Bölüm 8: Mutfak Faciası

44 4 55
                                    

   Herkese merhabaa! Bu bölüm de bolca konuşmayla geçen bir bölüm oldu. Daha sonraki bölümlerin böyle olmayacağını düşünüyorum ama emin de değilim. Ama Defne'yle Ege çok tatlı değiller miii? Normalde sonunu böyle bitirmeyi düşünmüyordum ama daha fazla uzatmamak için burada bitirdim. Bu bölüm şimdiye kadar yazdığım bölümlerin en uzunu oldu. Tam 2127 kelime. İleride daha uzunları da olur tabi. Neyse çok boş yaptım. İyi okumalarr!

   Aa bu arada yukarıya koyduğum şarkı bölümde çalıyor isterseniz onu açıp okuyun;')

  Tekrardan iyi okumalaarr. 😅🤦🏻‍♀️

 😅🤦🏻‍♀️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~  ~  ~

Sabah

Ege'nin Anlatımıyla

   Hayatımda hiç bu kadar kötü bir gece geçirmemiştim. Neredeyse hiç uyumamıştık. Bir bebekle ilgilenmek, anne-baba olmak ne kadar zormuş.

   Zar zor kafamı kaldırdım... ya da kaldırmaya çalıştım. Çünkü onu da yapamadım. Defne'nin kafası göğsümdeydi, Yağmur ise Defne'nin kucağında. Üçümüz, öylece uyumuşuz.

   Defne'ye bakıyordum, o sırada yavaşça gözlerini açtı. Gülümsedi, ben de ona gülümsedim.

"Günaydın..."
"Günaydın, Uyuyan Güzel."
"Ya Egee... Sanki sen 5 saattir uyanıksın." Bu kızgın hallerine bayılıyordum.
"Şş, çocuğu uyandıracaksın."
"Ay, özür dileriim." dedi sessizce. Bir insan bu kadar mı tatlı olur?

"Sence Yağmur'u yatağımsı yerine bırakıp kalkalım mı, yoksa hiç dokunmamalı mıyız?"
"Bence dokunmayalım. Hazır uyumuşken biz de dinlenelim biraz."
"Tamam güzelim, sen nasıl istersen."

"Ya-yani eğer sen rahatsızsan kalkabilirim. Kalkalım istersen... Yani rahatsızsan söyle... Ege bak rahatsız etmek istemem. Yani öyleyse kalkayım. Kahvaltı da edebiliriz. Yani sorun değil benim için... Rahatsız mısın? Ben kalkayım di mi? Evet, bence de, tamam, hemen kalkıyorum..." Ben konuşmasından rahatsız değildim ama biraz daha konuşursa Yağmur Hanım rahatsız olacaktı. O yüzden işaret parmağımı kaldırıp dudaklarına değdirerek susmasını sağladım.
"Defne... Bitti mi, balım?"
"Hıhı..." dedi ve kafasını öne eğdi.
"Utanma... Rahatsız olduğumdan demedim. Yağmur uyanır diye dedim."
"Off, özür dilerim. Biliyorum çok konuştum. Ara sıra oluyor öyle... Özür dilerim..."
"Defne, ben seni 17 yıldır tanıyorum. Yani bilmediğim bir şeyin yok. Bana bir şey açıklamana da gerek yok. Ayrıca artık özür de dileme. Kafanı koy ve dinlen biraz, güzelim."
"Peki..." dedi ve kafasını koydu. Kokusunu içime çektim. O kokusu, gerçekten beni bitiriyordu...

  Birden Yağmur ağlamaya başladı. Defne'nin ne yapmaya çalıştığını ve ne yaptığını hiç anlamadım fakat karnıma dirseğini geçirmiş, kucağına da Yağmur'u almış bir şekilde oturuyordu.

ArkadaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin