26. BÖLÜM: SONUM OLURSUN!?💖

4.2K 196 20
                                    

DEREN'DEN

Talha ile eve geldiğimizde ablam bana sımsıkı sarılmış ve benim için çok endişelendiğini söylemişti. Ablamın ardından Egemen de bana sarılmış ve benimle atışmayı özlediğini söylemişti. Talhanın beni aradığı süre zarfında Egemen de ablamın yanında kalmış, onun endişelerini gidermeye çalışmış ve sakin kalabilmesi için yardım etmiş. Bu arada ablam bana karşı baya bir ilgiliydi. Sürekli "iyi misin?", "sana zarar verdiler mi?", " yorgun musun?" gibi sorular sorup duruyordu.

TUĞBA: Aç mısın ablacım?

TALHA: Yok canım ne aç olacak?! En son lahmacun gömüyordu.

DEREN: Aşk olsun Talha.

TALHA: Olsun Derenim. Aşk olsun. Hem yalan mı? Odaya girdiğimde adamla sohbet ediyordunuz.

EGEMEN: Bir dakika ya hiçbir şey anlamadım. Ne lahmacunu, ne sohbeti? Kim kimle sohbet ediyor?

TALHA: Anlatayım abicim. Biz burada Deren için meraklanırken, acaba ona bir şey yaptılar mı, canını yaktılar mı diye düşünürken Deren hanımın keyfi gayet yerindeymiş. Bey amcasıyla Lahmacun yiyip, sohbet ediyorlarmış.

TUĞBA: Bey amca kim ya?

TALHA: Dereni kaçıran adam. Kadir.

DEREN: Kadir deyince bir garip oluyor. Bence sizde bey amca deyin.

TALHA: Hey Allahım! Kafayı yiyeceğim ya!

Talhanın iyice sinirlerinin bozulduğunu görünce herşeyi en baştan anlatmanın daha doğru olacağını düşünerek kaçırıldığım geceden başlayarak bütün olanları anlatmaya başladım.

***

TUĞKAN'DAN

Evimin balkonunda oturmuş Talha'dan alacağım intikamı düşünüyordum. Duyduğuma göre Dereni bulmuşlardı. Evet doğru anladınız kaçırıldığından haberim vardı. Herşeyden haberim vardı. Talhanın birkaç kez oyuna gelmeside dahil. Gerçekten bu kadar aptallaşacak kadar seviyor muydu Dereni? Talhanın her hareketini takip ettiriyordum. Boş kaldığım zamanlarda da kendim takip ediyordum. Şaka gibi ama bazen Talhayı öyle iyi şeyler yaparken görüyordum ki sanki eski masum, iyi yürekli arkadaşım karşımdaymış gibi hissediyordum. Hatta bazen yaptıklarımdan pişmanlık duyacak gibi oluyordum ama bundan hemen vazgeçiyordum. Bana yaptığını unutmamalıydım. İhanetini unutmamalıydım.

YAĞMUR: Evime gitmeme ne zaman izin vereceksin?

Yağmurun sesini duymamla arkamı dönüp ona baktım. Balkonun kapısına yaslanmış benden cevap bekliyordu ve bu halde çok etkileyici görünüyordu. Nedense bu aralar Yağmur gözüme çok güzel görünüyordu. Aslına bakarsak yağmurun normalde de can alıcı bir güzelliği vardı. Ama ben 2 hafta öncesine kadar onunla ilgilenmiyordum. Bu sebeplede güzelliği dikkatimi çekmiyordu. Ve evet bu seferde o benimle ilgilenmiyor. Eskisi kadar olmasa da Hâlâ üzgündü. Artık konuşuyordu, yemek yiyordu ve ağlamıyordu. Ama bunların dışında ruh gibiydi ve duygusuzdu.

TUĞKAN: Ne meraklıymışsın evine? Daha düne kadar yanımdan ayrılmak istemiyordun.

Ruhsuz bir gülüş bahşedip konuştu.

YAĞMUR: Neden insanlar bir şeylerin değerini kaybedince anlıyor? Bana diyorsun ama sende eskiden bana tahammül edemezdin. Şimdi ne oldu da işler tersine döndü?

TUĞKAN: Hiçbir şey tersine dönmedi sadece zor bir dönemden geçtiğin için daha ılımlı yaklaşıyorum.

YAĞMUR: Tabi canım.

GİZLİ PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin