G'M Papatya. Uçsuz bucaksız masmavi aşk denizinde boğulan düşlerden söz ediyorsun. Bu denizde yüzebilen ayrılıkların ona o güzel günleri unutturamayacağını söyle. Sahilde otururken ılık ılık rüzgarlar usul usul esiyor ve denizin üstünde masmavi çizilen resimleri izlerken yaz yine bu satırları. Ve sevdiğinin kokusunu aklından uçur gitsin Papatya. Bırak artık üstünüze sinsin ayrılık kokusu.
"Gün batarken senden birsürü belirir gökyüzünde" demişti, Onur Can Özcan'nın bir parçasından. Ama düşünmedin yine hayalle gerçeğin uyumsuz filmini izlemeye. Mümkün mü delirmemek! Hani birşey söyleyip ona sonrada ağlamıştın. Ona sorduğunda "Erkekler ağlamaz" demişti. Kendinide tanıyamamış meğer. İçinden geçirdin ya o an gökyüzüne bakarak; Bu şehrin beni anlamaya, benim seni unutmaya niyetim yok diye. Üzüldüm o an. Diz çöküp çare bulamasada sal gitsin Papatya. Affetme artık. Bak bu gecede uykunu kaçırdın onun yanına. Onuda alıp siniyor rüyalarına. Unutmak istiyorum diyorsun, düşünmek istemiyorum diyorsun ama yapamıyorsun. Rüyadan kalkar kalkmaz sakinleşmek için bir müzik dinliyorsun ve ne dinlesen hepsinde o. Bütün şarkıların onu nerden tanıdığını düşünürken bir hüzün geliyor yüreğine. Hüzün hoş geldin diyorsun ve umutları yolculayıp soluk gökyüzüne bakıyorsun yine. Gözlerin dopdolu ve dudaklarında tek bir cümle, " Bir daha bahar yok!". Yine köşeye çekilip bu defa insanların yaptıklarını düşünüyorsun. Hangi yüzlerine baksam diye kararsız kalıyorsun. Bir yüzüne gülsen diğer yüzü pişman ediyor hemen. Ha birde yetmezmiş gibi yalnızlık kapının önünde!
Aşk öldü karda kışta yalnızlıksa şimdi en güzel yaşında...
O seni yakıyor sen krakerini Papatya. Ve fark ediyorsunki bir kibrit kadar hayat. Anca yakar, başka işe yaramaz.
Bi o birde krakerin var şimdi üstüne sinen. Kalabalık uzun bir caddede tutmuşsun yalnızlığın elinden. Feryad ediyorsun ahaliye bilen varsa ayrılığın dilinden konuşsun diye. Varsa elinden gelen kurutsun kökünden diyorsun, gözyaşları içinde. Gitti. Ve ezgisi kaldı bu aşkın puslu sesinden. Birgün o girdiği rüyadan uyanıp fırlıyorsun yerinden aniden, kanter içinde. Bırak diyorum sana, damlasın gözünden içinden gelenler. Damlasın gözlerinden anlaman için.
Sen gelde geceleri birde bana sor. Özlemek inan daha zor yaşamaktan. Zoruma gidiyor hatıralar. Mavilere söz ettim içimdeki yaralardan. Gökteki yağdı, yerdekinde yakamoz var. Sen söz etme kimselere Papatya. Yaramızda kalsın. Unutmadık yine ama, bir büyüklük bizde kalsın. Neyse Papatya, bizde iki yalnız bir doğru edebiliriz. Farklı şiirlere gerek yok. Küçüktük işte. Ziline basıp kaçan bir çocuktuk, yine aynı umutla o günü bayram sanıp. Şekerler, krakerler bitmiş Papatya. Anlamıyorum, madem yazmayacak aşkı ucunu neden açtı. Madem kendini yasakladın, merakımızı mazur gör lakin çekip gitmekte ne?!
Bir gün andın, iki gün andın. Sonunda yandın Papatya. Yüzünde bir tavır hem haklı hem sağır. Off Papatya ohfff. Bak soğudu havalar. Oturda yine anıları yakıp ısınalım. Bişeyler eksiltelim hayatlardan. Değişti zaman, umutlarda tükendi zaten. Bir iz yok artık o eski aşıklardan.
"Mecalim yok. Şu kokunu çek al benden. Ben alıştım. Gururumun kanı çok döküldü yere. Düşünmek istemesemde düşündüm. Kin tutamaz kalbim sana. Ne yazıkki çıkmaz sokak kalbim sana." dedin gökyüzüne bakıp, o duyarmışcasına.
Unutmayı unutunca insan elden gelen bir elveda sadece, elden giden gururumuza. Karşılıksız olunca elde kaldı bütün Papatyalar. Sevgiliye toplamıştık oysa. Şimdi kalbin mezarına. Kanamayız artık yalanlara. Kapanmadı yaramız daha. Aşk diye diye hep öğretilen, yazılan çizilen söylenen, baktıkça imrelinen, bu değildi. Garipser insanlar. Güneş sanıp gözlerini, gökkuşağı beklemekti aşk dedikleri. Sabah uyanınca güneşten once doğdarya aklına. Hissettim, aşk buydu. Sevmek değil, ögrenmemek ayıp. Sorun bu!¡
Biz demlendik, başımız tüttü. Cümlelere hükmeder olduk. Acılarımızı süzdük ve mecnuna aşk öğretir olduk. Olurya birgün çıkagelir o insan, güneşi somurtturur. Biraz delikanlılık varsa, bize Mecnun'u Ferhat'ı unutturur. Hatırlatmaz bize inceden eserken rüzgar, gözlerimizin onda olduğunu. Kumsala uzanıp ellerimizin bir olduğu o rüyayı.
Uzun zaman oldu görmeyeli aslında. Ve zaman dolsasada unutmadık özlemeyi. Hayel meyal hatırladıkların bu gece canlandı mı peki Papatya? Anılar sardımı başa?
Benim canlandıda, sardıda.
Papatya, herşeyi tam anlattıkta biz yine yarım kaldık. Herkesi anladık ya yine biz yalnız kaldık. Bize herşeyi öğrettiler ama yalnızlığı es geçtiler Papatya. Gece ince, mevzu derin. Bak yine biz bize kaldık. Kimi var aşk çukurunda, kimimiz gurbet elde. Kimi var sevileni kaybetmiş, kimi ekmek derdinde. Kimi var hiç kimsesi yok tokatlar ensesinde. En acılı ölüm yaşamak ya, inadına yaşadık bizde. Güzel günlere gelince, indir bizi kaptan buraları pek bilmeyiz. Desekte yinede oturttular bizi daha var diye biz hevesliyken. Kendi düşen ağlamazda, kimse kendi düşmez. Nasıl gülebilirizki biz, şans bile yüzümüze ağlarken?!
Bizimle birlikte büyüyen bir ukde var Papatya içimizde. İnatçı bir şarkı gibi gururumuzla didişen. Kim bilirki bizi seven biri var. Hak etmedik belki. Kaldıramayız fazla gelir. Ne haddimize bizi seven, gülümseyen birisi. Biz en iyisi susalım Papatya. Anlamazlar anlattıkça. Biz hafifleyeceğiz uykumuz ağarlaştıkça. Aniden giren rüyayla gözlerimiz dolacak. Ama daha iyi görüyor insan gözleri yaşlandıkça. Hep geçiştirdiler. Zor artık baştan anlatmak. Yalnızlığı sevdirdiler ve yorulduk artık insanlardan. YORULDUK !¡Bugün ki bölümde Onur Can Özcan'ın şarkı sözlerine yer vermek istedim. Çünkü çok sevdiğim ve değer verdiğim bir sanatçı kendisi. Umuyorumki sizler içinde öyledir inşallah. Bize hem hayat dersi verip hemde hayatın bir anda nasıl bittiğini öğretti. Kendisine teşekkürlerimi iletip minnetlerimi arz ediyorum.
Ve rahmetle anıyorum :(
♡♡♡ONUR CAN ÖZCAN ♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
ChickLit●Yaşanmamışların hayallerdeki yaşanmışlıkları. ●Gidenlerin arkasından kaybolanların hikayesi. >Zehra Peşman ●Bu hikayede "Papatya'nın Ağzından" bölümleri Aleyna Cansız'ın kendi cümleleridir. ●Bu hikayede "İnat Keçi'nin Ağzından" bölümleri Nagehan...