11. BÖLÜM: BAŞ BAŞA BİR GÜN💜

10.7K 414 54
                                    

DEREN'DEN

Talha karşımda durmuş ne cevap vereceğimi beklerken ben ne cevap versem diye düşünüyordum. Eğer teklifini kabul etmezsem Nazar ve sevgilisinin Talha'dan çekiceği kesindi. Ama kabul edersemde koca bir günümümü ona ayırmış olacaktım. Sanırım bu katlanılabilir bir şeydi. Hem böylece onu biraz tanımış olurum.

DEREN: Peki kabul.

TALHA: Nasıl yani şimdi ciddi ciddi kabul ettin mi?

DEREN: Evet.

TALHA: Bak şaka yapıyorsan bozuşuruz ona göre.

DEREN: Ay şaka yapmıyorum ciddiyim. Seninle koca bir gün geçiricem. Ama bak söz verdin Nazarla sevgilisinin arasına girmeyeceksin.

TALHA: Girmem gülüşüne canımı verdiğim. Sen benim teklifimi kabul ettin ya ben artık kimsenin arasına girmem.

Gülümsememi engellemeye çalışarak konuştum. Böyle bir durumda çok zordu ama.

DEREN:  Tamam abartma.

TALHA: Nasıl istersen kainat güzelim.

Kainat güzeli mi? Kendimi Talha'nın gözünden görmeyi çok isterdim. Öyle bir hayranlıkla bakıyoduki bana, beni gördüğünde gözleri öyle bir parlıyoduki onun gözünde nasıl göründüğümü gerçekten çok merak ediyordum.

DEREN: İyi yarın beni evden alırsın. O kasdar ısrar ettin bari centilmenlik yapta evimdende al beni.

TALHA: Yarın çok güzel olucak.

DEREN: Görücez bakalım.

TALHA: Kurban olduğum Allahım ne şaheserler yaratıyo.

Bu sefer bir şey söylememiştim. Her ne kadar onu sürekli terslesemde bu sadece onu şımartmamak ve en azından şimdilik aramızdaki mesafeyi korumak içindi. Yoksa söyledikleri hoşuma gitmiyor değildi. Zaten kimin hoşuna gitmezdi ki iltifat duymak, birilerinin sana sevgiyle bakması, bunlar herkesin hoşuna giderdi.

*

Dün Talha ile konuşmamızdan sonra orda biraz daha kalmıştım ve beni eve bırakmıştı. Tabi bırakırkende gözlerini üstümden çekmemişti ve iltifatlarını eksik etmemişti. Zaten etse hatırım kalırdı. Yani tamam iltifatları hoşuma gidiyordu ama her ne kadar belli etmesemde utanıyodum. Ayrıca dün Nazarın bana defalarca kez teşekkür ettiğinide söylemeden geçemeyeceğim.
Şimdide kahvaltı için hazırlanıyordum. Evet ilk planımız kahvaltı yapmaktı. Telefonum çaldığı sırada hazırlığım bitmişti. Telefonun Ekranına baktığımda Talha'nın aradığını gördüm. Hemen aynasda kendime son bir kez bakıp evden çıktım. Hadi bakalım büyük gün başlasın.

*

EGEMEN'DEN

Şuan ne yaptığıma inanamayacaksınız. Şahsen ben bile inanamıyodum. Ben, Egemen Yiğiter, yılların çapkını bir kızın peşinden koşuyordum. Evet doğru tahmin Tuğba'nın peşinden koşuyordum. Hatırlarsanız en son Tuğba'nın evinde yaptığım aptallıktan sonrabir tokat yemiştim. Hemde fazlasıyla can yakan bir tokat. Şimdi ise Tuğbaya kendimi affettirmeye çalışıyordum ama bir türlü affetmiyordu. Haklıydıda.

EGEMEN: Tuğba lütfen dur artık.

TUĞBA: Durmuyucam Egemen bey. Lütfen peşimden gider misiniz? Ayrıca benimle konuşurken hanım diye hitap ederseniz sevinirim.

Arşiv odasının önünden geçerken daha fazla holdingin içinde dolaşmaya dayanamamış ikimizide arşiv odasına sokup kapıyı kilitlemiştim. Kafamı kaldırıp Tuğbaya baktığımda keşke bakmasaydım diye düşündüm. Çok yakındık. Acayip yakındık. Feci yakındık. Ihım neyse sesimi bulup konuşmam gerek.

EGEMEN: Yoruldum peşinden bir oraya bir buraya koşmaktan yeter bir dur.

TUĞBA: Ne yapıyorsunuz? Lütfen çekilin önümden.

EGEMEN: Çekilmiyorum. Bak çok özür dilerim sana öyle bir şey söylemek istememiştim. Lütfen affet beni bak neden bilmiyorum ama benim için değerlisin. Hatta çok değerlisin. Seni kırmayı asla istememiştim. Lütfen affet beni.

TUĞBA: Bana gerçekten bu kadar değer veriyor musunuz?

EGEMEN: Evet tabiki.

Bu söylediklerim gerçekten doğruydu. Ben hayatımda ilk defa annemden başka bir kadına değer veriyordum.

TUĞBA: Peki sizi affediyorum. Ama bir daha böyle bir şey olursa sizi asla affetmem.

EGEMEN: Söz veriyorum bir daha böyle bir şey olmayacak. Bu arada çok yakın değilmiyiz. Böyle tam öpüş-

TUĞBA: Egemen Bey! Şansınızı zorlamayın isterseniz.

Haklı. Bir tokat daha yemek istemiyordum. Eli çok ağırdı.

*

DEREN'DEN

Talha ile kahvaltı etmiş şimdide sahilde dolaşıyorduk.

TALHA: Şu banka oturalım mı?

DEREN: Olur bende yorulmuştum zaten.

Talha hayran hayran bana bakarken bende ona bakmayı çok isterdim ama ne yazık ki bakamıyordum. Çünkü arkadaki kız gözümün içine baka baka Talhayı kesiyorlardı.

TALHA: Bir şey mi oldu?

DEREN: yok bir şey geliyorum ben şimdi.

Daha fazla dayanamıyordum. Kız resmen bakışları ile yemişti Talhayı.

DEREN: Tatlım nereye bakıyorsun sen?

KIZ: Şurdaki yakışıklıya bakıyorum. Seni ilgilendirmez.

DEREN: BENİM olana bakıyorsan beni tabiki ilgilendirir. Ya o gözlerini çekersin yada bir daha hiç kimseye bakamazsın.

KIZ: Aa deli mi ne?

Kızın kolunu sertçe sıkarak konuşmama devam etmiştim. Yüz ifadesinden canı yandığı belliydi.

DEREN:  Aslında sakin bir insanımdır ama gerektiğinde delirmesinide iyi bilirim ve emin ol o halimi görmek istemezsin.

KIZ: Tamam be bırak kolumu canım yanıyo.

Kızın kolunu bıraktığımda hızla burdan uzaklaşmıştı. Sakin ve korkak bir kız olabilirdim ama bu pısırık olduğum anlamına gelmezdi.

TALHA: Noldu?

DEREN: Bir şey olmadı.

TALHA: Oldu oldu. Belli var bir şey.

DEREN: Yok bir şey diyorum Talha.

TALHA: Deren inat etme. Söyle işte ne konuştun o kızla.

O kızı duyunca yine sinirlenip ne söylediğimi bilmeden konuşmuştum.

DEREN: Kız gözümün içine baka baka seni kesiyordu. Bende gidip. Benim olana bakmaması gerektiğini öğrettim. Oldu mu?

TALHA: SENİN OLAN ha. Oldu çok güzel oldu hemde.

Keşke konuşmasaydım. Allah beni kahretmesin ben ne dedim ya. Bunu bilmemesi gerekiyordu. Hadi bakalım Deren nasıl sıyrılıcaksın bu işten.





GİZLİ PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin