Nabersiniz... Hayat çok sıkıcı oldu yaa. Otur otur. Neyse sustum. Yazım yanlışları için özür dilerim.
Bu arada kitabın okunma sayısı 1k yı geçtiği için çok mutluyum. Tşk.
Ahmet şıllığından
Emir malı beni depoda bırakmıştı. Sahra için olmasa çoktan daha kötü şeyler yapmıştım. Sahra kendine nasıl zarar vermiş. Ben onun için bunları yaparken o böyle bir şey nasıl yapmış. Patika yola kadar yürüdüm. Bir araba durdu. "Ben yolda kaldımda. Beni Şişli'ye bırakabilir misiniz?" Sürücü adam bana bir dakika boyunca baktı. "Hayur" ne o zaman niye baktı o kadar "amcacım lütfen bari merkeze kadar bırakın" adam manyak mı ya tip tip bakıyor. "Evlumisun?" Ne alaka ya "evliyim amca oğlum var hatta lütfen bırakırmısınız beni" tekrar baktı bana "geç" yaşasın!!! "Amca çok teşekkürler gerçekten çok teş-" "sus da sus çenesi düşük kılıklu" teşekkür etmekte suç oldu. Sessiz bir yolculuğun ardından Şişli'ye ulaşabilmiştim. Adama teşekkür edip arabadan indim. Burdanda bir taksiye binip Çıkmaz'a gittim. çıkmaza girebilmiştim. Evin önüne geldim. Taksiye parasını verip hemen eve girmeliydim. Taksiye olan ücreti ödedim. Koşarak eve girdim. "Yasemin, Mert!" Diye bağırdım. İçerden sadece ağlama sesi gelmişti. Koşarak salona girdim. Yasemin kucağında Mert ağlıyordu. "Yasemin ne oldu? İyi misiniz?" İkisinide gözümle yokladım. İkiside iyi gözüküyordu. Yasemin'nin yanına oturdum. Ona sarıldım ve sakinleştirmeye çalıştım. Ne kadar Sahra yı sevsemde Yasemin sonuçta benim çocuğumun annesi. "Şşş geçti sakin ol. Şimdi bana ne olduğunu anlat." Kafasını omzumdan kaldırdı. "Bi biz par parka git gitmiştik. Mert oyun oy oynuyordu. Bir an anda gö gözden kay kayboldu." Tekrar ağlamaya başladı. Emir seni elime geçirirsem varya... "so sonra bir bir kadın on onu bulmuş o o getirdi Mert i. Eve gelin gelince mer mertin cebinde bu kağıdı bu buldum." Kağıdı elinden aldım ve okumaya başladım.Yasemin kokulum,
Yasemin'im, misafir olarak kaldığın yerde mutlusundur inşallah. Yakında seni alıcam. Oğlum, sen ve ben hepimiz beraber yaşıyacaz. Oğlunun biyolojik babasıda ya buna izin vericek ya da ölücek. Ölürsede sizi alıcağım için çocuğunu yılda bir kere görme şartıylan sizi vericek. Evimi yasemin kokutmana, mutfağımı canlandırmana ve yatağımı ısıtmana az kaldı güzelim. Hazır ol her an seni ve oğlumuzu alabilirim.
Sevgilerle S.Y.
Şerefsiz Serkan. Serkan Yasemine aşık olan bir adam. Saplantılı bir piçtir kendisi. Tekrar yasemine sarıldım ve "korkma sizi alamaz buna asla izin vermem ASLA" oğlumsuz ben yapamam buna asla izin vermem.
Mert'i yaseminden alıp kucağıma yatırdım. Zaten çok yorgun olduğu yüzünden belli oluyordu. Başını omzuma koyduğu gibi uyudu. Onu alıp yatak odamıza götürüp yatırdım. Aşağı inip yasemini koltuktan kaldırdım. "Şimdi uyuyacaksın tamam mı?" Başını evet anlamında salladı. Yatağa yattı. Bende aşağı indim. Bir çözüm bulmalıydım. Ama nasıl olucak ki. Off. Bunun tek bir çözümü var. Yukarı çalışma odama girdim. Kapıyı açık bıraktım. Bilgisayarı açıp Ankara da ev bakmaya başladım. Kimseye nereye gittiğimizi söylemeden gidicez. En azından saplantılı piç bizi unutana kadar.
O sıralarda Sahra
Gözümü koltukta açdım. "Sonunda uyana bildin uyuyan prenses" emirin sesiylen güldüm "sanada günaydın" kafamı kaldırdım etrafa baktım. "Saat kaç?" Güldü. "Gece 02.00" "niye bu kadar uyumama izin verdin." Dedim tatlı bir sinirle. Yanıma yaklaştı. Aramızda sadece nefes geçebilecek bir mesafe kaldığında konuşmaya başladı. "O kadar güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım." Dedi. Yanağımı öptü. Ve mutfağa doğru gitti. "Pizza söylemiştim ama buz gibi oldu istersen yeni bir şey söyleyelim." "Gerek yok yatalım istersen." Mutfaktan çıkıp bana baktı. "Daha yeni uyandım uykucu kalk yemek yiceksin sonra film izleriz." "Tamam tamamda ne yiyecez ki" güldü." O muhteşem ellerini şimdi aktifleştirme zamanı" dedi ve elimi öptü. Güldüm. "Peki Romeo ne istiyormuş" "Juliet yorulmadığı sürece her şey uygun" dedi. Güldüm "peki... o zaman tost yapıyorum." Tamam der gibi başını salladı. "Ben içerideyim" dedi ve yanağımı öptü.
————————————————————————
Tostlarımızı yedik. Emir koltukta uzanmış şekilde yatıyordu bende onun kucağında yatıyordum. Filmdeki ailenin 4üzleri oluyordu. "Bizimde böyle 5-6 çocuğumuz olsun." Öksürük krizine girdim. "Saç malama emir" yüzünü bana döndürdü. "Birileri korktu galiba" tabikide korktum. 5 çocuk ne kadar zor haberi var mı? "Sen tabi sadece yapma aşamasında olucağın için geri kalan aşamaları ben yapıyorum." Ağzımı açtığım ana ben. Ne demiştim öyle. Emir kahkaha atıyordu. "Yapma aşamasında büyük bir zevkle olucam diğer aşamalardada büyük bir içtenlikle olucam." Galiba domatese dönüyordum. 20 dk sonra "sahra" "efendim""ben gerçekten çocuk istiyorum." " tamam bende istiyorum ama her şeyin bir zamanı var." Offladı. "Evlenince ben sana bu sözleri hatırlatıcam." Sessizce söylendi. Göğsüne yumruk attım. "Emir Hanzade eğer bir daha bu gece edepsiz espiri yaparsan bunun hıncını sizden alırım." "Tamam tamam sustum." Elini ağzına fermuar çeker gibi çekti. Başımı tekrar en sevdiğim yere koydum. Gözlerim ister istemez kapanıyordu. Uykuya teslim oldum...Bölümü beğendiniz mi???
5 oy yeni bölüm
![](https://img.wattpad.com/cover/212107466-288-k589954.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emir ve Sahra
ChickLitZeynep Sahranın kitapları olan Ayçöreği ve Elmalı Turta kitabının üçüncüsüyle karşınızdayım. Elamlı Turtanın kaldığı yerden itibaren yazılıcak olan bu kitap benim gibi kitap bitince üzülenler için Birebir.