Papatyalar...
Bembeyaz ve tertemizler.
Birisinin olmadan kokusunu dahi vermez Papatya'lar. Buna rağmen koparıp atarlar Papatya'yı. Hevesler uğruna koparıp oyun yaparlar taç yapraklarını. Oysaki Papatya, taç yaprağı kadar çok şans verir sahibine. Şans vermekten bitmiş olan taç yapraklarına rağmen yine gelse gövdesini şans gösterir bu kez. Affetmek için yol arar ve hep affeder, düşünmeden.
Değer verir Papatya, fazlasıyla.
Saftır çünkü Papatya.
Beyazın saf olduğu kadar saftır.
Ama en özelide beyaz yapraklarını sahibinden başkası kopartamaz, kirletemez. Başkası sahibi kadar yakamaz canını. Ondan başka bitkiyi avuçları arasına alıp koklamasını izlemektense taç yaprakları bir yana gövdesini dahi feda eder Papatya. Papatya acıtmaktan, kırmaktan korkar. Gövdesindeki saçakların yumuşaklığı bu yüzdendir işte. Ama yinede ona zarar vermekten korkana değil, kendisine zarar verene gider sahibi. Yine bekler...
Çünkü başkası yoktur artık onun için. Bırakmış, bitirmiş herşeyi gibi konuşsada bazen;
Bırakamaz, bitiremez Papatya'lar.
O cümlelere inanıp içini rahatlatmaya çalışır yalnızca. Ama nafile...
Yine üzüldüğü gibi, koparlıp atıldığı gibi kalır Papatya. Tek bir şeye inanır;
"Döktüğüm onlarca yaş, üzerine bir gün fırtına olarak dönecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
ChickLit●Yaşanmamışların hayallerdeki yaşanmışlıkları. ●Gidenlerin arkasından kaybolanların hikayesi. >Zehra Peşman ●Bu hikayede "Papatya'nın Ağzından" bölümleri Aleyna Cansız'ın kendi cümleleridir. ●Bu hikayede "İnat Keçi'nin Ağzından" bölümleri Nagehan...