Acı veren bir ışıkla araladım gözlerimi. Yakıcı bir ışık vardı Papatya. Yıllar önce kalbimi yakan o acı gibi bir acı. Ama bu kez soran olmadı. Umursayan, üzülen, destek olan kimse yoktu yanımda. Abim desem, o zaten ulaşamaz bana. Herkese her yolu kapattım. Yinede eksikliğini hissettim kardeşimin ve abimin. Işte o an anladım o delici ışığın hiç hayra alamet olmadığını. Vakit geçtikçe kalbimde bir sıkışma, başımda farklı bir ağrı belirdi. Çunku bu sefer aklım değil kalbim düşünüyordu olup biteni.
Insanın verdiği degerin karşılığını alamaması çok farklı bir duygu. Hani birşey alırsın ama parasını ödemen gerekir. Paran yoksa alamazsın. Ama bu öyle birşey ki karşılığını alamasak bile değer veriyoruz. Ve sonunda hep biz zararlı çıkıyoruz. Çokmu birşey istedik Papatya. Sen söyle inat keçi. Çok mu şey istedik?!
Biraz koruma, sahiplenme istedik. Kardeş olduğumuzu hissedelim istedik. Bizim yaptığımız gibi onlarında bizi kimseyle paylaşmamasını istedik. Başka birinin yanında görünce abilik yapsın istedik. Biz damarımızda bir damla kan dahi olsa vermeye hazırken kardeşlikleri lafta olanlar varmış. Bunu fark etsek bile git diyemiyoruz. Git dese gidemiyoruz. Düşücek korkusuna ellerini bırakmak istemiyoruz. Bırakamıyoruz. Yapmam dediğin her türlü pisliği yapıyorsun bazen kardeşin için. İnsanların yanlış anlayacağını bilsen dahi onları boşkoyup sadece onun için uğraşıyorsun. Kardeş bu. Kara sevda bile sökmez bu kardeş sevdasına. Kim ne derse desin, ne anlıyorsa anlasın! İnsan kardeşini sever. Hemde çok sever. Ve zaten eğer gerçek kardeşin olarak görüyorsan her şeyine burnunu sokarsın ve kavga dövüş eksik olmaz. Geriye dönüp baktığında yaşananlar nasıl tatlı hatıralar...
Kötü olan tarafından bir tanesi de küçük bir tartışma bile olsa seni silip atabiliyorsa...konu kapanmıştır. Nerde kardeşlik?!
Bir atışma yada kavga söz konusu ise arkanı dönüp olayla birlikte kardeşini sonsuzluğa itemezsin. Bu kardeşliğe yakışmaz. Unutucaksın yaşanan her kötü şeyi. Unutucaksından kastım görmezden geliceksin. Unutamazsın; çünkü insan üzülünce ve birşey içine batınca unutamıyor.
Söylemek isteyip söyleyemediğim onca şey var. Ve benim sadece söyleyebildiklerim onun gözünde beni itici yapıyor. Ya söyleyemeyip içime batanlar?.. hiç soruldumu? HAYIR.
Gerçi sorsada söyleyemeyiz ki.
Kırılır diye korkarız. Biz kanlar içinde ölüm acılarıyla çırpınırken, onu yaralamamak için uğraşırız. Ben çok kez sordum kendime, "Verdiğim değeri hak ediyor mu?" diye.
Cevabını bilsemde inanmadım. Kendimi kandırdım yine her zamankinden. Şimdi sen sor kendine;
"Bu değeri hak ediyor muyum?" diye.
Hoşçakal gökyüzüne sığdıramadığım güzel kardeşim...
HOŞÇAKALL 😭*Merhaba canlar. Bu bölümü yazarken dediğim gibi söyleyemediğim ve içime batan çok şey var. Ama aynı bir abla veya anne gibi susmak zorunda kalıyorsun. Ve verdiğin değer karşılıksız kalsada buna mecbur hissediyorsun. (Hoş, ben karşılıksız değer veriyorum o ayrı mevzu.) Çünkü o beni sahiplenmesede ben onu sahiplendim bir kere. Yani "o, benim kardeşim!" dedim bir kere.
Dönüşü varmı?
Elbette yok :D
Ama zor bile olsa uzak durman gerekiyor bazen (mutluluğu için, sonuçta biz ona mutluluk veremiyoruz).
Öyle yani. Allah hicbirimizin kardeşliğini, arkadaşlığını bozmasın. Samimiyet hep ilk zamanki gibi güzel ve taze kalsın inşaallah.
Allah'tan ümit kesilmez. Ben Rabbimden değilde kardeşimden ümidimi kestim.
Ama siz kesmeyin.
Kalın sağlıcakla...
Seviyorum sizleri♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
ChickLit●Yaşanmamışların hayallerdeki yaşanmışlıkları. ●Gidenlerin arkasından kaybolanların hikayesi. >Zehra Peşman ●Bu hikayede "Papatya'nın Ağzından" bölümleri Aleyna Cansız'ın kendi cümleleridir. ●Bu hikayede "İnat Keçi'nin Ağzından" bölümleri Nagehan...