Ağlayana kadar gülüp, gülünceye kadar ağlamalı insan... Yüreğinde yokluk meftumu kocaman boşluk Ne koysan yabancı ne koysan biraz eksik Gülmek ve ağlamak aynı yolun yolun yolcusu. Bundandır insanın gülerken gözlerinden yaş süzülmesi, ağlarken kahkahalar atması. İki eski yoldaş, iki suç ortağı, iki eski aşık gibi....
Ezra aynada kendi yansımasına baktı. Zihni bir çöplüktü. Gözlerindeki halkalar, yorgunluğunu apaçık belli ediyordu. Uyumak rüyaları beraberinde getiriyordu... Belirsiz puslu rüyalar, korkunç siuletler
Özlediğini biliyorum
Kanla süzülmüş ruhunu arındırmaya en kısa zamanda geleceğim, sabret...Kabusları gerçek oluyordu. Hafızasındaki boşluk kapanmıyordu. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi. İçimdeki huzursuzluk onu yiyip bitiriyordu. Çok önemli bir şeyi unutmuşluk hissi.. Kendini hep geç kalmış hissediyordu.
Kafasını sağa sola sallayıp düşüncelerinden kurtuldu. Ayağa kalkıp üzerine bir şeyler geçirdi. Bunu araştırmanın vakti gelmişti. Telefonuna sarılıp Samet'i aradı. Samet liseden en yakın arkadaşıydı. Yakınlardaki bir karakolda polislik yapıyordu. Telefon birkaç kez çaldıktan sonra gergin bekleyiş sona erdi. Uykulu sesle
- Alo diye mırıldandı.Boğazını temizleyip
- Samet bizim eve acilen gelmen gerekiyor çok önemli dedi.-Ezra bir sorun mu var dedi
- Gelip görmelisin diyip daha fazla soru sormasına fırsat vermeden yüzüne kapattı.Aşağı inmeye korkuyordu. Zümrüt'ün kanıyla boyanmış duvarı tekrar görmeye kendini hazır hissetmiyordu. Yarım saat sonra kapı çaldı. Aşağı inip duvara bakmadan yürüdü. Kapıyı açtı,Samet uykulu gözleriyle ona baktı. Özensizce üzerine geçirdiği t shortü ve dağınık saçlarıyla bir Yunan heykeli gibiydi. Ezra yüzü kızarırken bakışlarını kaçırdı
-iyi ki geldin bir sorunum var. Senden başkasına anlatamam . Sesi çaresiz ve ağlamaklı çıkmıştı .
-Ezra doktora gitmek ister misin?
Samet endişeyle Ezra'yı süzdü .-Ezra Selma Hanımı aramamı ister misin ?
Ezra ona inanmayan adama baktı psikologa gitmeyi teklif ediyordu. Onu kolundan tutup duvarın önüne götürdü
-İşte bak
Duvara baktığında kanı çekildi. Duvardaki yazının altına yeni bir yazı yazılmıştı.
Hatırla.
Samet endişeli bir şekilde gözlerini duvardan ayırmadan.
-Bu kan kimin kanı?
Gözleri dolmuştu bu kadarı ağır geliyordu. Hıçkırıklar içinde
- Zümrüt'ün diyebildi...
Onu kolundan tutup koltuğa oturttu. - Eve geldiğinde kapı açık mıydı? Kapıda zorlama yok.
-Hayır
- Anahtarını hiç kaybettin mi?
-HayırSamet birkaç dakika sessiz kaldı. Ezra bu çok garip. Olay yeri incelemeyi çağıracağım dedi
-Yine bana deliymişim gibi davranmayacaklar değil mi?
- Güven bana diyip kollarının arasına aldı. Herşey geçecek..Ev polis kaynıyordu. Heeyden örnek alıp delil arıyorlardı. Samet dışarı çıkmayı teklif etti. Kahvelerini yudumlarken
- Sence kim olabilir? Neyi hatırlamanı istiyor?
- Bilmiyorum hatırlasam unutmak isteyeceğim birşey belki.
- Eve çok rahat girip çıkmış tanıdığın biri olabilir.Tanıdığı biri.. Ezra belki kendimi bile tanımadığını düşündü . Zihni parçaları kaybolmuş yapboz gibi hep eksikti hep yarım ...
O sırada Samet'in telefonu çaldı.
Samet telefonla konuşurken birden gerginleşti. Kaşlarını çatıp bakışlarını ona odakladı.
Gergin bir sesle
- Emin misiniz dedi.
Telefonu kapattığında Ezra sabırsızlıkla Samet' e.- Ne olmuş bulmuşlar mı yazanı bir kanıt mı bulmuşlar? Heyecandan elleri karıncalaşıyordu bir ışık görmeyi bekliyordu onu bu karadelikten kurataracak küçcük bir ışık...
Samet kırgın şekilde Ezra'yı süzdü
- Kim olduğunu bulmuşlarEzra'nın kalbi deli gibi atmaya başladı avuçlarının arasında alıp sakinleştirmek istedi.
- Kimmiş?Samet kuşkuyla Ezra'ya bakıp bakışlarını karşı parktaki çınar ağacına dikti . Bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya karar verdi
- Sen... Yazı karşılaştırması yapmışlar duvardaki yazı senin yazınla tıpatıp uyuyormuş.Sesindeki hayal kırıklığını hissetti. Sanki bu kırıklar ciğerlerine batıyordu.
- Zümrüt'ü benim öldürdüğümü mü düşünüyorlar.
Sesi sinirli ve kırgın çıkmıştı. Ayağa kalkıp hızlıca orayı terk etti. Bir süre bilmediği sokaklarda koştu koştu... Yorulduğunda bir kaldırım taşına oturup göz yaşlarını sildim. Ellerini yüzüne kapayıp ağlamaya başladı. Hıçkırıklar içinde kaldırımda otururken gözleri karşı duvara ilişti. Kırmızı boyayla- Remember ( Hatırla) yazıyordu .
Ağlamayı bırakıp birden kahkahalar atmaya başladı. Kahkahaları sokağı çınlatırken gözlerinden bir yaş süzülüp sıcak kaldırım taşına düştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI
Mystery / ThrillerBiraz sakinleşince bunu kimin yapabileceğini düşünmeye başladı ama beyni şokun etkisiyle vucudundaki herhangi bir et parçasından farksızdı. Gözlerini kapadı sakinleşmeye çalıştı ayağa kalktı, titreyen ayaklarıyla yürümeye zorlandığı için evin duvarı...