19. BÖLÜM: UYARI!?💥

5.5K 205 17
                                    

DEREN'DEN

Sabah saat 7.30'da kalkmış ve fakülteye gitmek için hazırlanmıştım. Bugün sabahtan dersim vardı. Saatime baktığımda kahvaltı yapmak için yeterli vakit olduğunu gördüm ve kendime güzel bir kahvaltı hazırlamak için odamdan çıkıp mutfağa gittim. Tabi bunu yaparken olabildiğince sessiz oldum çünkü bugün ablamın izin günüydü ve uyanmasını istemiyordum. Rahat rahat uyusun. Tam buzdolabını açmışken telefonumun çalmasıyla birlikte geri kapattım. Ekranda Talha'nın ismini görmemle yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

DEREN: Efendim

TALHA: Efendimine kurban olurum senin. Aşağıdayım hadi gelde derse girmeden baş başa bir kahvaltı yapalım.

DEREN: peki hemen geliyorum.

TALHA: Bekliyorum Derenim.

Bana her Derenim dediğinde içim eriyordu resmen. O kadar içten diyordu ki. bunun bir tarifi yoktu. Umarım sizde bir gün sevdiğiniz tarafından böyle hitap edilmenin nasıl bir duygu olduğunu yaşayarak anlarsınız. Dışarı çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda Egemeni görmemle korkmuştum.

DEREN: napıyosun ya?

EGEMEN: Naptım ya?

DEREN: Korkuttun beni.

EGEMEN: kusura bakma amacım korkutmak değildi. Hadi size afiye olsun. Talha arabada sen çık bende şöyle bir içeri gireyim.

İçeri gireceği sırada önüne geçip girmesine izin vermedim.

EGEMEN: Geçebilir miyim derencim?

DEREN: Ne yazık ki hayır Egemencim.

EGEMEN: Sebep Derencim?

DEREN: Çünkü ablam uyurken içeriye birisini alırsam ablam beni boğar Egemencim.

EGEMEN: E tabi yabancıyı alırsan boğar. Ama ben senin kayınçonum. Hatta abinim o yüzden de geçebilirim Derencim.

Tekrar içeyi girmeye niyetlenmişti ki yine engel oldum.

DEREN: Olmaz.

EGEMEN: Derencim!

DEREN: Egemencim!

TALHA: Yeter lan başlıyıcam sizin ciminize bu ne böyle sabahtan beri yok Derencim, yok Egemencim! Benimde bir sabrım, bir kıskançlık seviyem var!

Talha'nın bağırmasıyla ikimizde yerimden şıçramış korkudan Egemenle yer değişmiştik. Böylece deminden beri süren içeri girerim-giremezsin tartışmasıda sona ermişti. Durun durun bu ne ki daha şaşırmanın zamanı değil. Talha' nın bağırmasıyla birlikte Egemen konuşmak için ağzını açmış sonra sesi çıkmamış geri kapatmıştı. Adamın sesi resmen içine kaçmıştı. Sonra baktı ki olucak değil fırsattan yararlanıp kapıyı yüzümüze kapatmıştı.

DEREN: Adamın korkudan sesi çıkmadı Talha.

TALHA: Siz biraz daha cimli cımlı konuşmaya devam etseydiniz sadece abim değil ikinizinde bir daha hiç sesi çıkmayacaktı.

Sanırım böyle bir yere varamayacaktım. En iyisi suyuna gitmek.

DEREN: Neyse tamam böyle güzel bir günde keyfimizi kaçırmayalım değil mi sevgilim?

TALHA: Ney? Bir daha söyle bakıyim o kelimeyi.

Omuzumu yukarı aşağı hareket ettirip Talha'nın elinden tuttum ve biraz nazlı bir şekilde konuştum. Açıkçası böyle yeteneklerim olduğunu bilmiyordum.

DEREN: I-ıh söylemem.

TALHA: Derenim inat etme söyle işte.

DEREN: Söylemiyicem dedim. Boşuna ısrar etme sevgilim.

TALHA: Ama De-  sen varya sen çok fena bir şeysin. Her geçen gün sana dahada aşık oluyorum.

*

EGEMEN'DEN

Yaklaşık bir buçuk saattir Tuğba'nın yanına uzanmış uyurken ki tatlı halini izliyordum. Açıkçası şikayetçi olduğumda söylenemezdi. Ancak az önce kahvaltı hazırlamıştım ve emeklerimin boşa gitmemesi için hiç istemeyerekte olsa bu güzelliği uyandırmak zorundaydım. Saçlarını okşayarak Tuğbaya seslendim. Bir kaç kez seslenmemle birlikte uyanmıştı.

TUĞBA: Günaydın Egemen bey.

Kedi gibi bana sokulup tekrar gözlerini kapattığında gülümsemiştim. Saniyeler sonra durumun yeni farkına varmış olucak ki gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

TUĞBA: Egemen bey!?

Saçını okşamayı bırakmazken kısık sesle konuşmuştum

EGEMEN: söyle uykucu şirin.

TUĞBA: Uykucu şirin mi?

EGEMEN: Bir buçuk saattir seni izliyorum ama uyanmaya dair hiçbir belirti göstermedin. Ben uyandırmasam yıllarca uyurdun herhalde. O yüzden bu lakabı hak ettin uykucu şirin.

TUĞBA: Siz benim evime, odama nasıl girdiniz?

EGEMEN: Sabah Talha Dereni almaya geldi bende zorla içeri girip kapıyı Suratlarına kapattım.

Tabi ki Derenin başını yakmayacaktım. Hem yalanda değildi zaten zorla girmiştim.

EGEMEN: Şimdi sen kalk bi elini yüzünü yıka ve Aşağı gel. Kahvaltınız hazırda sizi bekliyor uykucu matmazel.

TUĞBA: Ama-

EGEMEN: Ama falan yok ne dediysem o. Acele et bir buçuk saat boyunca senin güzel yüzünü izlemek beni acıktırdı.

Cevap vermesine izin vermeden odadan çıkıp aşağıya indim. Bugün çok güzel bir gün olucaktı.

*

DEREN'DEN

Sonunda beni oldukça yoran dersler bittiğinde toparlanıp fakülteden çıkmıştım. Sabah Talha ile çok güzel bir kahvaltı yapmıştık ve sonrasında Talha beni fakülteye bırakmıştı. Mükemmel başlayan günümü düşünerek, yüzümdeki aptal sırıtmayla yürürken bir elin ağzıma kapanıp beni kimsenin olmadığı bir ara sokağa çekmesiyle kurtulmak için çırpınmaya başlamıştım. Ağzımı kapatan elin sahibinin konuşmasıyla çırpınmayı kesmiştim.

******: Sakin ol amacım sana zarar vermek değil.

DEREN: Kimsin sen ne istiyorsun benden?

En başından beri korkak bir kız olduğum için şimdiden gözlerim dolmuştu bile.

******: Sadece seni uyarmaya geldim.

DEREN: N-ne için?

******: Talhaya fazla güvenme. onunla ilgili bilmediğin şeyler var. Ve emin ol ögrendiğinde seni çok üzecek.

Ben ne olduğunu anlayamadan adam beni bırakıp gitmişti. Şoktan çıkıp kim olduğunu görmek için arkama bakmıştım ama çoktan gitmişti. Beni kafamdaki sorularla öylece bırakıp gitmişti. Kimdi o? Talha gerçekten benden bir şeyler mi gizliyordu? Ve en önemliside eğer gizliyorsa neydi?

Beni bu kadar üzecek olan şey neydi?


Dereni uyaran kişinin kim olduğunu anlamışsınızdır herhalde.

Bundan sonra neler olucak dersiniz?

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.😉💙











GİZLİ PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin