. Hepsi bu kadar. Yapabilirim.
Kanatlarımın hareketlendiğini hissettiğimde dudaklarımı araladım ve fısıldadım.
"Kristopher."
Gözlerimi açarak odayı taradığımda Kristopher'ın olmadığını gördüm. Kaşlarım çatılırken tekrardan gözlerimi kapattım ve kanatlarımı çırpmaya başladığımda fısıldadım.
"Kristopher."
Tek gözümü açarak tekrardan etrafı taradım, yoktu. Neredeydi bu? Kristopher benle dalga mı geçiyordu? Ah, tabi ya! Böyle saçma bir şeye inandığıma gerçekten de inanamıyorum! Sinirden odada dört dönmeye başladığımda önüme düşmüş olan birkaç tutam saçı geriye doğru attım.
"Seni gördüğüm ilk yerde mahvedeceğim Kris!"
"Hop, hop! Ne mahvetmesinden bahsediyorsun sen? Ne yaptım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRI'NIN VARİSİ
Fantasy🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️ Başlama Tarihi: 23 Nisan 2020 Kapak Tasarımı: Ayss_n TÜM HAKLARI BENDE SAKLIDIR!© 🧚🏻♀️🧚🏻♀️🧚🏻♀️ "Bana güzel bir şeyler söyle." Kara irislerinin hakimiyeti altındayken dudaklarımdan firar eden sözcükleri kontrol etme kon...