Artık Korkamana Gerek Yok

22 3 0
                                    

Yeni bir güne uyanmak bu kadar kötü hissetirmemişti. Yani anlatmalarını beklemezdim. Acaba Mert ne tepki vermişti? Bu neden benim umrumda ki. Aptal olmamalıyım.

Okula bu sefer yürüyerek gitmeye karar verdim. Bazı şeyleri düşünmeye ihtiyacım vardı. Yani Mert'i gereğinden fazla mı abartıyorum? Bu olaydan sonra nasıl davranmalıyım? Bana nasıl davranıcak? Gerçi bana nasıl davranması çok da umrumda değil. Yani sanırım.

Bugün Azrayı almaya gitmemiştim. Biraz kırıldığımı anlasın diye. Onlara her şeyden çok güveniyordum. Hatta herkesten çok güveniyordum. Neyse zaten az sonra affederdim.

Okula gelmiştim. Erken geldiğim için uyumaya karar verdim. Ama sadece karar verdim sınıfta Mertleri görmeyi planlamıyordum. Onlara aldırmadan yerime geçip sıraya kafamı koydum.
"Bir günaydın bile yok mu?" dedi Talha salağı. Kafamı sıradan kaldırıp şirince "Günaydın canım arkadaşlarım" dedim yapmacık bir şekilde. "Her şeyi öğrendiğimiz için mi böyle davranıyorsun? İnan bana bizden sır çıkmaz?" dedi Yağız.
"Size güvenmeyi çok istiyorum" dedim ve Merte baktım. O da bana bakıyordu. Birden içeri "Mekanın sahibi geri geldi" diye bağırırak Azra geldi. Sevdiği çocuk pardon hoşlandığı çocuk burda olmasına rağmen böyle davranması şaşırtıcı. Ya onu görmedi ya da kendi gibi davranmak istiyor. Ama bence birinci dediğim daha mantıklı.

Dediğim gibi olmuştu onu görmemişti. Gördüğü an kıpkırmızı olmuştu. O an anırarak gülmek istedim ama arkadaşım o durumdayken bunlar doğru değil. Azrayı kolundan tutarak kantine sürükledim.
"Günaydın mekanın sahibi" dedim ve birden gülmeye başladım. O aramızın iyi olmasın sevinmiş olmalı ki o da gülmeye başladı. Biz gülerken "Ne bu kadar seni güldürdü merak ettim doğrusu" dedi. Kim dedi bilmek ister misiniz? Bence istemezsin. Neyse söyliyim. Tabiki Cem. Sabah sabah kim beni rahatız edebilir moralimi bozabilir ki? Ona ters bakış atıp yanından geçtim. Onunla nasıl çıktım hala anlamıyorum.

Kantine gittiğimizde ben kahvaltı etmediğim için kahvaltılık şeyler almıştım. Azra da çay almıştı. İçeri girerken Yağmurla karşılaştık. Ona da aramızın iyi olduğunu belirtmek için sarıldım. O da hemen anlamıştı. Daha sonra Azra'nın başına gelen talihsiz olay diyelim onu anlattık. Gülerken yere yatmıştı. Bende öyle olmuştum. Azra sadece kötü kötü bakmıştı.

Zilin çalmasıyla sıraya girdik. Mertgil bizim yanımıza geliyordu. Ama sadece geliyordu. Sude sürtüğü ve Ayşe sürtüğü onları yanına çekene kadar. Sude Talha'nın koluna girmişti. Ayşe de Mert'in. Yağmur bize bakarak gülmeye başladı. İkimizde kötü bir bakış attığımızda susmak zorunda kaldı. Azrayı önüne döndürerek "Oraya bakmayı kes" dedim. "Sende bakma o zaman" dedi. Bu kız harbi akıllıydı. Biraz daha tartışınca Yağmur araya girdi ve "Sakın arkanıza dönmeyin" dedi. Tebrikler Yağmur bunu iki meraklıya söylemen baya iyi oldu. İkimizde aynı anda arkamızı döndük. O an keşke dedim. Dönemeseydim. Sarılıyorlardı. Yağız sadece uzaktan izliyordu. İnsan ayrır ya. Şuan çok sinirliydim. "Tamam sakin oluyoruz. Hemen yargılamıyoruz" dedi Yağmur. Haklı hemen yargılamamız lazm. Sakinliğimi korudum ve Mert bana bakarken ona göz devirdim. Umarım mesajı anlamıştır. Müdür biraz daha konuştuktan sonra sınıflara gönderi.
Dersimiz matematik. Harika en sevdiğim ders(!)

Hoca sınıfa girdiği an bende bir uyku hissi oluştu. Ama derse biraz odaklanınca anlamaya başlamıştım. Yine harikayım. Birden biri bana dokununca hafif korktum. Azradandı.
"Talha bana her şeyi anlattı. Talhagil suçsuz" Umarım onu sevdiği için pardon pardon hoşlandığı için savunmuyordur. Gerçi Azra öyle bir şey yapmaz. "Bildiklerini anlarmak ister misin?" dedim. Anında geri dönpü cevap yazdı. "Tenefüste" Tamam anlamında kafamı salladım.
Ders ne kadar da yavaş geçiyordu.

Zil çalmıştı. Azra ve Yağmur yanıma gelirken Talha ve Yağızda gelmişti. Mert tabiki yerinden bile kalkmadı. Şaşırdık mı? Tabiki hayır.

"Anlatamaya kim başlamak ister?" diye sorduğumda "Neden sizi anlatalım ki? Daha doğrusu sizene." diye bir cevap beklemiyordum. Mert söylemişti. Herkes şaşkındı. "Aynen ya bizene dimi" diyerek alay etmeye yakın bir sesle söyledim. Bu yaptığı doğrusu kalbimi kırmıştı. Onlara güvenebiliceğimi sanmıştım. "Kızlar ben kantindeyim" dedim neşeli bir sesle. Kendimi üzgün gösteremezdim. Mert'i koluna çarparak "Pardon bilerek oldu" dedim gülerek. Ve aşağı indim.

Azra'nın Ağzından
Mert'in bu çıkışını kimse beklemiyordu. Hepimiz şaşırmıştık. Birden Lavin "Aynen ya bizene dimi" dediğinde içinde çok şeyin kırıldığını biliyordumm. "Kızlar ben kantindeyim" dedi neşeli bir sesle. Bu kadar da dengesiz olmazsın be. Merte çarparak geçti ve pardon bilerek dediğinde anırarak gülmek istedim. Talhaya bakıp "Bunu yapmanıza gerek yoktu" dedim ciddi bir sesle. Talha ilk şaşırmıştı. "Ben böyle olucağını bilmiyordum" dedi üzgümce. Şuan onun o tatlı yanaklarını sıkmak istiyordum. "Sorun yok" diyip yanından geçtim ve gittim. Yağmur Yağıza bir şey söylemeden arkamdan geldi.

Lavin'in Ağzından
Kantinde sadece oturuyordum. Düşünmek istemiyordum ama bu yaptığı ne biliyim. Onlar benim sırrımı öğrendiğinde bende sizene benim meselemden falan diyebilirdim. Neyse kötü gün yapıcak bir şey yok. Biraz daha oturduktan sonra kızlar da gelmişti. Zilin çalmasıyla içeri girecekken tabiki Cem kolumu tuttu. "Konuşmamız gerek" dedi. What? Bu çocuğu gerçekten anlamıyorum. Azra ve Yağmur hayır diyen bakışlar atıyordu. Ama merak işte naparsın. Yani cinli bir eve düşsek ilk ben ölürdüm. Hepsi merakımdan. "İlk önce kolumu bırak" dedim tehdit edercesine sonra "Tamam konuşalım" dedim mutlu oldu. Bana göre sahte bir mutluluk. Okulun arka kısmındaki bankalara gelmiştik. "Mertle aranda ne var?" dedi. Ona ciddi misin sen bakışı attım. "Bunu mu konuşucaktın?" dedim. Gözlerinde kararsızlık vardı. "Aslında hayır. Ben her şey için özür dilerim" dedi. Doğrusu şaşırmadım. Çünkü hep bir şey yapar sonra özür diler barışırdık. Üzgünüm Cem bu sefer öyle olmicak. Tam cevap verirken "Vay vay vay çifte kumrular" diye bir ses geldi. Bu kişi keşke müdür olsaydı. Ama Mertti. Ona inanamadım. "Ne istiyorsun?" dedim. "Konuşmamız gerek" Ya cidden herkes bugünü mü bekledi. Seçim mi yapmam gerek şuan? Bir Merte bir de Cem'e baktım. İlk Ceme dönerek "Seni affediceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun" dedim. Sonra Mert'e dönerek "Seninle konuşucak hiçbir şeyim yok" diyip gittim. Sınıfa çıktığımda Azra yoktu. Tuvalettedir diye düşündüm ve sırama kafamı koyup uyudum.

Azra'nın Ağzından
Cem Lavini yanına çağırdıktan sonra sınıfa gidiyordum birden kolumu biri tuttu. Bu yeni bir adet falan mı? Tatatatam eski sevgilim Ramazan. Durun hemen yargılamayın. Bir hataydı. "Sen naptığını sanıyorsun?" dedim. "Talhayla çok yakınsın"
"Bu seni ne kadar ilgilendiriyor"
"Baya"
"Seni yine mi doldurdular ne bu tavırlar"
"Kimsenin beni doldurduğu falan yok"
"Gerçekten buna inanıcağımı mı sandın?"
"Seni hala seviyorum"
"Sevgi senin için ne?"
Bir an şaşırmıştı.
"İşte bu" dedi. Bana doğru yaklaşıyordu. Bu iyi değil. Gözleini kapatmıştım. Korkuyordum. Birden bir yumruk sesi geldi. Ramazan yerdeydi. Bana bakan iki öfkeli gözle karşılaştım. Sıçtım.
"Seni öpüyordu"
"Buna izin vermicektim"
"Gözlerini kapatmıştın "
"Korktum tamam mı? Korktum"
"Artık korkmana gerek yok ben varım güzelim"
Bir dakika ne? WTF? Bu kadar çabuk mu? Saçmalık.
"Bir insanı nasıl bu kadar çabuk sevebilirsin ki?
" İlk görüşte aşk" dedi ve göz kırptı.
Sanırım artık ölüyüm. Bunu hemen kızlara anlatmalıyım. Kız gecesi time.

Yağmur'un Ağzından
Herkes birbirin kolunu tutuyordu. Bune böyle? Dizi ya da film çekmiyoruz. Lavin sonunda gelmişti. Azra da yarım saat sonra gelmişti. Fakat Azra ve Talha aynı anda gelmişti. Lavin le birbirimize bakıp sırıttık. Ders bitmişti. Lavin sırasında telefon oynuyordu. Azra ders çalışıyordu bende dışarıyı izliyordum.
Birden yanımda Yağızı gördüm. "Selam" dedim. Evet kötü bir başlangıç. "Selam" dedi. Hiçbir şey söylemedik sadece birbirimize baktık. Neden bilmiyorum ama bu iyi hissettirdi. Bu gece kesin kızlar gecesi vardı.

---------------
SELAM CANLARIM UMARIM BÖLÜM İSTEDİĞİNİZ GİBİDİR. EĞER HATALARIM VARSA KUSURA BAKMAYIN. SİZİ SEVİYORUM 💜

Mekanın Sahibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin